öncelikle bir seçim arifesinde daha ateistler dahil olmak üzere herkesi ak parti'ye oy vermeye, vermemekte kararlı olanları ise bir an önce takkelerini başlarına devşirmeye davet ederim. on üç yıldır büyük emeklerle yapılan hizmetleri görmezden-duymazdan gelip de yetmiş yedi yıl önce vefat eden atamızın hatrına bu gidişle en az bir yüzyıl daha iktidara gelemeyecek partilere boşuna oy vermeyin. niyetimin kesinlikle infial yaratmak olmadığını; sadece yapılan araştırmalar, uzun süreli deney ve gözlemler sonucu ortaya çıkan geniş kapsamlı bir çalışmanın sonucu olduğunun altını çizer; öyle başlığa bakarak, hepinizi hidayete erdirmekten başka bir arzusu bulunmayan bir evliya ve asfiya olan etuuu'ya ağza alınmayacak küfürler etmemenizi yüce allah'tan niyaz ederim.
velhasılı geçtiğimiz günlerde plastik ördeğim ismet'i mikrofon gibi tutup banyoda çırılçıplak ilahi söylediğim sırada üst kat komşumun evinden gelen sesler sonucu türbe yeşili kadife bornozumu üzerime giyip, hz isa model saçlarımı şöyle bir savurup takkemin altında topladıktan sonra koşarak üst kata çıktım. muhtemelen halime teyze sesleri benden önce duymuş olacak ki ibrahim abinin kapısına bardak dayamış içeriyi dinliyordu.
halime teyze: ayyyy. ne korkutuyosun be türbansızın evladı!
etu: hahahahhaha. alttan sesi duydum da hemen geldim halime teyze. neler oluyor içeride ya apartmanımızın şen dulu aysun hanımın memeleri ibrahim abilerin dairesine mi kaçmış ?
halime teyze: valla kapı deliğinden apartmanı gözetlerken aysun hanımı üst kata çıkarken gördüm. yine senin ırzına tecavüze kalkacak sandım ama bu sefer ibrahimgilin kata çıktı.
etu: ya bu akodumun karısının ateşini söndürmek için itfaiyeci şapkası takıp gül suyu tabancamdan orasına burasına sıkıcam ya. yeter be, betini bereketini kaçırdı apartmanın salih bile namazlarını aksatır oldu artık...
halime teyze içeriden gelmekte olan cinsel seslere daha fazla dayanamayınca merakına yenik düşüp zile bastı. kapıyı uzunca bir süre açan olmayınca başkomiser engin dalga'nın sesini taklit edip ''açın kapıyı. polis!!'' diye bağırdım. sesimi duyan aysun hanım o insanın takkesini başından alan göğüs dekoltesi ve rahmani duygularımı kabartan mila kunis bakışlarıyla kapıyı açtı. ''yat yat yat ahlak polisi!'' diye bağırıp belinden şöyle bir kavradıktan sonra yüzüstü yere yatırdım. söylemesi ayıptır hafiften arkadan dayamış olabilirim yere yatırırken...
ibrahim abiyi oturma odasında yattığı yerde çılgınlar gibi garip hareketler yapan, ara ara duvara filan tırmanıp tavanlarda yürüyen oğlunu zapt etmeye çalışırken görünce üstten gelen seslerin kanunlara aykırı bir cinsel ilişkiden değil de ibrahim abinin oğlu, spastik özürlü cemil'den geldiğini fark ettim...
ibrahim abi her cuma vakti namazını cemaatle birlikte kılan, mübarek ramazan ayında salih'le beni iftara davet eden, evinin salonunda saatlerce semazen yapıp; bayılana kadar dönen, ehl-i sünnete uygun yaşantısıyla takdire şayan bir mümindi. türbansız gezen bayanlara balkondan aşağıya türban attığım vakitlerde arada bir çöpten kağıt toplayarak geçimini sağlayan gariban sokak kedilerine sucuklu tost filan attığını görür, içimden takdir eder; balkonuma düşen tostları çaktırmadan cübbemin altına saklayıp eve sokar; salih'le beraber şükredip afiyetle yerdim...
