kanal d'de bugün yayınlanmaya başlayan ve an itibariyle yayında olan çok faydalı bir program.
"Türkiye2nin ilk günlük mahkeme şovu olarak ekranlara gelecek olan Ceza Mahkemesinin yapımını, Constantin Entertainment üstleniyor. Program, Almanya, Avusturya, Polonya, Hırvatistan ve Rusya'da da yayınlanıyor ve izlenme rekorları kırıyor."
az önce sonuna yetiştiğim abuk program. RTL'deki daha sağlamdı. ilk göze çarpan saçmalık oğlanın yargılanmasına sebep olan suç organ veya cisim sokmak suretiyle cinsel saldırı. E babacım bu ağır ceza mahkemesinin görevidir. Hani 2 hakim daha lazım çakma mahkemeye. Savcı ne arıyor yan tarafta. katibe abla hakimin yanında mı oturuyordu ben avukatlık stajını yapalı 10 yıl oldu; birşeyler mi değişti.* bir de hakimin ve sanıkla avukatın önündeki kanunlar 765 sayılı eski tck dönemine ait.* madem bir program yapıyorsun 5237 sayılı tck'yi ve 5271 sayılı cmk'yi koy di mi? bu programın tutması için jüri konmalı bence ve jüri de yargılamaya katılmalı soru sormalı filan. O zaman seyreyle cümbüsü. Jüride yer alanlara bunun gerçek bir yargılama oldugu söylenerek şaka yapılmalı ki işi ciddiye alsınlar.velhasıl sanık oğlanın sırıtısından da oyunculugun kötü oldugu kanaatine varılmıştır.
boşanmak istemiyorum gibi ilklere imza atan saman. tv'nin bir zamanlar çıkardığı "sır kapısı" gibi onlar yaptı,tutuldu biz de kapalım reytingleri, anlayışıyla çıkarılmış gülünesi program.
+Alarayı, oğlum değil ben öldürdüm, hakim bey.
- Ne diyorsunuz? O zaman geçin şöyle.*
Yani hakimin konuşurken ve kameralara bakarken bariz bir şekilde güldüğünün görülebileceği, yukarıdaki gibi 'mükemmel hukuksal' diyaloglarlada her an karşılaşabileceğiniz program.
edit:birde ulan her davada sonuç hep son anda ve hep en 'beklenmeyen' kişi mi suçlu olur? Abi bir davayıda deliller ile, dna ile en azından bir idrar örneği ile filan çözün. Bu ne lan?
almayadaki ve amerikadaki versiyonu çok daha gerçekçi ve hoş konulara sahiptir.
buradaki oyuncular radyo tv vb. tiyatro okullarından çağrılan öğrencilerdir. casting için çağrılıp seçilmektedir. arada başarılı olanlar vardır. ve çekim başına 150 ytl civarı para aldıkları duyumu mevcuttur.
savcı hanımı canlandıran hanım pek başarılı gözükmemektedir. Müdafi avukatı başarılı oyunculuğa sahiptir.
Spontan konuşma tarzı ile yapılmış olsa daha gerçekçi olacağı bir gerçektir.
oyunculuğun şahanın adeta gerçek skeçlerindeki oyunculuklar gibi olduğu program.hadi o bilerek yapılıyodu da komik geliyodu, bilmeyerek yapınca daha komik geliyomuş onu anladım.savcı konuşamıyor ayrıca.
rol yapanları, daha doğrusu yapmaya çalışan o garip insanları (oyuncu demiyorum) nerden buldukları merak edilen utanç verici yapım. gerçek kesit'i bile aratıyor desem rezaletin boyutları anlaşılabilir sanırım. öyle ki, o dava senaryolarını 10 yaşındaki bir velet rahatlıkla yazabilir. öyle bir hayal gücü yani. (bkz: ilkokul müsameresi)
gerçi herkes belirtmiş ama bir daha yazmak gerekli. o oyuncuları nereden aldılarsa götürüp aynı yere bıraksınlar.
her insanın tiyatro kabiliyeti olacak diye birşey yok tabii bir oyuncu, hatta ne biri, birsürü oyuncu bu kadar mı öküzce rol yapar. arada tavşan kardeş falan da deseler çocuk tiyatrosu gibi olacak.
bunu izledikten sonra, fıkralarla türkiye izledim, çok büyük haksızlık yapmışız ona. en azından her fıkra sonunda naasiiii dediğinde yavşak bir ifade oluşuyor yüzümde.
samanyolunda boşanmak istemiyorum diye bişey var o da ceza mahkemesi gibi o daha komik
ordaki hakime bayılıyorum
ama ikisininde en büyük özelliği oyunculuk yeteneklerinin sıfır olması
acaba onları ciddi ciddi izleyip etkilenen ağlayan falan var mıdır
bu programı ciddi ciddi izleyip, "ahh vahh" diye heyecanlananları, üzülenleri, ağlayanları gördüm ben.
mesela yaşlı bir teyze; sakın ola ki bu programın ağına düşmesin. o saatten sonra istediğiniz kadar ordaki olayların gerçek dışılığından, o insanların sahteliğinden bahsedin, gene de anlamaz. üzülmeye, sövmeye, sinirlenmeye devam edip, kendini harap eder. mesela, "kötü kalpli çocuğu tarafından ormanda ağaca bağlanmak suretiyle ölüme terkedilen felçi kadın"ın gerçekte varolduğuna, ve o salak muhabirin o kadını ordan ciddi ciddi kurtardığına inanır. o denyo muhabirin, o kadın ağaca bağlanırken ya da dayak atılırken neden müdahale etmediğini sormaz ama.
bir program hiç bu kadar belirgin bir şekilde duygu sömürüsüne hizmet etmemiştir eminim.
