bir zamanlar internet'in yeni yeni bünyeye nüfuz ettiği dönemlerde bir site vardı. O site türkçe kelime ve öbekleri ingilizceye çeviriyordu. Esnafımız da bundan pek tabii yararlanmıştı fekat, (bkz: enter the desk) , (bkz: chicken translation) gibi sadece bize anlam ifade edebilecek enteresan ingilizce oluştu. Biz de bu cümleciği, bu tip durumlarda bir deyimimsi olarak kullanıyoruz gibi.
daha iyisi için
(bkz: translation server error)
hikayesi ise biraz sıradışı. çinli abimiz dükkanının adını ingilizce'ye çevirip pekin olimpiyatları'nda yabancı turistlerden de müşteri elde etme çabasında. ancak abimiz gidip elektronik bir sözlük alıyor ve dükkanının adını yazıyor. karşısına bu yazı da çıkınca hiç işkillenmeden direk olarak tabelasını yaptırıyor. tesadüf ya tabelayı yapanlar da bişey çakmıyor ve internete resmi düşüyor.
ingilizce bildiğini zanneden bir türk evladının tavuk çevirme karşılığı olarak kullandığı ifadedir.
aynı zamanda direk türkçe düşünerek yapılan saçma çeviriler için kullanılan bir kalıp haline gelmiştir.
ingilizcenin içine sıçıldığı gibi türkçenin de içine sıçmaktır. güzel türkçemiz dururken gavur dilini kullanan özenti zihniyet buna örnektir. not:(yabancı turistlerin anlaması amaçlı yazılan yazılar istisna)
adamın dükkanın adı yiyin cihcken böyle de saçma özentisi olanlar var.
(bkz: bye bye türkçe)