ve de cemil adında bir oğlu vardı ki... ibrahim abiler apartmanımıza taşındığından beri kendisini yakından görmek nasip olmamıştı. iki kez evlerinin camından dışarıya engelli hareketleri yaparken gördüm onu, ibrahim abiye geldiğimizde de ne hikmetse odasında kilitli dururdu. ne zaman tuvalete gitme bahanesiyle buğulu camdan içeriye doğru bakacak olsam babası ani bir hareketle önümde bitip fırından yeni çıkmış ramazan pidesi kadar sıcak elleriyle belimden kavrar, çikolata kaplamalı medine hurmalarıyla aklımı çeldikten sonra masaya geri oturturdu. ibrahim abi kolay kolay kimseye göstermezdi yani onu, yıllardır düşünüp dururdum neden bu çocuk bizden gizleniyor; acaba harika çocuk ya da ateist falan mı diye.
etu: tövbe bismillah, ibrahim abi ne oldu bu çocuğa akoyim ya ?
ibrahim abi: içine kafir cin kaçtı herhalde, iki saattir aysun hanımla uğraşıyoruz bi türlü düzelmedi.
etu: zall'ı çağırsaydın düzeltirdi. hahahahah. oha lan çocuk bi maymun çarli'ye bi splinter usta'ya dönüşüyor... daha önce de olmuş muydu bu tür bi olay ?
etu: abi durum ciddi, anlat bakalım ben hallederim bunu; insanın da cinin de ateistinin hakkından gelirim alimallah!
ibrahim abi: biliyosun kardeşim, benim eşim yıllar önce elim bir olay sonucu vefat etti...
etu: anlatmıştın abi, ateistler vurup kaçmışlar arabayla sonra da bluzunu çıkarıp kemerburgaz çöplüğüne atmışlardı yanlış hatırlamıyosam.
ibrahim abi: işin aslı öyle değil... bizim cemil eskiden böyle değildi, gayet sağlıklı ve yakışıklı bi çocuktu. bayram namazlarına benden önce gidiyor, beş vakit namazını aksatmadan kılıyordu. sonra üniversiteye başladı ve orada chp'li bir kızla tanıştı... başta karşı gelmek istedim ama çok seviyordu kızı, sırf onun hatrına oyunu chp'ye veriyor odasında kemal kılıçdaroğlu'nun seçim çingılını son ses açarak başında kasketiyle çırılçıplak dans ediyordu. günlerden bir gün kazlıçeşme chp mitinginden sonra kız bunu evine davet etmiş...
ibrahim abi: sarılarak sabaha kadar duşun altında ''no allah no cry'' diye şarkılar söylemişler...
etu: yok artık, ateistler duş alıyorlar mıydı ya yok ebesinin türba.ı.
ibrahim abi: şampuan ve duş jeli kullanmıyorlar elbette ki. sadece şöyle bi ıslanıp çıkıyorlar en azından bok gibi kokmamak için. zaten görmüşündür gezi parkında tomalara kendilerini ıslattırıp beyaz tişörtün altından alenen meme şovlar yapmışlardı. her neyse işte duşun altında çırılçıplak vals yapıp allah'ı inkar ettikleri; üstüne üstlük cumhurbaşkanımıza sövdükleri günün gecesi bizim oğlan eve geldi, gelir gelmez de gitti yattı. sabah olunca annesi odasına girmiş. cemil'in alt çene tarafı hafiften yamuk, kafası vücudundan bağımsız hareket ediyormuş, elleriyle de bi garip hareketler yapıyormuş böyle. o da ağlayarak oğlum ne hale geldi deyip cemil'in odasındaki bütün chp posterlerini yırtıp atmış. bikaç zaman alışmaya çalıştı bu duruma ama sonunda dayanamayıp kendini türbanından tavana asarak intihar e...
