cevdet çağla

entry4 galeri4
    1.
  1. 1900-1988 Yılları arasında yaşamış keman üstadı, bestekar.

    xx.yüzyıl türk müziği'nin en dikkate değer bestekarlarından biridir. Hacı Arif Bey'den başlayıp günümüze gelen 'geleneğe bağlı bestekarlar ekolü'nün takipçilerinden olan çağla, güfteden besteye dönüşümü büyük ustalık gerektiren onlarca eser bestelemiştir. eserlerinde zevkli, yadırganmayan bazı yenilikler de uygulamış lakin, abartıdan uzak bu yenilikler, eserlerine ayrı bir renk katmıştır.

    keman taksimlerindeki üstün geçiş tekniği, sade uslubu, soliste eşlik becerisi ve işi gösterişe dökmeyen klasik tarzı ile türk müziği kemancıları arasında da haklı bir yer edinmiştir.

    Yüze yakın bestesinden bir-kaçı;

    -'Baharda bu yıl bir melal var hüzün gibi',
    -'Bana bir zalimi Leyla diye sevdirdi felek',
    -'Gül açar bülbül öter yaz geçer',
    -'Kaçıncı fasl-ı bahar bu solar gider emelim',
    -'o siyah gözlü kadın',
    -'Bir dert gibi akşam suların koynuna indi'.
    1 ...
  2. 2.
  3. istanbul da doğan ahmet cevdet çağla, küçük yaşlarda keman öğrenmeye başladı. berlin e giderek(1916) iki yılı aşkın süre orada kaldı. yurda dönüşünden sonra bir ara yüksek ticaret okudu. darüttalimi musiki de uzun süre keman çaldı.
    1926 da istanbul radyosuna giren cevdet çağla, 1938 de ankara radyosuna geçti. 1950-1956 yılları arasında istanbul radyosu türk musikisi bölümü şefliğinde bulundu. daha sonra istanbul radyosunda koro şefiolarak görev yaptı.
    cevdet çağla nın yüzüaşkın bestesi vardır.
    1 ...
  4. 3.
  5. (8 Mayıs 1900, istanbul - 22 Şubat 1988, istanbul) Besteci ve keman sanatçısı.

    Acıbadem'de doğdu. Babası topçu subayı Eşref Bey keman, annesi Nâzıma Hanım piyano, kızkardeşleri ise piyano ve ud çaldığı için müzikle iç içe bir ortamda büyüdü. Babasının teşvikiyle 7 yaşında Andonyadis'ten Batı musikisinde keman öğrenmeye başladı. Daha sonra Musullu Hafız Osman Dede Efendi'den Türk musikisi dersleri aldı. Bebek'teki Frerler Mektebi'ne devam ederken, okul orkestrasında keman çaldı. Daha sonra Kadıköy Sultanisi'nde okudu; burada Münir Nurettin Selçuk'la tanıştı.

    bir gazetenin köşe yazısından:

    "ondan BAHiS AÇARKEN ilk ağızda söylenmesi gereken şey, ruhunun engin kaynaklarını çeşitli vadilerde en ustaca bir şekilde kullanmasını bilen çok taraflı bir sanatkâr oldu­ğudur. Musikiye başladığı günlerin hemen akabinde önce bestekâr ola­rak teşekkül etmeye başlayan hüvi­yeti seneler boyu gelişip güzelleşmiş, bilâhare, verimini muhtelif yollara yöneltmiştir.

    1916'da Maarif Nezareti'nce Batı musikisi öğrenimi için gönderildiği Berlin'de iki buçuk yıl kaldı. Dönüşünde istanbul Yüksek iktisat ve Ticaret Mektebi'ne devam etti. "Darüttalim-i Musiki" topluluğuna kemani olarak kabul edildi.

    öğrencisinin anlatımı:

    "Tahsilini Almanya da yapan Cevdet Çağla, yurda dönün­ce Darüttalim-i musiki toplu­luğuna dahil olarak 18 sene içeride ve dışarıda konserler vermiştir. 1933'de Ankara radyosuna intisap ederek yayın ve idari kısımlarında ça­lışmıştır."

    Türk musikisi öğretim tarihinde önemli bir yeri olan ve henüz kitle iletişim araçlarının gelişmediği bir dönemde, istanbul halkına üstün nitelikli musiki dinleten bu toplulukla 15 yıl çalıştı. "Papazın Bağı" gibi önde gelen mesire yerlerinde, açık havada, bu toplulukla verdikleri konserler, o dönem istanbul'unda önemli sanat faaliyetlerindendi. Aynı toplulukla Almanya'da, "Polydor" firması adına plaklar doldurdu; Almanya ve Mısır'da konserler verdi.

    1926'da istanbul Radyosu'nun kuruluş aşamasında, çekirdek kadrodaki elemanlardan biriydi. 1935-1938 arasında, istanbul musiki piyasasında çalıştığında, bu ortamın da aranılan bir saz sanatçısıydı. 1938-1950 arasında Ankara Radyo'sunda çalıştı. Aynı yıllarda Ankara Musiki Cemiyeti'nde de keman sanatçısı ve yönetici olarak görev aldı. 1950'de döndüğü istanbul Radyosu'nda 6 yıl Türk Musikisi Kısmı şefliği görevinde bulundu. 1956-1959 arasında Bağdat Konservatuarı'nda keman öğretti. Yurda dönüşünde gene istanbul Radyosu'nda önce Türk ve Batı musikileri yayın şefi, sonra şef prodüktör olarak çalıştı. 1965'te emekli olduktan sonra aynı radyoda kemani ve koro şefi, Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda da keman öğretmeni olarak görev aldı.

    Eserleri radyolarda sık sık okunan bestecilerdendir. "Geç kalmış bir klasik" diye nitelendirilen Çağla, bestecilik konusunda çok titizdi. Kürdilihicazkâr curcuna "Bir yaz gecesi Çamlıca mehtabına geldin" ve nihavent "Pırıl pırıl sular Marmara'nın sahilinde" şarkıları, istanbul için bestelediği eserlerdir. Cevdet Çağla'nın, 85 dolayında eseri bulunmaktadır.

    öğrencisinden anlatım:
    "Kıymetli hocam Cevdet Çağ­la'nın besteleri gayet sarih asil ve klâsik üslûptadır.

    Bu hususta biraz da kendisini dinleyelim.

    "Başkalarına ait güfte­leri alır, günlerce okur ve ondan sonra bestelemeğe başlarım. Her kelimede bir hususiyet arar, maili güftelere bayılırım. Meselâ (Neden?) ve acaba!?" gibi..."

    Değerli bestekârımıza eserlerini ne kadar zaman içinde hazırlayabildiğini sordum Şu cevabı verdi:

    "Bir eseri bir günde hazırladığım olmuştur. Fakat bazan da bir ayda bir satırını bile bitiremediğim eserler olur.
    Besteleri tamamen ezbere alır, sonra notaya dökerim ve bu pek az bir düzeltme ile tamamlanır. Her besteyi hazır­larken sanatkârları daima göz önünde tutarım."

    88 yaşında ölen Cevdet Çağla için istanbul Radyosu’nda bir tö­ren yapılmış, Çağla’nın cenazesi ay­nı gün Şişli Camii’nde öğleyin kılı­nacak namazdan sonra Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilmiştir.
    0 ...
  6. 4.
  7. Sanki soyadı çağlar'mış da nüfus memuru yazarken mürekkep bitmiş gibi bir izlenim yaratıyor. * Bir başka örnek için:
    (bkz: melih bulu)
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük