Halk dilinden, özlemlerini, sevinçlerini, acılarını ve yaşama savaşımını söyleyişle dile getirdi. Şiirlerinin kaynağını hoşgörü, insan sevgisi, ulusal bağımsızlık ve doğa oluşturdu.(d. 1919 – ö. 1978, Ankara)
1944 yılında tıp fakültesinden mezun oldu ve uzmanlık alanını çocuk hastalıkları üzerine yapmaya karar verdi. Kendi rızasıyla Turhal’a giderek doktorluk yapan yazar, bu dönem içinde halkın sorunlarına eğilerek; bu yurdun insanları hakkında pek çok şiir yazdı.
1959’da Ankara’ya dönerek doktorluk ve yazarlık mesleğine devam etti. 1960’lı yıllarla beraber yazı ve şiirleri, toplumsal sorunlar ile Atatürk’ün öğretisi üzerine yoğunlaştı. 17 Mart 1978 tarihinde kalp yetmezliği sonucunda hayatını kaybetti. Cumhuriyet Ağacı, Güneş Salkımı, Bir Kasabadan Resimler, Halk Albümü gibi eserleri ölümünden yıllar sonra yayımlanmıştır.
ankarada eski-yeni adlı mekanda biramızı yudumlarken yan masada gündemi elinde tutan iki beyefendi tarafından hakkında konuşulan, 'hatırlıyorum ama orda ceyhun yoktu'(ceyhun atuf kansu' dan bahsediyor) gibi bir takım cümleler ile adını sadece edebiyat kitaplarında ve okurken kimin olduğunu bilmediğim şiirlerin en altında gördüğüm bu ismi araştırmama sebep olanlara teşekkürü bir borç bilirim dediğim, okunması gereken, anlaşılması gereken şairdir.
1919'da istanbul'da doğdu, 17 Mart 1978'de Ankara'da yaşamını yitirdi. istanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Ankara Numune Hastanesi'nde eğitimini tamamlayarak çocuk hastalıkları uzmanı oldu. Önce hece ölçüsü ve halk şiiri geleneği ile, sonradan serbest ölçüyle, toplumsal sorunlar ağırlıklı şiirlerinde, halk dilinden, halk deyişinden geniş biçimde yararlanarak, halkın özlemlerini, sevinçlerini, acılarını ve yaşama savaşımını coşkulu bir söyleyişle dile getirdi. Şiirlerinin kaynağını hoşgörü, insanlık sevgisi, ulusal bağımsızlık ve doğa oluşturdu.
"Ceyhun Atuf Kansu, baştan itibaren ülkücüdür. O, hayatın zenginlikleriyle bugünkü anlayışı besleyebilecek bir insan sevgisiyle şiir yazmaktadır. Şiirleri hiçbir zaman didaktik olmamıştır; söylev çekmez, insan manzaraları verir, halk albümüne fotoğraflar toplar, gerçeği tesbit eden ufak ufak ve sayısız tutanaklar düzenler. Yine de son sıralarda tarihle fazla ilgilenişi, fikrin önemini arttırmıştır mısralarında." Cemal Süreya, 1976