90 lı yıllarda efsane grunge topluluk soundgarden, 21. yüzyıl rock müziğin ilk yarısında ise audioslave ile harika işlerin altına imza atmış üstün solist. son dönemlerde şebek r&b isimlerle 20 yıllık kariyerini rezil etmiş adam.oysa biz say hello to heaven çığlıkları, jesus christ pose da kükremeleri ile hatırlamak isterdik.
zannımca audioslave döneminde zirve yapmış lakin sonrası solo çalışmalarında hiç o kadar başarılı olamamıştır. fakat sesinin mükemmel olduğu gerçeğini değiştirmez.
Bu abimizi içten içe kıskanmayan erkek, karşısında erimeyen kadın yoktur diye düşünmekteyim. Bir süre dinlendikten sonra şarkı söylerken ses çatallandırılır, Chris Cornell gibi söylenmeye çalışılır lakin... ı ıh... Sürekli tarz değiştirmesi büyük kesimden tepki alsa da kendi kanaatimce büyük başarıdır. Her yaptığını dinletebiliyorsa ve bunları çekinmeden yapabiliyorsa bu adamın eli öpülür. Ancak insan "nasıl?" diye sormadan edemiyor. Bir insan 90'larda dünyayı kasıp kavuran Soundgarden solistiyken nasıl olur da 20 yıl sonra Timbaland'le albüm yapar? Ama yine de iyi yapar.
sahne tavırları tipik grunge temasına pek uymasa da rahat davranması ve kıyafetlerinin gösterişsizliği cornell'in bu kadar sevilmesinin bir diğer nedenidir. ilk nedeni tabi ki dünyada bir benzeri daha bulunmayan harika sesi.
scream albümüyle sesinin güzelliklerini tüm dünyaya kabul ettiren müzisyen. aslında audioslave kariyeri ilk dönemlerinde biraz tutuk olsada solo performansıyla adından epeyce söz ettirdi. kesinlikle dinlenmesi gereken kişi.
(bkz: part of me)
london palladium daki olağanüstü solo performansını izledikten sonra 1 hafta kendime gelemediğim, akabinde bir daha ne zaman izlerim ki diye sorguladığım ve bana londra yı özlettirendir.
gerçekten de bir gece aklınıza düşen onlarca şarkıya sesinin imzasını atmış yaşlandıkça yakışıklaşan şarap gibi solist
hele ki bass gitarlı şarkıları sevenler için hep dinlenmesi gereken adam! http://www.youtube.com/watch?v=nfQ9bvDbyZE