Avrupa sinemasının özgün yönlerini yansıtan iyi bir film; öyleki hikaye ne kadar kendine has ve şahane ise final ile olaylar arkasında ki gizem o kadar sinir bozucu.
Filmin konusu nedense bana 2008 yapimi babil m.s.'i anirdi.
Film 2006 yapimi. Paket olarak harika. Tartisilacak cok yönü var ama verdigi mesajlar ders niteliginde.
--spoiler--
Özellikle catisma aninda bebegin aglamasi duyuldugunda her iki tarafin da ates kesmesi. Bebek ates hattindan ciktiktan sonra catismanin devam etmesi.
--spoiler--
Bu kisim sahsimi en cok etkileyen sahnedir.
Bir cocuga ümit baglayip ve o cocugun yasamasini her iki tarafin istemesine ragmen; birbirlerini öldürmeye devam etmeleri; biz yetiskinlerin ne kadar salak sacma isler yapabildigimizi gözler önüne koyuyor.
spoiler vermek istemiyorum fakat; otobüsten o piti piti yöntemiyle çıkartılıp infaz edilen mültecilere kee'yi de eklemek için hamle yapan ingiliz askerine, theo'nun "kaka, pis, pis, kaka" demesi ardından da smell demesi üzerine askerin ingilizce "sen kokla sizden iğreniyorum." diyerek theo'nun suratına tükürmesi son derece rahatsız edici bir sahnedir.
yıllardır kulağıma fısıldanan ama ne yazık ki geçenlerde izleme fırsatı bulabildiğim ve tür olarak pek adlandıramadığım güzel filmdir. aksiyon desen değil, gerilim desen değil, biraz ondan biraz bundan. konu olarak da başarılıdır.
benim için biraz donuk kalan bir film. ama çatışma sahneleri ve oyunculuk iyiydi. konu da ilginçti . anlamadığım ulan nasıl oldu da herkesin bebeği olmadı. birkaç yerde açıklanır gibi oldu da tam değil.
Cliwe owen in başrol oynadığı distopik film.
Hikayesi insan neslinin üremenin durması nedeniyle sona erme durumu ile karşı karşıya olduğu bir gelecekte tek hamile bayanı kötülerden koruma çabası üzerine kurulmuştur. Güzeldir.
türkiye'de çok underrated kalmış film. arkadaş kimse bilmiyor, izleyen beğenmedim diyor. anlamıyorum cidden, böyle bi atmosferi böylesine etkileyici şekilde yansıtan, senaryosuyla kurgusuyla oyunculuklarıyla yönetmenin görsel şöleniyle muhteşem bir başyapıt olması gereken bu film neden bu kadar az değer görüyor anlamıyorum. filmdeki plan sekanslar bile ne derece emek verildiğini ortaya koyuyor. ama öyle değil işte, bizim millete koycan recep ivedik'i, şafak sezer'i onu izlicek.
2030'lu yıllarda insan neslinin çeşitli sebeplerle tükenme noktasına geldiği, kısırlığın başlaması ile birlikte tüm dünyada doğumların durması üzerine bir bilim kurgu filmi.
tüm dünyada kaos hakimdir. ama film boyunca bu denli şiddetli bir kaosun olmasının altındaki sebep çok sağlam doldurulamamış. yani tamam insan nesli tükeniyor ve artık insanlar çocuk yapamıyor ama bu denli bir kaos neden ortaya çıkıyor. mülteciler neden mülteci ya da ormanlardan zombi gibi fırlayıp, insanlara saldıranlar neden bu şekildeler veya devlet yeraltı şehirlerinde yaşayan insanları neden yok etmek istiyor...vs...vs..
böyle bir kısırlığın tüm dünyayı bu şekilde bir kaos ortamına sürüklemesi, bir bilim kurgu senaryosu için bile çok vasat kalmış.
yüzlerce bilim kurgu, distopik tarzda film izleyen biri için sıradan bir filmdir. eski eski konuları yeniymiş gibi sürüyorlar önümüze. filmin konusunun 2030 yıllarında geçmesi sadece artistik. seyrederken ister istemez akla takılıyor, kısırlık günümüzde yaşanamaz mı yada daha eskide. isa, mehdi, kurtarıcı veya kıyamet hikayesi. son bebeğe kadar aklınız nerdeydi deyip bitiriyorum.
senaryo olarak vasat ama iyi bir yönetmen ve görüntü yönetmenliğiyle kült mertebesine ulaşmış film. savaş sahneleri ve denildiği gibi kesintisiz tek plan çekim anlayışı gerçekçi bir hava katmış. kahraman erkek theo ramboluk da yapmıyor. kızı ulaştırması gereken yere götürüyor ve görevini yapıyor. ana tema çocuksuz dünyanın kaosla dolması. herkes gergin, sinirli ve özlemle tanrının affetmesini bekliyor. kadınların bilgisayar başında bebek videoları izleyip ağlamaları çok komikti.
--spoiler--
theo: babası kim?
kee: ne? ne babası...ben bakireyim?
theo: affedersin anlayamadım?
kee: şaka yaptım. gerçek olsa ne mucize olurdu değil mi?
--spoiler--
çok özgün bir kamera tekniği kullanılmış film. bir çok sahnede video oyunların aksiyon sahnelerindeki kameranın oyuncunun bakış açısına göre ilerlemesi ani zoom yapma ve kamerayı sarsma efektlerine rastlamak mümkün. bir de bu teknik özel efektlerle desteklenince tadından yenmez bir film çıkmış ortaya. izleyiciyi filmin içine aldığı için bu eşsiz kamera kullanımı hoş bir ayrıntı olmuş. ve bu güne kadar hiçbir filmde de bu tür bir kamera kullanımına rastlamadım. çünkü gerçekten zor iş. yapıldığında ya mükemmel olur ya da filmi berbat eder. neyse ki bu filmde mükemmel olmuş. çünkü konusu da orijinal ve sağlam kurgu isteyen bir konu. kısacası zevkle izlenecek çok kaliteli bir film.
yıl 2027 en genç insanın 18 yaşında olduğu bir dünya.
kurgusu itibari ile çok farklı, çok yaratıcı bir film. bebeğin olmadığı bir dünya gerçekten boş bir dünya gibi hissetmenize sebebiyet veriyor öylede. filme dönecek olursak 2027 yılındaki ingiltere de yaşanan olaylar anlatılmış ingiliz vatandaşı olmayanlar kamplara götürülüyor kimisi öldürülüyor.
son olarak bir çocuk dünya ya geliyor ve bu çocuk hem zenci hem mülteci.
ayrıca theo nun ölmesine üzüldüm lan.