şimdi de taktik bu mu? postmodernist parfüm reklamlarına benzedi sanki. aslında gerçeği yansıtmasa bile, konjonktürdeki kara propagandanın doğru boyutlarını göstermiyor da değil. şu bahsettiğim reklamları göz önünde bulunduralım. hatta bazı kavramları bu bahsettiğim kavramdan (postmodernizm) yola çıkarak hatırlayalım. Neo-liberal politika ile artık ihtiyaç dahilindeki ürünleri değil, gösteriş boyutlarında ürün pazarlama anlayışı ortaya çıkar. Kapitalist anlayışa bizler en çok, "ihtiyacın kadarını al!" sloganıyla karşı çıkarız, hatırlayalım. postmodernist anlatış ise, bu sattığı parfümü, 'çevremizdekiler rahatsız olmasın' gibi faydacı ve gerekli bir anlayış ile değil, 'kadınlar/erkekler tarafından çekici kılınma' anlayışı ile sunar. "eğer bu ürünü kullanmazsan, belki de iki günde bir yıkanan birisi olarak çevrendekileri rahatsız etmezsin, ancak kadınlar/erkekler seni beğenmez." argümanından söz ediyorum. çeşme suyunun içilemediği bir şehirde, yerel seçim vaadleri köprülü kavşak olmuşsa, günün birinde kara propaganda anlamında bu açılan başlığın resmi boyut kazanmasına inanın şaşırmam.