dior un 4 mevsimlik maskülen designer parfümü. bunun edt olanı ile parfum olanı arasında hemen hiç fark yok...
çok yönlü bir koku olup sentetiktir... fiyatı itibari ile bir dönem çok sık ve yaygın kullanılmış olması dışında bir handikapı yoktur... blu de chanel ile benzerdir.
Diğer üçlüsünü kullanmamış olmakla birlikte dior sauvage parfum versiyonunu kullanıp beğendiğimi söyleyebilirim, kötü yanı şu ki bu serinin muadil parfümcülerce üretilen taklitlerini birçok insan kullanıyor yani bilindik bir koku.
Kötü bir koku olduğunu söyleyemem ama klasik bir piyasa parfümü olarak (çok tercih edilmenin de etkisiyle) hak ettiğinden çok daha pahalıya satılıyor.
Armani, lv, givenchy, dolce, calvin vs moda markalarının parfümlerine bu paraları vermek yerine (%10-30 fazla vermeyi göze alarak) biraz daha niş parfümler denense hem birbirine benzeyen onlarca sıradan koku kullanılmamış olacak, hem de koku çeşitliliği artacak.
En basitinden bir Atkinsons, guerlain çeşitlerine bakın.
(Daha fazla verip aynı sarmala girmemek için işin başında tom ford ve tiziana terenzi’den uzak durmakta fayda var. Yoksa Kirke, noir extreme, ombre leather gibi yaygın olanlarda birini satmak isteyeceklerdir.)
Parfümcüye gidince iç bileğinize, iç kolunuza ve dış bileğinize kokuyu belli bir mesafeden sıkın. Bir seferde 3-4 taneden fazla parfüm koklamayın.
1- 10 saniye sonra koklayın. Bu açılış kokusudur. genellikle hızlı yayılan narenciye, lavanta gibi kokular üst notalarda kullanılır. Buna bakarak parfüm alırsanız yanılırsınız, çünkü parfümün aslı orta notasıdır.
2- 5 dakika ila yarım saat sonra aynı yeri koklayın. işte burası orta notasıdır. Parfümün koku karakterini ve dışarıya nasıl koku yayacağınızı bu belirler.
3- 1 ila 3 saat sonra tekrar koklayın. Burası dip notadır. Bu noktada da koku değişecektir. Ancak orta notadan izler taşır ve artık yayılım durmuştur. Öyleyse neden önemli? 3-4 saat sonra dip notası hala belirgin olan parfümün kalıcılığı iyidir. Dahası, bazı parfümlerin dip notaları cildinizle temastan belli bir süre sonra çok fazla acılaşabilir ve çirkin bir hal alır. Bu durum ciltten cilde değişir. Eğer bu varsa o parfüm sizin cildinizle iyi reaksiyon vermiyor demektir, orta nota performansı da çok iyi bir sonuç vermeyecek demektir.
Bu üç kriter size, parfümün gerçek kokusu ve kalıcılığı ile ilgili en net bilgiyi verir. Diğer yandan bu süre zarfında yakınınızdaki kişilere parfümü ne kadar mesafeden hissedebildiklerini sorma imkanınız olur ki, bu da parfümün yayılma performansı (saldırganlık) demektir. Açılışta bütün parfümler olduğundan daha saldırgan performans sergileyeceğinden yayılım konusunda yanıltıcıdır.
Dolayısıyla koku eksperi falan değilseniz, test kağıdından veya havaya sıkarak parfüm denemeyin. Sizin için bir anlamı yok.
Koku karakteri, kalıcılık ve saldırganlık kriterlerinin tamamı cilde sıkılarak ve beklenerek anlaşılır.
Misal dior sauvage’ı havaya/kağıda sıkarak fresh bulup çok beğenebilirsiniz ancak teninizle uyumunu bilemezsiniz. Sauvage’ın kalıcılığı ise oldukça düşüktür, bunu da o esnada anlayamazsınız.
Parfüm denerken satıcıların içerik bilgisi de sizi etkilemesin, bu onlara profesyonel bir görünüm kazandırsa da google’dan basit bir aramayala aynı bilgiye ulaşmak 3-4 saniye alıyor ve eksper/imalatçı değilseniz bu bilginin de size faydası yok. Siz hoşunuza giden bir koku arıyorsunuz, esans içeriğini öğrenmenin, paçuli’nin nasıl bir bitki olduğunu bilmenin, tasarımcıların italyan sokaklarındaki yağmur kokusundan (memo) nasıl etkilendiği gibi edebi metin tadındaki saçma bilgilerin size bir faydası yok. Keza parfümün ne kadar çok sattığının da size bir faydası yok. Sonuçta Elektronik eşya değil bu, çok satmasından sağlamlık/kalite/memnuniyet sonucu çıkarımı yapmayacaksınız. Dahası, zaten çok satıyorsa bilin ki, sıradan piyasa parfümlerindendir ve varyantlarından diğer markalar da bir sürü çıkartmıştır. Bu durumda size özel olmayacaktır.