% 25'leri geçememiş bir chp'nin % 40'larda dolaşmasıdır. nasıl olmuşsa olmuş ama dikkat etmek lazım, alçak rakımdan yüksek rakıma çıkmak her zaman için risk demektir.
(bkz: chp ye oy veren maldır) evet bu böyledir. şahsen savunuyorum ki bu partiye oy veren ve her ne şekilde olursa olsun bu parti nin düşüncesini savunan ve kemalist felsefe de olan kişiler ciddiyen maldırlar. bu ülke de dünyaya uyum çabası yürütülürken bu kadar gerici ve eskici bir mantıkla yoluna devam eden ve atatürk ü buna malzeme eden bir partiye bu kadar oy çıkıyorsa yazık ki ne yazık. şahsen bir türkiye vatandaşı olarak avrupa birliğine girmeye çalışan ve ordu nun insanları üzerinde ki etkisinden arınmaya çalışan bir ülkenin yurttaşı olarak bu partiye oy veren insanlardan cidden utanıyorum. bu kadar yüzsüzlük ve pişkinlik olamaz artık. insanlarımız artık gerçekleri görmeli ve chp nin mantığı ve inancından vazgeçmelidirler , bu eskide kalmış eşit olmayan ve bağnaz düşüncelerle dolu partiden ve felsefelerinden vazgeçmelidirler.
cehape'liler durumun farkında hala eski kafa ile ülke yöneteceklerini zannediyorlar. ki zannetmeyi bırak ayan beyan açıklıyorlar.
bu ülke çok partili hayata geçiş ile chp'ye bir daha sittin sene (siktim sene) tek başına hükümet olanağı vermez. he olur da gine tek parti zamanını özleyenler olur o zamanlara döneriz bak o zaman olur işte. *
(bkz: gittikleri gibi bir daha gelemezler)
onur öymen'in "dersim isyanı" gafından sonra ancak ve ancak rüyalarda olabilecek bir şeydir. bu yönetim kadrosuyla chp'nin %40 lara çıkması demek bu ülkenin artık terkedilmesi demektir. allah korusun.
not: chp'nin alt kadrolarının çalışkanlığını tenzih ederim.
imkansız durumdur. çünkü chp'ye göre (atatürk dönemi dahil) sivas'ın doğusunda bir türkiye yoktur. hele ki sivas'In güneydoğusunda, hiç kimse yaşamıyordur. yani ülkenin yarısını kafadan siliyorlar (ki doğudan ne zaman oy çıkmış chp gibi sağcı bir partiye?) kalan bölgelerden tam çekerlerse belki mümkündür, belki değil.
türkiye nin sosyolojik yapısını özümsemeden, her seçim sonrasında dumur olmaya alışmış insanların, bir daha ki seçimden sonra da alışkın oldukları dumurluk durumunu yaşamak için kendilerini inandırdıkları sav.