şehadet parmağımı ibrahim abinin dudağına bastırıp susturdum. salih'i ödemeli arayıp gül suyumu, seccademi, doksan dokuzluk tespihimi ve ak parti seçim çingıllarının bulunduğu kasetleri getirmesini emrettim. salih geldikten sonra başımdan aşağı iki şişe gül suyu boşalttım ve ''takkelerin gücü adına güç bende artık'' diye haykırıp etrafımda iki tur döndükten sonra takkemi fırlattığım gibi cemil'i tavandan düşürdüm önce. ellerini doksan dokuzluk tespihimle bağlayıp vücudunun her tarafını zemzemle ıslattım. ardından çevresinde dönerek ilahi bir nur çemberi oluşturdum ve allah-u ekber diye haykırıp kutsal topraklara ayak bastığım hac ayakkabımla başına vurdum. kafir cin yavaş yavaş bedenini terk etmeye başladı, terk ederken de bana el kol hareketleri filan yaptı sanırım alkışlıyordu tepkisini göstermek için...
meğerse yıllardır spastik olduğunu sandığım cemil allah tanımamazlığın, koskoca hükümete ve cumhurbaşkanımıza nankörlük etmenin o ağır bedelini ödeyerek bir gecede spastiğe dönüşmüştü yani engelli daha da açarsak özürlü olmuştu... işte o anda fark ettim ki chp'ye oy vermekte olan insanlara kızmamak gerekirdi. çünkü onların oldukça büyük bir kısmı görme, duyma, bedensel ve zihinsel özürlü kimselerdi...
salih ve halime teyzeyle beraber evin içinde son ses "bi daha bi daha haydi bi daha" şarkısını açtıktan sonra hoparlörün tekini balkona doğru çıkarıp chp'lilere nispet yaptık sabahlara kadar. salih'le birbirimize liseli aşıklar gibi göz kırptıktan sonra halime teyzenin türbanını mezdeke gibi ağzımıza burnumuza kapatıp göbek attık büyük bir mutluluk ve coşkuyla. rahatsız olan ateistlerin fırlattığı tüm taş, suudiyen ve baksırlarsa evimize ulaşamadan gayb alemine karıştılar öylece. belli ki yüce allah bizi ilahi bir nur kalkanıyla koruyordu...
toplum kendinden farklı olanı her zaman yaftalamıștır. mesela herkes tek kulaklıyken sizin iki adet kulağınız olursa maalesef size özürlü derler. dolayısı ile özürsüz olmak sadece bir standart belirtir. doğruyu belirtmez. normal olan mutlak doğru değildir. yani bir ülkenin %60ı geri zekalıyken siz aydın azınlıkta iseniz diğerlerine göre özürlü kabul edilmeniz gayet mümkündür.
Edit: CHP fanatiği değilim zira Fanatizm en büyük cehalettir. Oy da vermem. Sadece CHPnin seçmen kitlesinin diğer partilerin seçmenlerine kıyasla daha aydın olduğu gerçeğinin farkındayım.
Sözlük okumaktan başım ağrıdı özet geç kardeş. Hem oy iste hemde satırlarca yaz. Kardeş burası türkiye. Bu arada 13 yılda yapılanları sıralar mısın? Yol, köprü, toki, havaalanı, liseden bozma üniler. Ee burda şaşırılacak über hizmet nedir. Bulunduğumuz çağın gerekliliklerini yalnızca inşaat bazında yapmıştır. Hemde ne karlarla. Senin benim değil o kar tabiki yandaşın. Sen o yapılan köprüyü yolu ancak para vererek geçersin. Yandaşta senin vergilerini cebine doldurur. Bana akp nin yaptığı bilim, sanayi, eğitüm, hukuk, özgürlükler, ecolojik çalışmalarını anlatabilir misin? Yetmez ama evet dersin, iç güvenlik dersin değil mi? iki yol yaptı diye taptınız şu adamlara. Görmüyor musunuz hepsi nasıl zengin oldu. Peki sen? Sana ne oldu hiç koca bi hiç yine evinde kuru fasülye pilav yiyorsun. Buna da şükür değil mi? Şükür tabi ama şükrede şükrede ülkeyi batıracaksınız be. Türkiye büyük bir ülke, bu ülke tarımla bile kalkınabilecekken aldığın paraya şükrediyorsun ya helal olsun.
bunca yapılana rağmen hala vatan hainlerine oy verdiklerindendir. onlar değil mi avrupa birliğine türkiyeyi şikayet eden. sen gördün mü yaltaklandığın almanyadan böyle bişey .