yanlış bilgi veya kötü niyet ile dillendirilen bir durum; chp taksim parkı projesine izin verdi." söylemi.
taksim parkının yayalaştırılmasına oy birliği ile karar alındı.
yayalaştırmak demek, rezidans ve avm yapılmasına engel değil ki. sonradan projeye bu yapılaşma eklendi. buna da her insan karşı çıktı.
tıpkı; boğaz köprüsü şuradan geçe." diye ferman verilmesi gibi "buraya da rezidans-avm yapıla." diye ferman geldi.
zaten, yayalaştırma bahanesi ile taksime kazma vuruldu ki başka türlü kazma vurulamazdı. tıpkı; kentsel dönüşüm ayağına en güzel parsellerin indiragandi yapılması gibi.
bilmeden konuşulmaması gerekilir.
not: chp denen akp erketesi parti desteklenmemektedir.
ülkemizde olan hiçbir siyasi parti de desteklenmemektedir.
önce onay ver, sonra karşı çık, fırsattan istifade miting yapmaya kalk, sonra vazgeç taksime git. resmen ne yapacağını şaşırdı herifler. hani bir çocuğu bir markete salarsınız ya istediğini al diye. ne yapacağına karar veremez, bir çikolatalara koşar, bir cipslere. bunlar da aynı misal.
nerede olumsuz bir durum var hemen yığılırlar. fakat bu durum partiye oy
kazandırmak yerine daha itici oluyor. vatandaş gıcık kapıp oy verecekken hiç vermiyor.
bir muhalefet partisi olarak yaptıkları şey normal olsa da insanın Türkiye tarihini bilmesiyle yaptıklarının samimiyetini sorgulatandır.
ben Türkiyedeki tüm partilerin ve tabanlarının zihniyetlerinin ötekileştirme olduğuna inanan bir insanım. yani bugünkü akp diktasının destek görmesinin asıl sebebi chp nin geçmişteki aristokratik yönetimi ve zulmü ve buna karşı halkın yüzde 50 si 60 ının hayat tarzlarına (muhafazakarlık üzerinden dini yaşantıdır kasıt) chp kadar müdahale edilmeyeceğini düşünmelerinden kaynaklanır. "bal tutan parmağını yalar" gibi klişe bir söz vardır ki bu ülkemiz şartlarında çok geçerli bir söylemdir. kim başa geçerse geçsin. kendi tabanını besleyen ve diğer kesimlerin değerlerine, yaşayış tarzlarına saldıran bir zihniyet olduğunu gördüm bugüne kadar. çünkü ancak bu şekilde tabanlarından destek alıp kendi zihniyetlerini hakim kılma yolunda güçlenebiliyorlar. siyasi parti desteklemek bizde takım tutmak gibidir.
daha önce de yazdığım gibi bu paradoksu görebilen insanlar apolitik bir kimlik kazanıyorlar. çünkü ne yaparlarsa yapsınlar döngünün süreceğini biliyorlar. arada sırada bu gibi bir siyasi parti tarafından organize edilmemiş tepkilerden umutlansalar da olaydan nemalanma çabasında olan ve başa geçseler belli kesimlere belkide daha beterini yapacak olan zihniyetleri görünce her şeyden tiksiniyorlar. söylemlere baksanız türkiyede tüm partiler demokratiktir ama iş realiteye döküldüğünde hepsi zorbacı hepsi fanatiktir. bunun sebebi demokrasinin ithal oluşu ve halk tarafından sindirilememesidir. bizim halkımız tek adamı sever.