habere göre Referandumda evet oyu vereceğini açıklayan CHP Ankara Milletvekili Eşref Erdem, Merkez Disiplin Kurulu na sevkedildi.Yapılan oylama sonucunda, Eşref Erdem in bir yıl ihraç istemiyle Yüksek Disiplin Kurulu na sevk edilmesi kabul edildi.
demokrasi için, laiklik için, hayır için hayır oyu vereceğini açıklayan chp nin farklı sese tahammülü asla yok. kişisel hak ve hürriyetlere giren kendi iradesiyle kendi kararını vermek olan bir konuda halkoyunda siyasi ideolojiyle alakası olmayan bir konuda karar almasına chp izin vermiyor. zira chp li bir belediye başkanıda evet oyu vereceğini söylemiş, gerekçelerini sıraladıktan sonra bunun chp ile ilgisi asla yoktur yalnızca anayasa değişikliği ile ilgili bir karar bu, yine partim chp ve yine ona oy vereceğim diyen belediye başkanıyla kılıçdaroğlu görüşeceğini söylemişti.
demokrasi eğer onlar getirirse demokrasi oluyormuş meğer, seçkin zümre tebaa için hayırlısını ve doğru olanı düşünür tabi.
hepimiz hatırlıyoruz "demokrasi senin neyine vesayet" cümlelerini.
--spoiler--
Mezkur sözü Cumhuriyet Mitingleri müdavimi bir yaşlı bayan zihinlerimize kazımıştı. istikrar için AK Parti ye oy veren ve ismi Vesayet olan temizlikçisini kınarken ağzından dökülmüştü : istikrar senin neyine Vesayet! O diyalog ülkedeki seçkinci zümrenin vesayetçi şuuraltını deşifre etmekle kalmıyor, aynı zamanda önemli bir gerçeğe işaret ediyor. Evet vesayetçi statüko istikrardan hazzetmiyor. Vesayet mevcudiyetini ekonomik, siyasal ve sosyal istikrarsızlığa borçlu. Toplumun kendi ayakları üzerinde duramaması lazım ki, vasiler devreye girip, durumdan vazife çıkarabilsin. Siyaset bilimci Murat Yılmaz ın güzel benzetmesiyle, önce gelişimini tamamlamamış çocuk nazarıyla vasiye tevdi edilen toplum, şimdi akli melekelerindeki eksiklik gerekçesiyle aynı paranteze alınıyor. Doğal olarak şimdiki vesayetçiler daha acımasız. Önceleri müşfik veli kılığına bürünmeye çalışanlar şimdilerde sopalarını saklama ihtiyacı hissetmiyor , 'Deliye değnek gerektir' zihniyetini açıkça gösteriyorlar. -bülent korucu
--spoiler--
evet farklı planlar, projeler yapan, üreten bir ikdidar partisini hiç bilmedikleri (en son 1950 yılında iktidar olan bir partinin yani 60 yıldır muhalefet olan parti ve partililerin artık köhneleşip sadece laf ürettikleri herkesin malumudur) akıllarına bile gelmeyecek açılımlarla şaşırtan ak parti için eksen kayması olduğunu düşünenler bunların yenilik ve üretimle ilşkisi olduğunu kavramakta güçlük çekmekteler. başbakan bir konuşmasında olayı güzel özetlemişti , biz onların akıllarından bile geçmeyenleri hayata geçirdik ,diye.
farklı renklere ve seslere kulak tıkayan, mecbur görmek zorunda kaldığında ise muhalefet edip, kabul etmediği tüm kararları sabote eden bir düzen kurmuşlar malesef. genel başkanlarının vekiline ve onun gibi düşünen seçmenlere karşı herkesin kendi kararıdır fakat partice alınan karar bu yöndedir, onlarıda fikrimizi paylaşmaya davet ediyoruz diyecek olsa kesinlikle daha erdemli davranmış olur, fakat siyasetin en köklü partisi ve vekilleri siyasi üslubu bırakın kullanmayı halen daha anlamış değiller. kendi içindeki yeniliklere bile kapalı olan bir oluşumdan kim ne hayır bekliyor gerçekten garip. yukarıdaki alıntıda çok önemli cümleler geçiyor şimdiki vesayetçiler daha acımasız diye. sopalarını saklama ihtiyacı bile hissetmiyorlar deliye değnek gerekir zihniyetindeler, sopa sürekli ellerinde, kendileri gibi olmayana kullanmak gerek tabi, yoksa ülkeyi kim dizginleyecek ıslah edecek, laik düzeni kim koruyacak öyle değil mi?
hayır diyen bir akp li çıksa, bunu da propaganda malzemesi yapsa, hayır diyerek chp yalakalığı yapsa bu akp li milletvekili, akp liler de aynı şekilde milletvekilini ihraç edeceklerdir. ama nedense bir tane bile akape li, başbakanlarının dediğine en ufak bir itiraz, hatta bir tartışma, ya da en ufak bir şüphe bile getirmez, yüzyılın partizanlık örneğini sergilerler.
evet - hayır demek tabiki kişinin kendi hak ve özgürlüklerine kalmış ama sen evet şapkasını takıp ak partinin mitingine gidip tayip erdoğanla el sıkışırsan senin köklü bir partide işin yoktur zaten. ya amcanın oğlunu işe sokacaksın ya da devletin malları tatlı geldi denilesi vekildir. ihracı yerindedir.
Deniz Baykal'dan sonra Kemal Kılıçdaroğlu'nun işine yarayacak yöntemdir. Zira hepimiz biliyoruz chp de insanların millet vekili olabilmek için ortaya neler koyabildiğini. 1-2 tane millet vekili de kılıçdaroğlu tarafından seçilmiş olur. O koltuğun hakkını da fazlasıyla vereceğine inanıyorum.
Türklüğümüzü sorgulayan malların akape düşmanlığı (akape ne demekse) gütmesinden kaynaklı kişisel düşünceye saygısızlaşmasına üzülerek şahit olduğum yorumlar silsilesi..
"lakin açık seçik şekilde yoldan sapmış ve bunu açık şekilde dile getiren bir parti üyesi doğal olarak ihraç edilir."
Referandum partiler üstü bir konudur,Türk milletine sunulmuştur,evet hayır oyları akp yi en fazla 5 yıl daha ilgilendirir,gerisi iktidar değişir ama demokrasi daim kalır.
insanların objektif olmasını hazmedemeyin dayatmacı zihniyet yine kendini gözler önüne sermiştir,tebriğe şayandır.
Bu bir parti zihniyeti değil,türk milletinin yolunu çizen,çizecek olan kanunlardır,oyunuzu ona göre verecekseniz verin,olayı idrak edemediyseniz de oy kullanmayın,cezanız olan 20 küsür lirayı biz sözlükte toplar size taktim ederiz.
" örneğin türbanı savunan ya da referadumda "evet" diyen bir vekilin ihraç edilmesi gibi"
Chp türbana hayır diyecekti de çarşaflıya rozeti ben mi taktım demezler mi adama...
yemişim demokratikliğinizi dedirten olaydır.
olaydan pis kokular da yükselmektedir ayrıca, sen niye millet vekili olarak, belediye başkanı olarak bağlı bulunduğun partinin görüşüne aykırı bir düşünceye sahip olsan bile açıklarsınki?
ayrıca, sen çok mu demokratiksin? çok mu özgürlükçüsün?
(bkz: tayyip in umre yi yasaklaması)