bu üç partiye oy vermek istemeyen başka parti yok diye bunlardan birisini seçen büyük bir kesim var.Temsil edilmiyoruz diyen bir kesim varsa onlar sokağa çıkar.
Yeni bir parti olsa , adı ne olsun ve ideolojisi nasıl olabilir ?
iktidara gelecek partiler bir şekilde halkı sikeceğinden ötürü, yeni parti kurulmalı ve adı ''halkı siken parti(hasip)''olmalıdır. hiç değil dürüstçe bir yaklaşım olur.
her platformda dile getiriyorum, her ortamda propaganda yapıyorum, abi liberal demokrat parti. şaka bir yana eskiden kendini solcu hissetmeyenler genç partiyi benimserdi bu durumda ama şimdi büyük bir boşluktalardır diye düşünüyorum, solcu arkideşler ise ya tkp ya da ödp diye düşünüyordur tahminimce. ben bağımsızların kazanması muhtemel yerlerden birinde oy atarsam ki zannetmem ama kesinlikle sırrı süreyya önder için oy kullanırdım.
karmaşık bir seçmeni olacak partidir. kemalistler chp yi , islamcılar ak parti ve saadet , geriye sol ve demokrat kesim kalıyor . aslında anavatan gibi merkez bir parti olabilir.
şimdi bu kesimin şöyle bir sıkıntısı vardır: bu kesim ortak bir siyasi çatı altında birleşebilecek tipten bir grup değildir. civic culture teorisindeki (toplumsal kültür diye çevirebiliriz herhalde) subject (buna da nesne diyelim) dediğimiz siyasi yapıya girerler. bu kesim, demokratik yapı içerisinde yönetime etki etmeye istekli olan, fakat buna muktedir olamayan gruptur. dikkat edin, her ne kadar eylemler sırasında oldukça zekice ve akıllıca eylemler gerçekleştirmişlerse de bu büyük grup kendisine oranla çok daha küçük olan, taşkıncılık yapan grupları engellemek konusunda yetersiz kalmışlardır. çünkü bu kesim hiyerarşik bir organizasyon ağına sahip değil, bir lider etrafında birleşip tek yumruk olabilecek motivasyona da sahip değildirler.
şimdi gezi parkında çok güzel bir diyalog ortamı oldu, birbirimizle kaynaştık, anlaştık diye bazıları hemencecik " e oğlum ne güzel işte. aynı kafadayız hepimiz, hiç birimiz de mevcut partileri kendimize uygun görmüyoruz. o halde bir parti kurulsa ya bizi temsil edecek?" diyerek gaza geldiler. aslında çok da iyi niyetli ve desteklenebilecek bir proje gibi duruyor, özellikle demokratikleşme açısından.
ama gelgelelim, bunun çok da imkan dahilinde olmadığı da aşikar. çünkü bu arkadaşların atladığı nokta şu: tamam sen orada alevisi, sünnisi; kürdü, çerkezi,türkü, lazı; liberali, muhafazakarı, solcusu, sağcısı bir araya geldin de, başbakana karşı koymak için biraraya geldin hacı. ortak bir düşman karşısında birleşmekle, ortak bir amaç uğruna birleşmek aynı şeyler değil. diyelim ki bir parti etrafında birleştin, yarın bir gün o parti alevilere elini uzatsa; içerideki sünniler bunu ayrımcılık olarak algılar. uzatmasa aleviler haklı olarak, o zaman ben ne demeye oy verdim bu partiye, der. o partide ciddi bir hiyerarşi olsa, sol gruplar ülkü ocaklarına döndük diye eleştirir. hiyerarşi yerine parti içi demokrasiyi savunsan, bu sefer de çok seslilik, bazıları tarafından çatlak ses olarak algılanır, eleştirilir, partinin liderinin liderlik edemediği söylenir. kısacası hepsini birden memnun edebileceğin bir kitle değil bunlar. sadece kısa bir süreliğine, iktidar ve muhalefet karşıtlığı altında ittifak etmiş bir topluluk bunlar. tıpkı ikinci dünya savaşındaki abd-ingiltere-sovyetler-fransa ittifakı gibi. çok bir şey çıkmaz bu gruptan maalesef.
ne yapılabilir peki? bu grup, meclise girebilecek partilere oy dağıtarak bir koalisyon hükümetinin kurulmasına ön ayak olabilir mesela. ama bu koalisyon hükümeti fazla uzun süre dayanmaz, kısa sürede ekonominin de içine edip düşer.
bağımsız adaylara yönelebilir, ama bu durumda da temsil edilme oranını çok düşürür. yani atıyorum, bu kesim toplumun yüzde 20sini bile oluştursa; seçimlerde destekleyecekleri bağımsız adaylarla, meclisin en fazla yüzde 3ünü 4ünü doldurabilirler. ayrıca o bağımsız adayların da çoğu, milletvekili maaşını yemekten başka bir işe yaramazlar.
işte demokrasinin bugı da budur. demokrasi, halkın yönetimidir sözde. ama maalesef halkın büyük bir kısmı kendisini yönetme becerisine sahip değildir, böyle bir şeyle de ilgilenmemektedir. bu kesim civic cultureda parochial (lokal görüşlü) olarak nitelendirilir. bundan daha küçük bir kesimin (şu an bahsettiğimiz kesim bu oluyor) kendini yönetme isteği vardır ancak bunu yapabilecek kabiliyeti yoktur, ya da buna imkan tanıyacak haklara sahip değillerdir. daha da küçük bir kesimin ise hem siyasete etki edecek gücü vardır, hem de buna isteği vardır. ve bu kesim, demokrasinin gerçek yönetici kesimini oluşturur. işte çelişki de buradadır. demokrasi, bu bahsettiğim sebeplerden ötürü, elitlerin yönetimidir. elitlerin yönetimi ise demokrasi değildir.
