clint eastwood'dan klasikler arasina girebilecek bir basyapit. filmin cekiciligini artirmak icin angelina jolie cok iyi kullanilmis cok basarili ancak konu christine'nin oglunu kaybetmesiyle baslayip 1920'li yillarda l.a.p.d gibi bugun dunyanin en iyi polis teskilatlari arasinda gosterilen bir kurumun ,donem icerisinde girdigi acmazi konu edinmis. polis teskilati ,arastirmasi ve cozmesi gereken davalarin disina kayip ,yazili medyayi kendine masa edinmistir. artik ne derse dogru ne soylerse kanun niteligindedir yerel halk icin.. bundan sonrasinda hikaye akil almaz yonde ilerlemeye baslar.bir annenin oglu icin mucadelesiyle baslayan hikaye, polis teskilatinin kendi icinde sorgulanmasi ve yeniden yapilandirilmasiyla son bulur. ancak christine aradigi cevaba ulasamicaktir. donem filmleri arasinda benjamin button'la ciddi bir rekabet oldugunu dusunuyorum,dis cekimler,sahne tasarimlari gorulmeye deger kesinlikle gorun hatta arsivleyin.
insanın yüreğini lime lime tüylerini diken diken eden Clint Eastwood yapımı bir drama. bir annenin hiç bitmeyen umudunu anlatıyor film ve filmin hikayesinin gerçek olması münasebeti ile daha da bir etkiliyor insanı gerçekten. Clint Eastwood yine yapmış yapacağını ve güzel bir iş çıkarmıştır ortaya ama,
diyor ve burada bir virgül koyuyorum.
angelina'nın oyunculuğu iyidir kötüdür bu tartışılır elbet ama bence bu rol için daha tanınmamış bir yüz oynasaydı eğer daha da inandırıcı olabilirdi izleyici için. angelina bazı sahnelerde mimiklerini tam olarak dramatize edememiş bana göre. tabi geneli itibarı ile bakarsak iyi bir performans sergilemiş.
filmin kurtarıcı ismi ise John Malkovich. tabiki bu ustaya söylenecek pek fazla bir şey yok.
bana göre filmin en etkileyici sahnesi ise;
--spoiler--
ufak bi çocuğun polise, Gordon Northcott adındaki bir adamla çiftlikte işledikleri çocuk cinayetlerini itiraf etmesi. akabinde çiftliğe gidip cesetleri çıkartmaları ve çocuğun o andaki dramı.
bu iki sahne gerçekten yürek burkmuş ve insanın tüylerinin diken diken olmasına denen olmuştur.
--spoiler--
(bkz: sahtekar) Film Dram / Gizem / Suç / Biyografi
Gösterim Tarihi : 30 Ocak 2009
Yönetmen : Clint Eastwood
Senaryo : J. Michael Straczynski
Yapım : 2008, ABD , 140 dk.
Oyuncular
Angelina Jolie ( Christine Collins), Gattlin Griffith (Walter Collins), Michelle Martin (Sandy), John Malkovich (Rahip Gustav Briegleb), Jeffrey Donovan (Yüzbaşı J.J. Jones), Amy Ryan (Carol Dexter), John Harrington Bland (Dr. John Montgomery), Jason Butler Harner (Gordon Northcott)
Los Angeles, Mart 1928; Genellikle çalışan sınıftan insanların oturduğu banliyö kesimlerinden birinde... Telefon operatörü olarak çalışan anne Christine Collins (Oscar ödüllü Angelina Jolie), güzel bir cumartesi sabahında işe gitmek üzere evden ayrılırken dokuz yaşındaki oğlu Walter ile vedalaşır. Akşam evine döndüğünde her ebeveynin en büyük kabusuyla yüz yüze gelir.... Biricik oğlu ortadan kaybolmuştur.
Polis tarafından çok yoğun bir arama çalışması başlatılır. Ancak küçük Walter hiçbir iz bırakmadan ortadan yok olmuştur. Aradan beş ay geçtikten sonra polisten haber gelir. Christine' in oğlu olduğunu iddia eden bir çocuk bulunmuştur. itibarını kurtarmak isteyen polis, anne ile oğlunun kavuşmasını medya önünde bir halkla ilişkiler etkinliği gösterisi olarak organize eder.Yüzlerce polis, gazeteci, fotoğrafçı arasında adeta serseme dönen Christine, getirilen çocuğu evine almaya ikna olur. Ancak yüreğinin derinliğinde kendisine getirilen çocuğun oğlu Walter olmadığını bilmektedir.
60. dakikadan itibaren saman tadı vermeye başlayan, fazla sıradan ve hiçbir numarası olmayan film.
edit büdüt: her boka anlam çıkaran değerli film yorumcularımız rahatsız, ben gerizekalıyım tamam, bunu izleyen nirvana ya ulaşıyor, izleyin, izlettirin.
angelina jolie nin aşmış oyunculugu, clint eastwood un oluşturduğu müthiş 1930lar los angeles atmosferi, john malkovic in atarlı karizmatik tavırları ve insanın içine işleyen müzikleriyle ölmeden önce izlenmesi gereken filmlerden.
