kemalist zihniyetin demokrasiye bakış açısını gösteren en büyük örnek. cumhuriyet döneminde yüce demokrasi partisi chp, bununla yetinmeyip ilçe başkanlarınıda kaymakam olarak atıyordu. açık oy gizli tasnif ise onlara göre demokrasinin doruğuydu.
rabbime dua ediyorum türkiye'yi yarım ada olarak yarattiğı için. ya endonezya'nın coğrafi yapısına * benzer bir coğrafyaya sahip olsaydık? heralde demokrasi sarhoşu olurduk.
iktidar partisi için sürekli kadrolaşıyor diye bagıran chp nin, genlerinden gelen, herkesi kendi gibi sanmasından dolayıdır. bu şeye benzer sanırım, iki görme özürlü vatandaş üzüm yiyorlarmış birisi öbürüne iki iki alma demiş, digeri ulan sende görmüyorsun bende, nerden bildin iki iki yedigimi, o da mahçup bir şekilde ben öyle yiyorum sende yeme diye söyledim.
Tarih nosyonuna sahip olmayan mutlak ve dogmatik hezeyanlar ile bilim ve düşünceyi karıştıran ateşli gençlere garip gelen.
olaylar meydana geldikleri dönemlerin koşulları içinde değerlendirilir. Demokrasinin kendisi de demokrasi algısı da nokta bir tarihte en olgun haliyle icad edilmiş somut nesneler değildir. Demokrasi, tıpkı diğer idare şekilleri gibi temel bir düşüncenin farklı algılar ve deneysel uygulamalar çerçevesinde şekillenmesidir. Demokrasi yağmur sonrası yerden biten kültür mantarı değildir. Demokrasinin temel prensipleri dahilinde en iyisinin en doğrusunun nasıl olacağı denenerek bulunmuştur. Bu sadece bizde değil tüm dünyada böyledir. Bu yolda yanlışlar da yapılmıştır, tıpkı demokrasinin istenirse hilafeti de getirebilmek olduğunun sanılması gibi.
ecevit taraftarı babaya sahip olarak solcu olup büyümeme rağmen 1990'lı yıllarda chp'nin belediyelerde ve koalisyon dönemlerinde ellerindeki bakanlıklarda fütursuz kadrolaşması ile nefret etmemi sağlayan zihniyet. akp'de yok mudur? onlarda da vardır, ancak binde biri.
edit: bu kadar eksi veren insan kaç yaşında ve o döneme ait ne biliyor merak ettim cidden. hiç olmazsa google'da 90'lı yılların gazetelerini bulup okuyun neler olduğunu. ama nasıl olsa önemli değil dünyayı çalıp gitseler yine de particilik böyle birşey işte. adamlar kılıfına falan uydurmaya hiç çalışmadılar topluca kendilerinden önce kim varsa işten çıkardılar.
"1991'de kurulan DYP-SHP ve DYP-CHP hükümetleri döneminde, sadece Adalet Bakanlığı'na 5 bin kişi alınırken, CHP'li Moğultay, "Kadroları örgütüme değil de MHP'ye mi verseydim?" sözleriyle tarihe geçti. " böyle ayrıntıları vermem mi gerekiyor?
- olum chp cumhuriyet döneminde resmen kadrolaşmış ne diyorsun?
+ olum bu ülkeyi biz kurduk o kadar da ekstramız olsun değil mi?
- ama abi sadece chp üyeleri savaşmadı ki...
+ go and fuck yourself fucking nigger !
Sırf CHP'yi karalamak için sanki 250 yıllık demokrasi geleneğinin üzerine iktidara gelen partinin, -sözde- 250 yıllık demokrasi geleneklerini yıkan uygulamasıymış gibi servis edilen durumdur.
