Malumunuz üzere CHFnin (CHP) 1935 tarihinde toplanan 4. Kurultayında, faşizmi, diktatörlüğü sağlamlaştıran önemli kararlar alındı. Bu kurultayda fırka, parti olarak değiştirildi. Asıl mühim değişiklik parti tüzüğünde yapıldı.Bu değişikliklere göre:1 - Parti genel sekreteri aynı zamanda içişleri bakanı oluyordu.2 - illerdeki valiler parti il başkanlığı görevine getirildiler.3 - Umumi müfettişler hem parti işlerini, hem de devlet işlerini denetlemekle görevlendiriliyordu.Batı Avrupada faşist rejimlerin güçlendiği bu dönemde (Hitler, Mussolini), partinin devletle bütünleştirilmesi, M. Kemal rejiminin faşist uygulamalardan da etkilendiğinin bir göstergesidir.Değişikliğin nedenini, CHP Genel Sekreteri ve içişleri Bakanı Şükrü Kaya, 28 Ağustos 1936 tarihinde şöyle açıklıyor:Cumhuriyet Halk Partisinin memleketin siyasi ve içtimai hayatında güttüğü yüksek maksadın tahakkukunu kolaylaştırmak ve partinin inkişafını artırmak ve hızlandırmaktır. Hükümet ve parti beraberliğini, bütün kudreti hükümete vererek parti teşkilatını daha az ehemmiyetli görmeye mütemayil bir zihniyet şeklinde telakkiye mani olmak lazım geldiği gibi, esas meselenin partiyi kuvvetlendirmek ve partinin gayelerini daha kolaylıkla gerçekleştirmek için hükümetin tam yardımını temin etmek olduğu tebarüz ettirilmiştir. [1]Ne ki, tüzükte yapılan değişiklik Memurin Kanununun** 9. maddesiyle çelişiyordu. 9. madde, memurların siyasi cemiyet ve kulüplere katılmalarını yasaklıyordu.M. Kemal söz konusu maddeyle ilgili olarak şunları söylüyor:Ben bu maddede değiştirilecek bir şey görmüyorum. Çünkü burada memurların **siyasi cemiyetlere girmemesinden maksat** onların, **benim partimden başka partiye** intisap edememesi demektir.
bu bakımdan, bu madde hatta faydalıdır ve katiyen değiştirilmemelidir. [2]Görüldüğü gibi, önemli olan yasa değil, yasanın M. Kemal tarafından yorumlanışıdır.** Memurin Kanunu: 18 mart 1926 tarihinde yürürlüğe giren ve memur olmanın sınırlarını ortaya koyan kanun.
KAYNAK:[1] CHP Genel Sekreterliğinin Parti Örgütüne Genelgesi, cilt 1, sayfa 9.[2] Hilmi Ural, Hatıralarım, Ayyıldız Matbaası, Ankara, 1959, sayfa 297-298