Ayrıca senaryonun gerçek hikayeye dayalı olması insan hayatındaki normalliğin bir günde ne kadar korkunç bir hale gelebileceğini bütün bir çıplakla gösteriyor.
filmi once normal izleyin. sonra basa alin, **** bir kez de gozleriniz kapali izleyin. ayni zevki alacaksiniz. cunku filmin vurucu noktalarindan biri angelina jolie nin dudaklari, digeri muzikleri. *
angelina ablamızın bir fırtınalar yarattığı filmdir kendileri. her zamankinden öte bir oyunculuk sergilenmiş. çocuk katliamı konusuna gelince, gerçekleri anlatan şu sıpa acayip iyi rolünü yerine getirmiş ve o anlattıkça beni de ağlatmıştır. gerçekten izleyici için salyayı sümüğe bulayan bir filmdir.
clint eastwoodangelina jolie ve john malkovich üçlüsünden ve konudan çok daha sarsıcı bir film beklemiştim, ama beklenti içinde izlenen tüm filmler gibi bekleneni karşılamadı.
cesur bir film los angeles polis teşkilatının o zamanki hali bu zamanda birçok acılı gerçek hikayede ülkemizde 3.sayfada küçük haber niteliğinde görülebilir ancak sinemada dillendirilemez.
angelina jolieyi daha önce deli rolünü başarıyla yaparken izlemiştik ancak etkileyici olan anne rolündeki performansı, keşke film bu kadar karanlık olmasaydı diye iç geçirdim film boyunca. herkesten farklı olarak ben angelina'yı çirkin bulmadım farklı bir güzellikte seyrettim, gerçek bir hikaye olunca insan mutlu bir son'a daha çok ihtiyaç duyuyor... çocuk oyuncular başarılı bir oyun sergilemiş filmde ne eksik tanımlayamasam da bir tat eksik kalmış gibi yine de seyirlik bir film.
hiç sıkmayan bir film. ancak sonunda "eee noldu şimdi ?bitti lan" demenize sebep oluyor.
Angelina Jolie kadar taş bir hatunun da kusuru vardır. "eller"i.. Evet o eller ne öyle.. damarlı damarlı, kocaman erkek eli gibi.. neyse ellere takılmassanız keyifle izleyebileceğiniz bir film. özellikle walter collin yerine getirilen çocuk çok başarılı angelina da öyle..
ara ara sıksa da* güzel film. gerek based on a true story olması gerekse angelina jolie nin oynaması daha bi ilgili izlememe neden oldu. tabi angelina nın en çirkin halini gördüm o ayrı. saçları kısa olunca ve saçma sapan bi göz makyajı yapınca aslında hiç te çekici olmayan sıradan bi kadın oluyomuş.
eğer duygusal bir insansanız, izlerken kesinlikle yanınızda peçetenizi bulundurun. çünkü ağlayacaksınız.
bir annenin oğluna olan sevgisi, onu kaybetse bile yaşadıkları... umut. hiç kaybolmayan bir umut. ve bir annenin oğluna olan bağı. ruhsal bağı.
angelina jolie'nin gerçekten inanılmaz bir performans gösterdiği filmdir. bir an için film değil de gerçekten oğlunu kaybetti diye düşündürecek kadar muhteşem oynamış rolünü. anneliği gerçekten iyi öğrenmiş ve rolünde çok iyi kullanmış.
zaten filmin galasında verdiği röportajda, "filmde kaybolan oğlum yerine, kendi öz oğullarımı koyarak oynadım. o anı yaşadım" demiştir ve bunu kanıtlıyor. o yaşayarak oynarken bizlerede yaşattı.
film gerçek bir olaydan senaryolaştırılmış. 1928'in los angeles'inde lapd*'nin yozlaşmışlığı, bir seri katil ve aslında bir değil, tam 20 acılı anne. 20 çocuğu sebepsiz yere öldüren bir adamın, bunlardan 3 ü teşhis edilebilmiş, idama giden sonu.
ayrıca clint eastwood'da ne kadar kaliteli bir yönetmen olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. bazı anlarda oyuncularda oluşan mimikleri yarattırması... hayranlık uyandırıyor. o kadar gerçekçiydi ki...
kesinlikle ve kesinlikle izlenmesi gereken film. ama tekrar söylüyorum, film izlerken ağlama gibi bir durumunuz varsa, duygusal biriyseniz peçetenizi alın.
--spoiler--
-o çocuk bana daha önce elimde olmayan birşey verdi
+nedir o?
-umut!
--spoiler--
bir de filmde 1935 yılındaki oscar'ı alan filmi öğreniyorsunuz.
(bkz: it happened one night)
bir türlü bitmek bilmeyen, filmin sonu gelmesine rağmen hala angelina gibi bir insan evladının böyle bir filmde rol aldığına inanmak istemediğim, 15 yaş sınırı koymalarına anlam veremediğim kısaca hiç beğenmediğim film.
