baş örtüsünü sorun haline getirenlerin başını çeken bi partinin bu kadar kendiyle çelişmesini, kendisine solcuyum diyen kesimin bile rahatsızlık duyduğu aşikardır.
daha önce üniversitelerde baş örtüsüne serbestlik getiren kanunu anayasa mahkemesine taşıyıp iptaline neden olan, AKP yi laiklik karşıtı olayların odağı olmasına neden olan kapatma davasında "şeriatın kestiği parmak acımaz, bırak kanasın" diyen ama sonrasında çarşaf açılımı gibi, kuran kursu açılı gibi kendi siyaset anlayışına taban tabana zıt açılımlarla milletin karşına çıkıp oy dilenen solun yerle biri konumuna gelen bi siyasi partinün çöküşüdür.
olmayan sorunu çözmeye çabalamak tam deniz baykal'a göre.
türkiye'de baş örtüsü değil türban sorunu var, sorunu teşhis edememişken nasıl bir çözüm gelecek merak içerisindeyim.
başörtüye ayı-dayı nazarıyla bakan bir partinin içi boş vaadidir.
Nasıl oldu da birden başörtü sorununu çözmek geldi içinizden. Bir anda heyecanınız arttı? Eğer niyetinizde halis iseniz neden bu zamana kadar başörtülüye insan nazarıyla bakmadınız?
Bak chp. başörtü sorunu, başörtülünün de gururunun olduğunun farkında olmadan herkesin ortasında onu toplantıdan atmakla çözülmez.
ya da seçim heyecanlıyla, partililerin başörtülü akrabalarını sahneye kaldırıp onlara rozet takmak bu sorunu çözmez. O rozet birinize batar. ya ona, ya sana.
deniz baykal'ı göndermesi ve samimi olması şartıyla chp'nin ilk genel seçimlerden zaferle çıkmasına sebep olabilecek vaat.
anladık artık, akp ya da sağ görüşe yakın bir partinin başörtüye ilişkin tüm hareketleri antilaik bir düzlemde değerlendirilecek. bu da chp için kendisine iktidar yolunu açacak mükemmel bir fırsat olduğu anlamına geliyor.