30 mart 2014 türkiye yerel seçimlerinden önce yapılması gerekirken rafa kaldırılmış, seçimden sonraya bırakılmış, ancak büyük ihtimalle yaklaşan bir başka seçim dolayısıyla tekrar gündeme gelmeyecek olan durum saptaması. yalnız chp'liler hemen zıplamasın, kasten "chp eleştirisi" dendi, "chp özeleştirisi" değil; yani chp'li olmayanlar tarafından yapılan tespitlerdir, dışarıdan bakış yani.
1. imaj yok. popüler bir politik parti olma iddiasındaysan, merkeze hitap etme derdindeysen, özellikle türkiye gibi üretimi, dünya başarıları vs. olmayan bir ülkede altı doldurulaması gerekmeyen, ama insanların tüylerini diken diken edecek bir vizyonun olacak. dersen ki "benim ilkelerim var, insanları boş hayaller peşinde koşturmak istemiyorum", o zaman kitle partisi olmayı unutacaksın. hem ilkeli, avrupai vs. olup hem türkiye'de popüler parti olunmaz.
2. misyon yok. imajın yoksa insanların karşısına koyacağın başka birşey olmalı, "hedef" gibi. mesela "altı ok" dersen sana "peki ama altı ok'un altında ne var?" derler, kalıverirsin. çünkü şimdiye dek olan hadise budur. chp'nin değişik kurmayları altı ok denen hadiseye değişik anlamlar yükler, bazılarına vurgu yapıp bazılarını yok sayar falan; öyle olmaz. seçeneklerin belli: ya bu "altı ok" sevdasından vazgeçeceksin, ya da altını dolduracaksın. bu kadar basit.
3. proje yok. dünyada bilim adına, sanat, spor, kültür vs. adına tonla hadise gelişiyor, ülkeler ekonomik kalkınma planları, toplumlarını biçimlendirme, geleceğe hazırlama çalışmaları yapıyorlar. imajın yoksa, misyonun yoksa hiç olmazsa toplumun önüne "gel katıl" diyeceğin bir atraksiyon, bir macera, birşeyler koyman gerek. niye sana oy versinler, amaç nedir?
4. kimlik yok. başarılı hareketlerin insanların kendilerini ait hissedecekleri bir kimlik alanı vardır. kimlik alanın darsa mhp gibi, bdp gibi belli bir zümre içinde başarılı olma şansın vardır. ancak tüm memlekete hitap etmek istiyorsan insanlar senin üzerinden kendilerini daha büyük bir bütüne bağlayabilmelidir. köklerini, söylemlerini tarihten, ortak hedeflerden hatta ortak felaketlerden dahi alabilirsin; ancak mutlaka kendi çatın altında toplayacağın bir kimlik yaratman lazım. bak mesala o takipçisi olduğunu söylediğin atatürk vaktinde "türk milleti" diye bir kavramı koydu toplumun önüne. sen bunun ekmeğini bugün yiyemezsin, başka birşey bulman gerek. eğer imajın, misyonun ve projen yoksa, en azından bir şemsiye kimlik icat etmen gerek.
5. örgütlenme yok. chp bir mahalle futbol kulübü değil, memleket çapında faaliyet gösteren, ülkeyi yönetmeye aday olduğunu iddia eden politik bir partidir. insanlara nasıl ulaşır bu chp? yaşadığı toplumla nasıl bir organik bağ kurar? gidip birisinin patlayan araba lastiğini değiştirir mi? yaşlı bir teyzenin alışveriş torbasını taşır mı? mahalle delikanlılarına bir halısaha maçı ayarlar mı? yoksa seçimden seçime ortaya çıkıp sonra kayıplara mı karışır? teknolojiyi nasıl kullanır ve seçimlerin dışında istediği an on bin kişiyi harekete geçirip toplumsal bir tavır koyabilir mi? bunlar önemli: imajın yoksa, misyonun, projen ve kimliğin yoksa, en azından parti olmanın en temel özelliği olan biraraya gelebilme, yani örgütlenme yeteneğin olacak. heryerde lazım olur.
6. aşk yok, sevgi yok. "çok seviyorum bu ülkeyi, atatürk'ümü, cumhuriyetimi çok seviyorum"... iyi de arkadaş, hiç belli etmiyorsun. sana kimse karşıtların gibi koşulsuz biat eden kitleler yarat demiyor, yoksa onlardan farkın kalmaz, bunu biliyoruz; ancak toplum hala insanlardan oluşuyor, memurlardan işçilerden oluştuğu kadar. ve insanlar "Adanmışlık" görmek ister, "işimi yapıyorum daha ne" tavrını hemen sezerler. kendini parçalamak, elinin kolunun oynaması, alnından terler akması, ayakkabının ayağından çıkması, sesinin kısılması, ve birçok ufak detaylarda kendini adamış insanlar diğer insanları imrendirir. imaj yoksa, misyon yoksa, proje yoksa, kimlik ve örgütlenme yoksa, en saf halinle "aşığım ulan" diye haykıran bir sıfatın, bir duruşun olacak. o zaman diğer insanlar da senin yanında durup diğer eksikleri giderirler.
bunların hiçbiri yoksa zavallı insanlara boş yere umut dağıtma. umut tacirliği din tacirliğinden daha az zararlı değildir. insanların önünü tıkama, başka türlü mücadele vermek isteyen, ya da "Belki" umuduyla memleketi terketmeyerek "hadi bir beş sene daha, bir on sene daha vereyim" diyen insanlara haksızlık etme. bu ülkede en uzun süredir var olan tek partisin, yine bu ülke kurulurken var edilen bir takım ilke ve mirasın bekçisi olduğun iddiasındasın. o zaman ya bunlara hakkıyla sahip çık ve topluma önderlik et, ya da "bitti bu masal, ben bu işi yapamıyorum" diye dürüstçe çekil. ya yepyeni birileri gelip bayrağı devralsın, ya da insanlar kendilerine başka bir yol çizsin. çünkü hiç şaka ve savsaklama kaldırmayacak kadar tehdit altında olan hayat tarzları ve gelecekler söz konusu. akıllı ol chp, aklını başına al...