şirin ,nispeten boş (diğer başarılı animelere kıyasla) ama izlemesi zevkli bir anime.japonların olan kavramlara yeni isim takma huyu bu animede kendini göstermiş ve 40 yıllık androidolmus persocon. ayrıca bu persecon kavramı bariz batmanin gothamla teknolojik olarak kopuk durması gibi ortamla kopuk olmuş,yani teknoloji her açıdan bizim zamanımızla aynı ama herkesin insanlar gibi konuşan ,düşünen hatta hisseden (sırf chi değil bariz bir şekilde diğer persoconlarında kendi bağımsız kişilikleri ve hisleri var) kişisel robotları var.hideki hödüklüğü, öss derdi (japon öss si) abazanlığıyla son derece tanıdık ve yakın durmaktadır (ayrıca feci komik bu herif). insanda biraz sailormoon (hiç sevmem) tadı bıraksada gene hoş tarzıyla izlenebilen güzel bir anime işte.
chi'nin düğmesinin yeri, esas oğlanın (adı karışık) biraz (!) kız açı olması komiktir. ama bi an da olsa insanı düşündürür ya olursa da insanlar makinalara bağlımlı olurlarsa diye ki zaten de günümüzde de olan budur her ne kadar her makina chi kadar şirin olmasa da..
türk-japon benzerliklerinin tavan yaptığı animedir. öss vardır, dersane vardır, kiralık kutu gibi bir evde (aslında oda) yaşamaya çalışan bir öğrenci vardır(japonyada bizim kutu gibi evler villa gibi kalsa da), chii'yi çöpte görünce "aha biri ölmüş lan kaçayımda şahit yazmasınlar" tavrı vardır, interneti +18'den ibaret görenler vardır, kız buldumu gerçek veya makine dinlemeyip dalanlar vardır (şişme bebek şeysi gibi türklerin*).
ama bunların ötesinde, japon kültürü hakkında bol bilgi edinebileceğiniz bir animedir. hafif comedy, hafif romance, hafif sci-fi karışımıdır.
--spoiler--
shinbo'nun, dersanedeki hocasıyla kaçması beni dumur eden, kıskandıran, hayatımı altüst eden birşeydi. ne fantezilerim vardı beah!
ama hemen akabinde yumi'nin de eski pasta ustasıyla çıkmaya başlaması ölüm fermanım oldu! yumi hani benim evimin kadını, persocom'larımın sahibi olacaktın! yumi! hani sana 'yumi'lacaktım ben yumi!
ama tüm bunlardan sonra, etrafı -çoğunun başı bağlı da olsa- kızlarla dolu olan hideki sapığı ne yapmıştır? gidip bilgisayarıyla aşk yaşamaya başlamıştır. bu durumdan ne çıkartılır? hideki hödük müdür? animeyi izlerken anlaşıldığı kadarıyla öyledir.
işte bu sebeplerden, tüm güzel animeler gibi, sonu saçma biten animedir. 35+ bölüme uzatılsa da olabilen bir hikayeyi 24 bölümde bırakarak zaten üzmüşlerdir. bide gidip... neyse...
--spoiler--
diyeceğim odurki, hafif gırgır, hafif şirin bir anime istiyorsanız, chobits tam sizin için.
haa, bi de "sumomo" faktörü vardır ki, chobits'in olmassa olmazıdır, "keikoku keikoooku"sudur*.