tanımsal açıdan chp adaylarının nedense hemen seçimler öncesi, uzun yıllardır yaptıkları açıklama ve davranışlarına tezat şekilde yaptığı seçim yatırımıdır. yanlış anlaşılmasın sadece başörtüsü değil, fular ve oyuncak da dağıtmıştır. bu haberi ve fotoğraflarını ilk gördüğümde aklıma 22 temmuz seçimleri öncesi geldi az biraz araştırınca gördüm ki; yozgat ve trabzon kadın kolları genel seçimden önce de başörtüsü dağıtarak değişik ve barışık bir imaj vermeye çalışmıştı. dağıtsınlar elbet bunda sıkıntı yok ama hem dağıtıp hem başka şeyler dağıtanları eleştirmek, dağıtılanların niteliğine aykırı beyan ve davranışlarda bulunmak asıl mesele. bu sefer de pendik belediye başkan adayı Mehmet Salih Usta ve yanındaki kadınlar pendik ilçesinde oyuncak fular vs nin yanında başörtüsü dağıtıyorlar ve adayın bizzat bir kadının başını örterken ki fotoları mevcut. ama işin ilginci ardından gelen açıklamarda aynen aktarıyorum;
Pendik'te 370 bin seçmen var. Burada 81 ilden insan yaşıyor. Pendik mini bir Türkiye'dir. Biz insanlarla örtüşmeye ve yüzleşmeye çalışıyoruz. Başörtüsü bizim bir gerçeğimizdir. inanarak örtünen kardeşlerimize başörtüsü hediye ediyoruz.
sizin de dikkatinizi çekti değil mi; " inanarak örtünen kardeşlerimize " demek ki chp kimin inanıp inanmadığına karar verebilecek kadar laikliği ileri götürmüştür. aklıma hemen peygamber efendimiz döneminde tüm ashabın münafık olduğuna emin oldukları bir yahudilikten müslümanlığa geçen adamı efendimize şikayet etmeleri geliyor da efendimiz " kalpleri ancak allah(c.c.) bilir, ilişmeyin " diye cevap veriyor.
ben şahsen yarın bir chp bürosuna gidip gerçekten mi inanıyorum yoksa rafadan mı müslümanım öğrenmek istiyorum, hayır bilelim de haybeye oruç tutup, namaz kılmayalım.
edit: eksileyen arkadaşlar bilsinler ki aynı açıklamanın devamında diyor ki adayımız; amacımız 50.000 adet başörtüsü dağıtmak. yani diğer şeylerin yanında 3-5 başörtüsü vermiş de içinden cımbızla onu çekip buraya koymuyoruz efenim bir bildiğimiz var ki yazıyoruz.
'insanları aldatma yoluyla yönetme sanatını'*ifşa edebilecegini düşünen bir parti için normal olan durumdur.tabi bu durumdan sonra özellikle bütün başörtülüler şimdi hemen oylarını chp'ye verecektir.*
üniversitelerdeki kontejyandan dolayı herkesin üniversite okuyamaması sorununa çözüm olarak girişilmiş sinsi proje olabilir.*
şöyle ki , daha çok kişiye başörtüsü dağıtılarak , potansiyel üniversiteli bayanların "üniversiteye giremez" sıfatı kazanmalarını sağlamak ; böylece başörtüsüyle üniversiteye giremeyenlerin bir süre sonra üniversiteye kayıt yapmalarından da vazgeçmeleri üzerine ; daha önceden kontejyan problemi nedeniyle puanı düşük elitistlerin üniversite okuması sağlanabilir.*
velhasıl , bu kadar ciddiye alınacak bir promosydur.yumurtlayan yumurtanın promosyonu bile daha samimidir...
chp'nin ne yapacağını şaşırmasıdır. hani tutarlı olsalar azcık dicem ki cidden bu insanlar yaptıklarına inanıyor, inandıklarını yapıyorlar. böyle olsa benim fikrimi benimsemeseler bile saygı duyarım, evet cidden inanıyorlar diye. ama kalkıp da baş örtüsü dağıtırsan sen, üstelik de seçim zamanında, bi taraflarıyla güler insanlar hiç kusura bakma. bi de türban dağıtmıyormuş baş örtüsü dağıtıyormuş. madem başörtüsü deyince işler değişiyor ben de başörtüsü takıp okula girmek istiyorum o zaman. yedi mi? yemedi.
(bkz: ama olsundu)
mantıken, siyaset kitlelerin beklentilerini görebilmek ve bu doğrultuda vaatlerde bulunup oy almak değil midir?
öyle ise, chp yıllar sonra bile olsa, halkın sesine kulak vermeyi akıl edebilmişse, ben "buna da şükür" derim.
lakin polyanacılık oynarken (benim gibi düşünenlerin de) arkamdan "aptal" ithamına uğramamak için belirtmem gerek; chp'nin türban-başörtüsü-çarşaf (artık kendi kendimize yarrtığımız kavramların içinde boğuluyoruz) açılımları ve yeni geliştirmeye çalıştıkarı bu sözümona "özgürlükçü ve tahammul çıtası yükseltme" dili, hiç bir şekilde inandırıcı olmadığı gibi, chp'nin tabanında da bölünmeye yol açmıştır.
hep söylenen şeyleri söyledim sanırım. çok dillendirilmeyen bir şeyi söyleyeyim.
chp'nin seçim otobüsünde başörtüsü-türban dağıtması laikliğe aykırı değilir.
ama bizim mevcut laiklik algımıza aykırıdır.
ve eğer dini simgeleri siyasette kullanmanın adına "irtica" diyeceksek, türkiye cumhuriyeti tarihinde ilk irticacı atatürk'tür.
meclisi kuran okutarak açtırmak ve din adamlarını, halkın nabzını tutabilmek için vekil olarak davet etmekle otobüste başörtüsü dağıtmak arasında hiç bir fark yoktur.
