kemal bey iyidir hoştur bilemem zira takipçisi değilim hani sadece basından tanıyorum kendisini ama bana "lider" olarak görünmüyor. belki haklı olarak lider kim lider mi var etrafta diyebilirsiniz ki haklısınızdır da ama sayın kılıçdaroğlu bana göre kendi söylediğine kendi inanmıyor. bunu seçim beyannamesi ile ilgili yazmıyorum genel olarak kendisinde bir bitse de gitsek durumu var gibi.
oyunculukta duyguyu izleyiciye geçirmek önemlidir ya bu önem siyasette de var. lider dediğin ilham vermeli arkadaş.
edit: sayın kılıçdaroğlunun koltuğu genç birine bırakması ile.
Öncelikle söyleyeyim: ne sağcı ne solcu ne islamcı ne komünist hiçbiri değilim. O nasıl olur diyenler açıp said faik'in "plajdaki ayna" hikayesini okusunlar. ne alaka diyenler için de: her şeyi bir sebebe bağlayan determinizme tüküreyim.
Neyse mevzuya dönelim. Chp için bu iş zor? Çünkü yaklaşık son on senede akp ile gördüğüm şu ki: akp seçmeni giderek fikri olarak saplantılı hale geldi. genellemelerim kemikleşen topluluklar içindir. Bu durum chp'de de yıllardır böyle. Akpli arkadaşlarım hâlâ "ulan bunlar başımıza gelirse ülke ne olur" zırvasında. Yani kafalarına chp öyle bir kodlanmış ki değer yargılarındaki tüm kötülükler oklarını chp'ye çevirmiş durumda. Ha bu durum chpliler içinde geçerli. Onlarda akp'yi öcü gibi görüyor(birilerinin öcü olup olmamasından bağımsız olarak bunu söylüyorum). Yani adam akıllı oturup aklını kullanarak düşünüp tartan yok gibi. Bu hemen hemen bir çok kesim için böyle. Herkesin birbirine düşman olduğu yerde tabiki yargılarda düşmanmış gibi sivriltiliyor.
Evet chp'ye muhalif olan (muhalefetin muhalifi) olan çok büyük bir kesim var. Yani chp şu an farklı kesimlere yelken açmazsa iktidar olması hayal gibi. Farklı kesimlere yelken açsa da kendi tabanını kaybetmek gibi bir derdi var. Aslında son senelerde kemal kılıçdaroğlu bahsettiğim şekilde güzel açılımlar yaptı. "ulusalcı- kemalist" diye tanımlanan bir topluluk bunun üzerine partiden koptu. Aslında bu bence chp için iyi olmuştur. Çünkü chp, yalnızca o kesimin partisi olmaya çalışmakla kendini kısıtlıyordu. Böylece belki açılır.
Ben değerlerin siyasallaştırılmasına karşıyım. chp öncelikle cemaziyelevveli ile arasına bir sınır çekmeli ve bunu anlatmalıdır. akp için kural yok. chp böyle yaparak bazı başarılar elde edebilir. Ama bu başarı nereye kadar gidebilir?
durum o kadar kötü ki, akp'nin seçim politikasını beğenmiyorum ve hiç hoş karşılamıyorum. Çıkar için her şeyi kullanma olarak görüyorum. bunu chp'ye tavsiye edebilirim. Ama bir işe yaramaz. Tüm herkes içinvahim bir durum. Daha erdemli bir siyasetin teşekkül etmesi için gayret etmek lazım.
Partinin önemi yok. Zalim olmayın, zalimleri savunmayın yeter. doğruluk için çalışın elbet mükafatını alırsınız.
m.kemal Atatürk kurduğu bir parti olarak hiç bir zaman iktidar olamayacaktır. nedeni ise çok açık. nasıl din siyasete alet ediyor ve bundan siyasi rant sağlanıyorsa, m. kemal Atatürk'ün yaptıkları da günümüzde negatif olarak eleştirilecek, irdelenecek ve nihayetinde chp'ye mal edilecek. tabii burada chp'nin izlediği politik taktikteki eksiklik, partiyi veya parti sempatizanlarını peşinde sürükleyecek bir lider olmayışı da, chp'nin iktidar olamayacağının bir kanıtı. 40'lı yaşlarda bir ''karaoğlan'' çıkıp gelse belki chp iktidar olur.
parti içi demokrasi tam anlamıyla egemen olacak.tüm il-ilçe örgütleri ve parti kurulları demokratik yöntemlerle belirlenecek.bu durum parti içindeki kavgaları hizipleri asgariye indirir.
parti içi demokrasinin egemen hale gelmesiyle oluşacak parti kurulları, delegasyon ve il-ilçe örgütleri tam bir aklı selim içinde partinin vitrini olacak bir lider bulacaklar.
elbetteki ısmarlama lider olmaz.ama parti içi demokrasi egemen hale geldiğinde mutlaka önplana çıkacak birileri olacaktır.
ancak bulunacak liderin belli özellikleri olmasıda şarttır.olağanüstü bir dönemden geçiyor olmamız asabiyle hiçbir hesap yapmadan ortak bir akılla bu liderin belirlenmesi partinin genel başkan seçimi sonrası birlik ve beraberliğinin korunması açısından daha yararlı olur.
başa getirilecek genel başkanın yıllardır gördüğümüz şekilde yaşını başını almış, ton ton yada tin tin amcalardan biri olmaması elzemdir.
