1830 yilinin Temmuz ayinda Fransizlar Cezayir'i isgal ettiler. Fransızlar, burayı kurmak istedikleri Büyük Fransiz imparatorlugu'nun bir parçasi haline getirmeyi amaçliyorlardi. Bunun için Cezayir'in Müslüman halkini hiristiyanlastirmak ve kendilerini tamamen Fransiz kültürüne adapte etmek istiyorlardi. 1830'da Cezayir'de Avrupa'nin en büyük misyonerlik merkezi olan Beyaz Papazlar Cemiyeti kuruldu. Bu cemiyet Cezayir halkini elli yil içinde hiristiyanlastirmayi amaçliyordu. Ama Cezayir halkinin dinine bagliligi onlarin basarisini engelledi.
Fransiz isgaline karsi ilk bagimsizlik mücadelesini isgalin ikinci yilinda Emir Abdülkadir baslatmistir. Emir Abdülkadir isgalcilere karsi 14 yil mücadele etti ve 23 Aralik 1947'de Fransizlar tarafindan tutuklandi. Sonraki yillarda da isgale karsi ayaklanmalar ve bagimsizlik mücadeleleri oldu. Ancak Fransiz isgalciler bütün bu hareketleri siddetle ve zulümle bastirdilar. Sadece 5 Agustos 1945 tarihinde Fransizlar bir gün içinde 45 bin Cezayirlinin canina kiymislardir.
Fransiz isgaline karsi ikinci bagimsizlik savasi 1954 yilinda basladi. Bu savas Milli Kurtulus Cephesi'nin öncülügünde baslatildi. Milli Kurtulus Cephesi, Cezayir halkinin şuurlandirilmasinda önemli etkinligi olan Cemiyeti Ulema'nin öncülügünde olusturulmustu. Cephe, Kasim 1954'te yayinladigi ilk bildirisinde amacinin Cezayir'i isgalden kurtararak bu topraklar üzerinde Islam esaslarina göre sekillenen bagimsiz bir devlet kurmak oldugunu bildirdi. Sekiz yil süren bagimsizlik savasi süresince bir buçuk milyon Cezayirli Müslüman, isgalciler tarafindan öldürüldü. Bugün birçok cezayirliye göre Fransızların cezayir'deki katliamları soykırım anlamına gelmektedir. Cezayir 2005 yılında resmen FRansa'dan işlediği soykırım için özür talep etti. Cezayir Devlet Başkanı 2006 yılında Fransa'nın Cezayir'de sadece Cezayirlileri öldürmediğini, onların diline ve kültürüne de soykırım uyguladığını ilan etti. Fransa bu suçlamaları kabul etmediği gibi, "konu tarihçilere bırakılmalıdır" dedi. Aynı Fransa Ermenilerin soykırım iddialarına ise sonuna kadar sahip çıktı ve meclisinden 2001 yılında Ermeni iddilarını kabul eden bir karar çıkardı.
Biz bunu yaptık ama bakın sizde bunu yaptınız o yüzden siz sesinizi kesin bizde bu soykırımı hiç hatırlamıyormuş gibi yapalım demekten öteye gitmeyen bi davranış türkiyenin yaptığı.
bu soykırım yaşanırken türkiye fransa'nın yanında yeralmıştır maalesef.
yıllar sonra 1985'te turgut özal bu utanç verici tavrından dolayı ülkesi adına cezayir'den özür dilemiştir ve bu şerefli tavra ise erdal inönü lideliğindeki sosyal demokratlar muhalif olmuşlardır.
ne tesadüftür ki bugün bu soykırımın soykırım olarak tanınmasına bugün yine muhalif olanlar sosyal demokratlardır.
hepimiz daha hiç bir topluluk tarafından kabul edilmemiş bir soykırım hakkında konuşmaktayız o zaman bunun adı sözde cezayir soykırımı olmalıdır. çünkü sözdedir. biliyorum adım gibi biliyorum kötü oylanacaktır bu entry ama eğer biz bu soykırıma sözde demezsek sözde ermeni soykırımına ermeni soykırımı diyenlerden bir farkımız kalmaz. nedeni budur.
bir fransız vatandaşı olan, ki bu kişi ünlü bir yönetmen adı vermeyeceğim çünkü bilmiyorum.* bizzat o zamanlar çekilmiş bire bir devlet tarafından çekilmiş görüntüler ve bazı canlandırmaların da içinde bulunduğu bir belgeseldir..
cnn türk de fragmanını izlemiş ve gözyaşlarıma hakim olamamıştım. allah tamamını izleyene ya da izleyebiene sabır vere..
Fransiz vatandasi olan bi hocamiz soyle diyodu;
1789 yilinda cumhuriyeti kuran fransiz ihtilaliden dolayi fransiz olmaktan gurur duyuyorum,
ama Cezayirde yaptiklarimiz aklima gelincede bu gurur bi utanç duygusuna donusuyor
diyen hocanin kelimelerinin kafamda çinladigi soykirimdir.
sözde ermeni soykırımını kabul eden fransa nın hem kayıtlara geçen hemde kanıtları olan kabul etmediği soykırım. cezayirlileri ülkesine vizesiz alarak ödüllendirdiklerini sanırlar.
--spoiler--
fransız lejyonu elemanı, cezayirli isyancıları makineli tüfekle tarayarak sinek öldürür misali öldürmektedir, yanındaki silah arkadaşına döner ve gayet sakin bir edayla şöyle bir yorum yapar:
-aynı atış sporundaki gibi, değil mi?
--spoiler--
--spoiler--
aynı filmde artık yaptıkları zulmün boyutlarına vicdanı dayanamayan bir fransız lejyonu askeri kendisini çatıdan atmaktaydı.
--spoiler--