Kişilerin aynı anda hem partili hem de idari amir olabilmesi uygulaması, Türkiye cumhuriyeti devleti'nin kuruluşundan yani ortada CHP dışında herhangi bir parti yokken başlamış ve bu serbestiden Demokrat Partili siyasetçiler ve memurlar da faydalanmıştır. Demokrasinin nasıl uygulanacağının tam olarak saptanamadığı, kanunların ve idari kültürün henüz demokrasi ve çok partili düzene adapte edilmediği bir dönemden bahsediyoruz. "olayların meydana geldiği koşullardan" kasıt da budur. Bu Devletin memurlarının tabi olduğu 657 sayılı meşhur `Devlet Memurları Yasası' bile 1965'de kabul edilmişken, "CHP de şöyle kadrolaşıyordu, böyle sömürücüydü" tenekeleri çalmanın düz ve yontulmamış bir düşmanlıktan öte bir tarafı yoktur. Hele ki bu tenekeler sözde hukukçular tarafından çalınıyorsa...
chp'nin karalanmasına ihtiyaç yoktur. akıl sahibi bir insan chp'nin geçmişini okuyarak ne kadar kara olduğunu pekala görebilir zaten. kaldı ki chp dışından parti olmamasının yegane sebebi yine chp zihniyetidir. kurulan partileri irtica yapıyor diye fesheden sultan vahdettin değildi heralde. yer zaman ve koşul önemli ama koşullar zaten chp'nin lehine düzenlenmiş zaten. onlarca yıl ülkede hiçbir partinin kurulmasına izin vermeyecek kadar baskıcı bir yötemle mi demokrasi oturtulacaktı. alın buyurun oturttuğunuz demokrasiniz bu kadar olur.
- ...ama chp zamanında il başkanları zamanda valiydi.
- olaylar yaşandığı döneme göre değerlendirilir.
- ...ama terakkiperver cumhuriyet fırkası'nı da kapattı chf o dönemde. tcf'nin kurucuları da kurtuluş savaşı'nın önde gelen askerleri değil miydi? niye hepimiz chf tarafını tutmak, en azından yaptıklarını olağan bulmak zorundayız?
- olaylar yaşandığı döneme göre değerlendirilir.
- ...ama '38'te dersim köylerine bomba yağdırarak biraz aşırıya kaçmadılar mı sence?
- olaylar yaşandığı döneme göre değerlendirilir.
- hay allah canımı almasın, botmuş bu ya... (bkz: merve'yi tavlamak)
(bu arada, tarih ilmindeki "olayların yaşandığı döneme göre değerlendirilmesi" ilkesinin bu kadar ayaklar altına alındığını, sömürüldüğünü görmemiştim. bu ilke, eski toplumlarda yaşananların bugünün değerleriyle yargılanamasının yanlışlığına işaret eden bir manada kullanılır. oysa chf / chp diktatoryasının takrir-i sükun kanunuyla tam olarak başladığı 1925'ten önce bırakalım avrupa'yı, osmanlı bile demokratik deneyime sahipti. 2. meşrutiyetle açılan mecliste 1923 meclisinin birkaç katı kadar partinin temsilcisi vardı. kurtuluş savaşı döneminde bile en azından muhalif bir ikinci grup vardı. hatta ve hatta cumhuriyetin ilk iki yılında bile tam olarak bir diktatörlük yerleşmemişti, bahsettiğimiz tcf de o dönemde kurulmuştu. tarihteki her dönemi kendi koşulları içinde değerlendirme ilkesini ben de savunuyorum. yapılacak böyle bir değerlendirme sonucunda da netice değişmiyor, chp'nin özbeöz faşist bir parti olduğu ortaya çıkıyor.)
tipik bir akp düzenbazlığı. 1920'lerde, tek parti devrinde meydana gelen olaylar üzerinden ajitasyon yapıp bugün kendi yaptıklarını aklamaya çalışıyorlar.
görebilene, bu saçma suçlamayı anlatmaya bile gerek yok, zira, tek parti dönemini kendi dönemleri ile, 1920 leri 2000 ler ile karşılaştıracak kadar çaresizler aslında.
ama göremeyene, görmek istemeyene anlat anlatabilirsen.
türkiye çok değişik siyasi oluşumlar gördü ama bu akp'liler kadar düzenbazını, işe yaramazını, haysiyetsizini görmedi.
