sanırım daha çok kadın kollarına yönelik bir strateji, hürriyet'in internet sitesinde yer alıyor, epey ilginç noktalar var.
aynen aktarıyorum;
"tüsünün hazırladığı, seçim stratejileri 2011 programına göre, chpli kadınlar, seçim çalışmaları sırasında cenaze ve mevlit gibi olaylara katılma ihtimalleri doğrultusunda yanlarında fular taşıyacak; kürk ve deri giysiler giymeyecek. evlere girerken galoş kullanılmayacak, göz önünde eller kolonyalı mendille silinmeyecek. genel başkan yardımcısı sena kaleli imzasıyla yayınlanan çalışma stratejisine göre, vatandaşlara, chp magneti ya da chp paketli kahve, zeytin, anahtarlık, çocuklara gofret ya da oyuncak götürülecek. ezan okunurken çalışmalara ara verilecek, müzik çalınmayacak. parti çalışmaları hakkında bilgi almak istemeyenlere, sorunsuz insanlarımızla karşılaşmak ne güzel. allah bugünlerimizi aratmasın karşılığı verilecek. gecekondu yerine dış mahalle, bayan yerine kadın ifadeleri kullanılacak. komünist parti söylemine karşı, chpnin halkın iktidarından yana olduğu, emek ve üretenin alınterine sahip çıktığı anlatılacak. dinsiz-imansız parti söylemine karşı ise bizim en yetkili organlarımızda imam ve din sosyoloğu arkadaşlarımız var. atatürk de meclisi bir cuma günü sarıklı imamlarla ve dualarla açtı denilecek"
türkiyenin normalleşmesini isteyenler adına önce umut vaadedip sonra hayal kırıklığı yaratan türden balona dönüşmemesi dilenendir.
bunu samimi olarak söylüyorum.çünkü türkiyenin büyük çoğunluğundaki chp algısı statükocu,devletçi,manevi değerlere düşman bir cumhuriyet halk partisi.bu kimsenin kuruntusu falan da değil.bizzat 80 yıllık yaşanan bir süreç.maalesef chp ve chp tabanı bugüne kadar bunları değiştirecek adım ötmeden ziyade,bu algıyı pekiştiren eylemlere katkıda bulunmuştur.
bu stratejiyi uygulamaya karar vermiş olması dahi başlı başına bir reformdur yeniliktir,türkiyenin normalleşmesine katkı yapacak fiildir.
ama gelin görün ki,saadet partisi seçmeninden dahi daha fazla fikir yobazı,taassup sahibi bir seçmen kitlesine sahip chp tabanı bu stratejiyi nasıl benimseyecektir,burası çok büyük soru işareti.
kemal kılıçdaroğlunun dengeleri gözetmesi gerektiğini biliyoruz ama temenni edilen odur ki bu dengeler statükoculardan yana, ve mütedeyyin kesim aleyhine değişmez.