doğumunun 200. yılında dünyada etkinlikler düzenlenen bilim insanı.
Bilim insanları, yazarlar ve sendikaların basın açıklamasından:
Bugün 12 şubat, 'Uluslararası Darwin Günü'. Bundan 200 yıl önce, 12 şubat 1809'da büyük doğa bilgini Charles Darwin doğmuştu. Bunu göz önüne alan Uluslararası Biyolojik Bilimler Birliği (IUBS) ve UNESCO, bugünü 'Darwin Günü' ilan etti. Bu yüzden, 'Darwin Günü' şu anda dünyanın pek çok yerinde kutlanıyor.
içinde bulunduğumuz yıl aynı zamanda, Darwin'in yeryüzündeki canlı çeşitliliğini açıklayan 'Türlerin Kökeni' adlı yapıtının yayınlanışının da 150. yıldönümüdür. Dolayısıyla, 2009 yılı dünyada 'Darwin Yılı' ilan edilmiştir. Değişik ülkelerde farklı etkinlikler yapılmakta; çeşitli üniversitelerde, her türden eğitim kurumunda, herkese açık konferans ve toplantılarda, çeşitli kuruluşların etkinliklerinde Darwin ve evrim kuramı ele alınarak, kutlamalar yapılmaktadır. Benzer etkinlikler ülkemizde de gerçekleştirilecektir.
Darwin'in canlıların doğal seçilim yoluyla ortak bir kökenden günümüzdeki çeşitliliğe ulaştığı görüşünü ortaya attığı evrim kuramı, o denli büyük bir düşünsel devrimdir ki, insanın doğaya ve kendine bakışını değiştirmiştir. Darwin'in düşüncesi bununla da kalmamış, tıptan tarıma, teknolojiden sanata, sosyolojiden politikaya bütün alanları derinden etkilemiştir. Darwin'in yapıtı, insanlığın bilgi birikiminin artırılması ve refah ve mutluluğunun geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Bilim insanları tarafından, biyolojinin olmazsa olmazı olarak kabul edilen evrim kuramı, insanın kökeninin kavranması; hastalıklarının anlaşılması; binlerce yıldır kullandığımız tarımsal ürünlerin verimliliklerinin artırılması; biyoteknolojik yöntemlerin insan ve doğa yararına akılcı kullanımı; akılcı çevre ve doğa koruma programlarının oluşturulması gibi bağlamlarıyla kaçınılmaz olarak modern gündelik yaşamın bir parçası olmuştur.
Buna karşın evrim kuramı bir tür bilim düşmanlığının ana hedefi haline gelmiş bulunmaktadır. Dini inançlara dayandırılmak istenen bu evrim karşıtlığı, günümüzde uluslararası bir boyut kazanmıştır. Farklı dinlerin en yetkili temsilcileri evrim kuramının dini inançlarla çelişmek zorunda olmadığını ifade etmelerine karşın, büyük kaynaklarla beslenen yoğun bir kampanya, ülkemizde de yürütülmektedir. Bir bilimsel kuram, bir tür tahmin ya da sezgiden farklı olarak, maddi olgular üzerine temellendirilmiş bir yapıdır. Bilimsel okur-yazarlığın düşük olduğu toplumlarda bu gerçeğin genelde yeterince anlaşılmamasından da yararlanan bu saldırı, dinsel yaratılış inancını bilimsel gerçeklerin karşısına çıkarmaktadır. Böylece kişileri, içinde yaşayıp araçlarından yararlandıkları modern bilim dünyası ile inançları arasında bir seçim yapmaya zorlamaktadır.
Bu genel bakış çerçevesinde, bilim insanları olarak, 2009'da Darwin ve evrim konulu etkinlikler düzenlemek; bunları ülkeye yaygınlaştırmak; ülkemizde bilimsel - akılcı düşünceye, evrimsel biyolojinin kanıtlarına karşı oluşturulan bilgi kirliğinin önüne geçmek için bir araya geldik. Darwin2009 adını verdiğimiz oluşumumuz, başta büyük kentler olmak üzere ülkenin pek çok yerinde bütün bir yıl boyunca değişik etkinlikler düzenleyecek, düzenlenmekte olanlara da yardım edecektir.
Darwin ve evrim kuramına karşı yürütülen kampanya yalnızca biyolojinin bu temel kuramına değil, bilime ve bilimsel yönteme, akılcı düşünceye, aydınlanmaya da karşıdır. Bu nedenle, ülkemizin akılcı düşünceden yana kişi ve kurumlarını birlikte çalışmaya çağırıyoruz.
evrim mutlaka var, kullanılmayan ihtiyac kalmayan her yaşam formu ve uzvu kendini kapatır. evrimi yok saymak aptallıktır fakat, maymun niçin evrim geçirsin? günümüz dünyasında maymunun yaşamasına elverişli bir coğrafya yok mu ki, maymun formunu terkedip insan formunu alsin. ayrica maymun evrilip insan olduysa, dünyada maymun kalmamasi gerekmez mi?
keşke sağ olsaydı da bunları sorabilseydik.
