her zaman ki gibi akp il gençlik kolları toplantısından eve gelmiştim. ağır adımlarla eve doğru yol alırken aklımda tek bir düşünce vardı? aykut kocaman ın yıllar önce kaybolan oğlu selçuk şahin mi? bu soruyu tekrarlarken bir yandan da manavı kesiyorum inceden. altı üstü karısını akp il gençlik kolları başkanıyla aldatmasında yardımcı oldum diye bu kadar mı sinirlenir bir insan? manavı geçtikten sonra bu sefer ki tehlike bakkaldı. ulan iyi ki bir ananı idris naim öpsün dedik ne olmuş. deniz baykal la seks kasedi çıksa daha mı iyi şimdi?
nihayetinde eve geldiğimde anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım. koskoca 17 yaşında delikanlıyım anahtarımız olacak en nihayetinde. eve girmemle odadan gelen sesleri duymam bir oldu. bu ses... hayır dedim kendi kendime bu mümkün değil. ama odaya girdiğimde gerçekle yüz yüze kaldım. akp li muhterem babam chp li komşumuzu çatır çutur sikmekteydi. lan baba kendine gel dememle babamın yüzüme attırması bir oldu. bunun siniriyle senin gibi babam olacağına karl marx beni siksin dedim! bu aile içinde edilebilecek en ağır küfürlerdendi. en sonunda babam chp li komşuyu alıp diğer odaya geçti. ben risale- i nuru okumaya çalışırken kulağıma gelen inlemeler beni yıldıramazdı. bir gün diyordum, bir gün. bende milletvekili olabilirdim! destur!
ergen der susarım ama dikkat çekmek adına nasıl aile değerlerinden ödün verilir anlamak mümkün değil. yarın da annesi ile komşunun ilişkisinden bahsederse şaşırmamak gerekir. çok yazık ya.