mariliyn monroe nun yatarken üstünde ki tek şey.. çok karizma bir cevaptır kanımca.. sormuşlar ne giyersin yatarken diye.. chanel no 5 demiş.. piuuvvv.. karizmaya bak..
'ne giyersin' esprisinin kaynağı; 'wear' fiilinin hemi 'giymek' (üzerinde taşımak manasındaki giymek); hem de 'parfüm sürmek'; 'wear perfume' manasında kullanılmasıdır ingilizce'de. hani, bu entry olmasa bu başlık da sakıt kalacak idi. *
-what do you wear when you sleep?
-chanel no. 5 only
-woow!
parfümün bugün istanbulda lansmanı yapılacak olan reklam filminde audrey tautou oynuyor. gerçekten enfes olmuş. şimdilik aşağıdaki linkten görülebilir.
reklamini izledim chanel no.5, senin allah belani vermesin. merve ildeniz bir, audrey tautou iki; su dunyada iki tane idolumuz var (monica ve laetitia sizleri unutmadim bebeklerim sizler de apayrisiniz). guzel vatanima hasret dolu oldugum su gunlerde istanbul'a getirilip reklam cekilecek insan mi kalmadi, neden audrey neden? zaten bu chanel no.5 denilen parfum bilimum holywood artistlerine eslik etmis enfes bir koku, dusunun Nadia Comaneci'den tut, brigitte bardot'a, tacsiz kral pele'den tut, beckenbauer'e hepsinin tenine degmisligi var.sen bu parfumu tut audreyime sur bir de onu sultanahmet, tarlabasi dolastir ulan butun set ekibi kurtaramaz onu ki sen nereden buldun paris-istanbul trenini bre kuffar, o guzelim kiza aktarma yaptirilir mi ya serefsiz? . neyse efendim bir de bunun chanel no.5 coco versiyonu vardi onu soylemeyi unuttuk o da ayri bir efsane yok o kadar para vermem diyorsaniz muadili var (bkz: hypnotic poison).
hacı mis gibi kokan parfüm, ben kadın olsam bu parfümü alacağıma gider hacı mis alır, sürerim daha iyi. hem param cebimde kalır hem mis gibi kokarım lan.
ozellikle esmer bayanlara cok yakistigini dusundugum, yolda yururken kokusunu duydugumda kullanan kisinin arkasindan yurumeme sebep olacak kadar begendigim parfum.
sen paris'te yabancısın, kokundan tanıdım seni.
buralarda kimse chanel no:5 sürüp les deux magots'da oturmaz. diyelim ki sürdü, les deux magots'da oturmaz. saint-michel'de ufak bir cafe neyine yetmez?
kokunun güzelliğinden bahsedince "nambır fayv" demez; "nümeğo senk" elbette, söylenmez.
bu denli iyi bildiğime göre tanışıyor olmalıyız, kendimi tanıtacağım: ben de yabancıyım; üzerimde ingiliz kaşkoluna sinmiş italyan gio suyu, fransız milliyetçiliği can çekişiyor s.t. dupont kol düğmelerinde.
bu şehrin bir kokusu var; öylesine tanıdık, böylesine yabancı.
kokuya anılar siner mi, siniyor işte.
chanel no:5'in güçlü, kadınsı ve çekici kokusuyla kadınların neredeyse tamamının üzerinde görmek istediği tasarımların mimarı " gabrielle ", diğer adıyla " coco chanel ", çiçek kokularından sıkılmış olacak ki dişiliğin gizemli taraflarını ön plana çıkaracak kokuların peşine düşmüş yıllar önce. rus asıllı fransız " ernest beaux'un " burunluğunu üstlendiği bu önemli görevin esas amacıysa kadınsı bir parfüm yaratmakmış. ve bir de dünyanın ilk kalıcı parfümünün doğuşuna ön ayak olmak...
" kadınlara benzersiz bir parfüm sunmak istiyorum. bir elbise gibi yapılmış, yani gerçek anlamda kişinin üstüne oturan bir parfümden söz ediyorum. vadilerden toplanmış gül ya da zambakları değil, bir kompozisyon olarak yaratılmış bir parfüm istiyorum! " moda tarihine altın harflerle yazdıran coco chanel'in dilinden dökülen bu cümleler, neredeyse 90 yıldır kadınların tenini süsleyen chanel no:5'in hikayesi. kadınların çiçek gibi değil de kadın gibi kokmasını isteyen " gabrielle chanel ", bu isteğine uygun parfümler yaratması için " ernest beaux'yu görevlendiriyor. beaux'un hayal gücü ve romantizmle birleşen fikirlerden ilham alarak ürettiği bir seri parfümün içinden seçilen no:5, içeriğinde yüksek miktarda barındırdığı sentetik maddeler ve aldehit ile sık sık tazeleme gerektirmeyen ilk kalıcı parfüm olma özelliğine de sahip aynı zamanda. bu da her 30 saniyede bir adet satmasının nedenini fazlasıyla açıklıyor sanırım.
chanel'in güzel kadınları ise parfümün popülerliğinde ciddi etkisi olan " marilyn monroe ", ardından " ali macgraw" ve dönemin ünlü aktrislerinden " catherine deneuve "... chanel no:5'in reklam kampanyalarını daha bir göz alıcı hale getiren chanel kadınları parfümün ne denli kadınsı bir imaj yakaladığının en önemli göstergesi. geçtiğimiz yıllarda bir kısmı istanbul sokaklarında çekilen " audrey tautou'lu " reklam filmi ise aşkı kovalayan, dahası aşkını peşinde sürükleyen kadınların hikayesini net bir dille ortaya koyuyor. chanel no:5'in hikayesi daha çok uzun yıllar süreceğe benziyor..
marilyn monroe parfümüdür, efsanedir diye bir kaç kez gaza gelip almaya çalıştığım ancak her defasında yanımdakilerin "bu ne biçim koku böyle, hacı yağı gibi, bunu mu süreceksin?" şeklinde eleştirilerine maruz kalıp almaktan vazgeçtiğim koku.
öylesine içimde kalmış kokudur yani. belki 35'imden sonra olacak ama bir gün kesin kullanıcam ben bunu.