40'lı yaşlarda, eli yüzü düzgün hitabeti kuvvetli, mıymıntı olmayan, cabbar cevval atakan bir lideri olması gerekir.ki lider türkiyede çok önemlidir.bu ülkede seçmenin yarısına yakını ideolojik oy atarken geri kalan yaklaşık yarısıda lidere göre hareket etmektedir.hepimiz eminizki bugün recep tayyip erdoğan siyaseti bıraksa akp'nin oylarının en az yarısı azalacaktır.
dolayısı ile genç dinamik tuttuğunu koparan mıymıy olmayan bir lider bulmak chp örgütlerinin başlıca görevi olmalıdır.
tabiki bulunacak liderin kamuoyunda hiçbir karşılığının olmaması yada tanınmayan biri olması ilk etapta chp adına zor olacaktır.o sebeple bulunacak genel başkanın kamuoyunda en azından chp kamuoyunda bir karşılığının olması şarttır.bu sayede tüm partililerin o seçilen genel başkanın etrafında birleşmesi daha kolay olur.hatırlanırsa belli bir kamuoyu desteği olan kemal kılıçdaroğluda ilk aylarda bu desteği tüm partililerden görmüştü.ancak sonrasında gerek partinin dna'sıyla oynaması gerekse örgütleri yapboz tahtasına çevirmesi ve zaman içinde chp'nin muhalefet düzeyinin çok yumuşaması nedeniyle bu destek yok oldu gitti.o nedenle sadece başlangıçta bir destekle yola çıkmak yetmiyor.o desteğin sürmesi hatta dahada artması için yapılması gerekenlerde var.
herşeyden önce parti yönetimi ve genel başkan birşeyi kafasına iyi yazmak zorunda.o da şu ki; partinin dna'sıyla asla oynanmaması gerekiyor.chp kemalist-sol çizgiden asla taviz vermeyecek.bu ilk etapta chp'yi 20'li oyların üzerine çıkarmaz elbette ama o %20 küsür oyun chp etrafında sıkı sıkıya birleşmesini sağlar.önce elindeki gücü iyice bir sahipleneceksin.
ayrıca sol siyaset bakımından da değişmesi gerekenler var.sermayeye göz kırparak,avrupa tipi sosyal demokrasiyle bir arpa boyu yol alınmadığı artık anlaşılmalıdır.ortanın solu değil solun ortasında bir siyasi çizgi izlenmesi toplumda daha pozitif bir etki yaratacaktır kuşkusuz.
ve bir başka önemli hususta abd ve avrupa konusudur.açıkça amerikaya, amerikan emperyalizmine ve avrupaya meydan okunmalı.sürekli anti emperyalist bir söylem tutturulmalı.işte bu antiemperyalist söylem chp'yi mutlaka %30'lara taşıyacaktır.
netice itibariyle chp'nin hemen ilk seçimde %40'lara ulaşması imkansızdır.ancak %30-35 aralığında bir oy oranı pekala sağlanabilir.bu da yukarıda belirttiklerimle ancak olabilecektir.chp'nin örneğin %35 oy alması demek akp'nin %40'ları bir daha görememesi demektir.mhp'nin de benzer şekilde bir genel başkan değişimi,daha aktif bir siyaset izlemesi,daha milliyetçi- muhafazakar bir çizgi tutturmasıda bu süreç için şarttır.bu değişimde mhp'yi mutlaka %18-20 düzeylerine ulaştırır ki akp'nin bir daha iktidar olma şansı kalmaz.
chp ve mhp ideolojileri doğrultusunda kendilerinden beklenen değişimleri gerçekleştiremedikleri için akp tek başına iktidar olabilmektedir.
tekrar etmek gerekirse bu ülkede 2 tür seçmen vardır.biri ideolojiye göre hareket eden ve belli bir partisi olan seçmen, diğeride konjonktüre göre hareket eden daha çok lidere göre oy veren seçmendir.işte bu 2.kesim olan yanar döner seçmen oylarını ağırlıkla akp almaktadır.bu oyları alabilmenin yoluda bellidir.