yandaş olmayan çok özgür* medyaya göre ak partinin hezimet tablosudur. kolera'dan sen nasıl bir medyasın vari bir ep yazmasını istemekteyim. nasıl olur da bir parti en yakın 2 rakip partinin toplam oyunu alarak hezimet yaşar? belirtmek istediğiniz 2004 veya 2007 seçimlerinin oy oranlarının korunamadığı ise, bunu bu şekilde belirtebilirsiniz. Ki zaten belirtmeye bile gerek yok. göz var nizam var. her şey ortada. %41.67 büyüktür %39.47 den.
bütün bunların ışığında ak parti hezimet yaşıyorsa chp ve mhp nin neler yaşadıkları sorusu akla geliyor. acaba bu yaşanan zafer olabilir mi? eğer zaferse bu nasıl bir siyaset anlayışıdır?
Not: chp+mhp=ak parti derken yüzelik oranların tam kısımları esas alınmıştır. 23+16=39. sandıkların hepsinin açılmasıyla belki farklar %0.** şeklinde değişebilir buna takılmayın.
1-)çuval çuval oy pusulaların zabıta araçlarında yakalandığı (bkz: yakalanmak)
2-)emniyet güçlerinin bu oylar başka yerde sayılacak diye sandıkları teslim aldığı (bkz: teslim almak)
bir seçimin yanlış verilen bir sonucudur.
chp ve mhp toplamı akp'yi geçmiştir.
akp %39'da, chp ve mhp toplamı da %39.3'da kalmıştır. yine de bir mesaj vardır, yığınlar eriyor.
şimdi hadi biraz siyasetten konuşalım şeker şeker. demokrasinin ritüellerinden olan seçimlerden de bahsedelim. belki biraz fikir sahibi olunabilir bu sayede.
öncelikle seçim diye tabir edilen olay, seçmenin kendi çıkarını en iyi temsil edebileceğine inandığı partiye, bir pazar günü oy vermesidir. pusula, mühür ve sandık ayrılmaz üçlüyü oluşturur. pusulada seçime katılan partilerin isimleri yer alır; mühür basılır bunların altlarındaki çembere. teknik olarak bu şekilde cereyan eder.
şimdi partiler bu olaya nasıl bakarlar görelim; öncelikle partilerin amacı tabii ki, potansiyel seçmenlerinden alabilecek oyun en fazlasını kazanmaktır. bundan ötürü de son 24 saate kadar propoganda diye tabir edilen tek taraflı/karşılıksız diyalog süreci yaşanır. bunun haricinde kendilerine bir seçim barajı belirler. her partinin amacı oylarını arttırmak olsa da, bazen dış etkenlerden dolayı beklenen oran alınamaz veya elde olan oran düşer.
2009 seçimlerine baktığımız zaman, seçim yorumlamayı ilkokul aritmetiğinden çıkardığımız zaman, oylarını kaybeden parti akp olmuştur. chp ve mhp de oylarını bir miktar arttırmışlardır. bu demek oluyordur ki, seçimin birinci partisi değil ama seçimin galibi bu iki partidir. bunun haricinde saadet partisi'nin de oylarını 2 katına çıkarması, küçük görülse de başarıdır. kendilerince seçimin galibi ilan edebilirler kendilerini.
akp için %40 psikolojik sınırdı. %42 alırız diyorlardı, eğer %37 alsalardı erken seçime gideceklerdi. demek ki bu durumda sınırlarının da altına inen bir akp'yi birinci oldu diye seçim galibi sayamayız. haricinde, muhalefet partileri de oylarını arttırdılar.
23+16 denmesine rağmen bir de seçmen üzerinde psikolojik bir faktör vardır. hani partiler birleşir ya. işte o birleşmeye olan inanç, birleşen partilere normalde aldıklarından daha fazla oy getirir. mesela bunu 2007 seçimlerinde chp-dsp-shp denemiş, ama inandırıcı bulunmayan bu birleşme buhar olup uçmuştur. oysa şimdi bu iki partinin oylarının artmasından ötürü, seçmenin ne tarafa yöneldiği gözlemlenebilir. demek ki, iki partiye olan güven biraz daha artmıştır.
şimdi buna bağlı olarak ütopik konuşalım. maksat matematiğin siyaset gibi bir toplum biliminde direkt olarak olayları etkilemediği ve açıklamadığını görmek. ütopik olacak ama, bu iki muhalefet partisi birleşseydi sonu. 23+16dan daha farklı olacaktı. muhtemelen de daha fazla kararsız oyu alıp, diğer partilerin seçmenlerinde de daha çok parça kapabileceklerdi. bu sayede akp'nin o durumda alacağı oyları bir miktar aşabilirdi. yani 2008 de ilkokula başlayan çocukların şu anda halihazırda yapmaya henüz yeni başladığı matematiksel işlemler, hezimetle sonuçlanabilirdi. yine de dediğim gibi bu ütopik bir olay. maksat matematiğin sosyal bilimlerde pek de işe yaramadığını anlayabilmek.