factotum kitabını 30.sayfada bıraktım. Yani arkadaş kaç zamandır öyle bir övdü ki kendimi okumakla güdümlü hissettim. 30.sayfaya geldim ve açıkçası ilkokul günlüklerinden farklı değildi. Yani nedir işte uyandım banyo ettim kahvaltı ettim okula gittim okuldaki bir kız çok seksi giyinmişti onu yalayasım geldi okul bitti eve geldim ders çalıştım uyudum. Sağlam bir rus edebiyatı okuru dostoyevski manyağı olarak (bkz: cin ali tatilde) den farklısı yoktu. Tabiki bana geçmiyor ama okuyup bir şyler bulan bir sürü insan var o kadar insan boşuna okumuyor. Saygı duyuyorum.
Yeraltı edebiyatı'nın Namussuz moruğu. Okuduğum, sevdiğim bir yazar olmamakla birlikte sarhoş ve pornografik aurasının çekimli olduğunu düşünüyorum. Sadece kadınlar kitabını okudum: aklımda kalan yegane şey, kamışım ve biram.
ismi cemal bakaski olsa, terbiyesiz bir orospu çocuğu olurdu. Charles bukowski olunca iş değişiyor. Riyakar herifler.
"Yalnızca sıkıcı insanların canı sıkılır" aforizmasıyla ruh filozofum olduğunu düşündüğüm adam.
Ben henüz kendisinden bu sözü duymadan böyle bir tespitte bulunmuştum. Düşünce çağındayız bir filozofla aynı şeyi düşünüyor olmak çok da garipsenecek bir şey değil.
35 yaşına kadar hayatındaki her şeyi yarıda bırakmış olan ama bir gün geçirdiği alkol koması sonucu öldü denilerek morga konmuş ama sonra ölmediği anlaşıldıktan sonra hastane çıkışı yazmaya başlamış olan "yeraltı" edebiyatçısı.
TAMAM YAVRUM, METELiĞiMiZ YOK; AMA YAĞMURUMUZ VAR
sera etkisi deyin ne derseniz deyin
eskisi gibi yağmıyor işte yağmur.
özellikle büyük kriz zamanındaki
yağmurlar geliyor aklıma.
kuruş para yoktu ama bolbol
yağmur vardı.
Hayatta kimseyi değiştiremezsin ve kimse için değişmemelisin. Ne sen başkası için mecburi istikametsin; ne de başkası senin için. Yorma kendini; bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin.
yalnız kalmaktan daha kötü
şeyler de vardır hayatta
ama genellikle
bir ömür alır bunun
farkına varmak
o zaman da
çok geçtir
ve çok geçten
daha kötü
bir şey yoktur
hayatta.
-biliyorsun beni, severim markette dolanmayı, sonra tuvalet kağıtlarının olduğu rafa geldim ve 92 yaşında bir kadın gördüm, en hesaplı tuvalet kağıdını arıyordu.
+ iyi de herkes yapar bunu.
-tamam ama, 92 yaşındasın, yarın ölebilirsin, üç kuruşun hesabını yapmanın ne anlamı var? yani, 92 yaşında sıçabiliyor olmak zaten muhteşem bir olay, neden en pahalı tuvalet kağıdını alıp bunu kutlamıyorsun ?
çoğu okuyucu için basit bir ayyaş olduğu düşünülse de yalnızlık, keder ve acı kavramlarını bastırılmış cinselliğini mizahi bir dille dışa vuran, zekasınının ortalamanın olduğunu düşündüğüm alkol bağımlısı yazar.
Kendisine talih 50 yaşından sonra vurmuştur. Tabi late bloomer olduğu anlamına gelirmi bilmem. gelir sanırım.
Sırf ortamlarda iki dakikalığına dikkat çekeyim diye benim aforizmalarımı dillendirmeye kalkma! ha bir cümle sürtük diye bitiyorsa muhakkak ben söylemişimdir."
Bizdeki Fuzulinin ecnebi versiyonu.
Kebaplar şaraplar karpuz götler yaraklar havada uçuşuyor.
Ama bukowski gerçek ve biraz daha tutkulu. Bir de ne desem, çok iyi.
inanırmısınız ki, tüm kadınlar ağlıyolardı
inlemeleri arasında başka adamların adları duyulsa da
benim için ağladıklarını biliyorum.
zavallı mahluklar
her biriyle yatmama rağmen, o büyük
heyecen içinde onlara adımı söylemeyi unutmuş olmalıyım
Tabi reis öyledir.
Neden yaptığımı bilmiyorum ama şiirlerini ismet özelin sesiyle okuyorum
Çok yakışıyor
batının pazarlama tekniği ile yakından uzaktan şöhretini elde etmemiştir.
aksine çöplerden, fahişelerden ve varlıktan beslenmiştir. ve bu beslenme çok ama çok uzun sürmüştür.
postacılıktan, fabrika işçiliğine uzanan bir kariyeri ve bu yaşadığı hayatı sadelikle dile getirmesi; sanki yanınızdan geçen veysel amca olmasından kaynaklanmaktadır.
bukowski aynı zamanda büyük buhranı yaşamaış, 2-3 global kriz görmüş ve beden işçiliğinin şimdikinden daha az getirisi olan dönemlerde bazen 24 saate varen mesaileri ile sistemden nefret etmiş ve onu alaycı, sade bir dille modern toplum eleştrisi olarak kaleme almıştır.
iki şansım var ,ya bu postanede kalacağım ve delireceğim ...ya da istifa edeceğim ,yazarı oynayacağım ve açlıktan öleceğim .Açlıktan ölmeye karar verdim.
Diyecek kadar postanede çalıştığı yılları seven bir insandır.