"doğal ayıklanma yolu ile türlerin meydana gelişi" adlı kitabında bütün canlı organizmaların ortak kökenden türeyerek jeolojik devirler içerisinde yeryüzüne yayıldığını öne süren ve bu görüşü günümüz bilimi tarafından defalarca kere doğrulanan anglosakson bilimadamı.
papazlıkta yapmış olan doğabilimci. evlenir çocukları olur ve bütün çocukları hastalanarak ölür, muhtemelen bundan sonra tanrıya küsmüşte kendini doğa bilimine adamıştır ve tanrının kabul etmediği ve halen tüm insanlığı bir karmaşıklığa ayrılığa itmiş olan evrim teorisini temellendirmiştir. aslında daevin tanrıya çok yakın biridir kanımca sadece ondan küsmüştür, genelde sosyal bilimler yada sosyal bilimlere etki eden büyük görüşleri ortaya atan adamlar bazı dönemler din eğitimini ağır bir şekilde almıştırlar örneğin nietsche'de bir din adamıdır...
mantıklı önermeleri bulunan, düz adamların "maymundan gelmiş" diyerek yapıştığı adamdır.
ben de sevmem kendisini, yediremem maymundan evrimleşerek gelmiş bir yaratık oluşumu; inanmam da buna. fakat adamın söyledikleri de ihtimaller dahilinde, tanrı'nın varlığının ve yokluğunun ispatlanamaması olayıyla tamamen aynı. inanmıyorsanız da saygı duyun, darwin de o kadar yanılsın artık.
ulan bi'de karşımıza dikilip "maymunsunuz lan hepiniz işte, hani inanmıyodunuz?" derse var ya. o zaman bizi kurtaracak bir tanrı da yok.
çok edebi yazıyorum olm bugün ben, dur kitap çıkarayım.
Yaratıcıyı inkar edenlerin, etmek isteyenlerin sarıldığı araştırmacıdır. peşine takılanların Dna benzerlikleri, maymunla insanın atalarının ortak olması, doğal seleksiyon gibi konular umrunda değildir. yaratılışı, Allah'ı inkar etsin de isterse sümüklü böcekten evrimleştik desin zihniyetini taşırlar.
üzüldüğüm şey, böylesine saygıdeğer çalışmaları olan bir bilim adamının adının ne idüğü belirsiz sümüklü ergenlerin ağzında sakız olması ve hayatlarında bir bok okumamış etmemiş evrim teorisinin hiçbir bulgusu ile tanışmamış gerizekalıların şekilci çıkışlarına maruz kalmış olması.
"dünya yuvarlak mı haha daha neler" diyen angutların bilime zamanında benzer saldırıları yaptığı bir dünyada yaşıyoruz. tek isteğim, evrim teorisinin de "dünyanın yuvarlaklığı" gibi bir somutluğa ulaşmasıdır. o zaman yine bu angutlar darwin'e gerizekalı diyebilecekler mi bakalım?
ona gerizekalı diyen gerizekalıların ataları da, galileo'yu "dünya dönüyor" dediği için yakmaya kalkmıştı. insanoğlunun zamanı bol, bekleriz 200 - 300 yıl daha.
''iyiki şuan yaşamıyorda; ne bir profesöre danışıp ne de bilim üzerine bir kitap okuyup 'gözün yapısı bla bla' şeklinde sorgulama yapan kişilerin cehaletini tecrübe etmiyor.'' dediğim bilim insanı.
Gözün yapısı ve göz kapağı ile ilgili bilimsel kanıtlar zaten sunuldu fakat bazı aktivitelere ara verilip araştırılmadığı için hala bazı kişiler tarafından göz organının evrimi çürüttüğü düşünülüyor. Kendileri tebrik edilir sadece.
gerizekalı olmadığı kesindir. ortaya attığı teorilerin tamamı sonuçsuz kalmıştır. Ateizm furyası tarafından pek bi sevilen, yaradılışa inananlar tarafından önemsenmeyen abimizdir.
gözün evriminin açıklandığına dair kanıtlar sunuldu diyip kanıtları sunamayanların kutsadığı insan. gösterin şu kanıtları. amaçok kolay birşekilde reddedilmiş, fotoselhücresi büyüdü göz oldu türü varsayımı varsayımla varsayımsal olarak kanıtlayan yazılar olmasın. mevcut yapıda en küçük bir değişme, en ufak bir odaklanma sorunu göz kusuru olurken nerden nasıl evrimleştiniz açıklayın. primat dedem miyoptu derseniz onun da gözlük reçetesini sunmanız lazım. *
ilgili konularda yapılmış olandan daha fazla tartışma beklemeyin. önce bilimsel olarak tekrar tekrar test edilip doğrulanabilecek meşhur kanıtlarınızı getirin.
dönemindeki tüm konjönktürel durumun oluşturduğu tehlikelere karşın, resmen hayatını ortaya koyarak evrim kuramını gündeme getiren deha.
kendisinden önce de evrim kuramına dair fikirlerin yürüten sümerler ve farklı mevkilerden filozoflar olsa da, charles darwin kadar kuramı kapsamlı inceleyerek dünyaya tanıtan olamamıştır.
en nefret ettiği hayvan erkek tavuz kuşuymuş. "bir erkek tavuz gördüğümde midem bulanır." demiş vakt-i zamanında kendisi.
bu nefretin sebebi ise evrim teorisinde ki "doğaya uyum" maddesine tavuz kuşunun tezat duruşudur. eksik parça bu ibne kuş yüzünden tamamlanamıyor. kafaya taktım. ben bulucam, darwin rahat uyu.
en nefret ettiği hayvan zebraymış. "Ulan o zebralar sapsarı çalıların yemyeşil savanahların arasında ne bok yemeye siyah beyaz dolaşıyor hiç doğaya uyum sağlayamıyor" diye dertlenir dururmuş.
bilim deyince akla gelen ilk isimlerdendir. en nefret ettiği hayvanlar; kuş kadar beyniyle kendinden kat be kat üstün beyinli insanları tiye aldığını sanan insanlarmış. geçen rüyama girdi dertleştik. ben bilimin yalancısıyım.