o golü monaco filelerine değil kalbimize attı..yönetim ne kadar prekazi yi kullanmışta olsa, taraftarın gözünde prekazinin sol ayağı şu andaki tüm yönetime bedeldir..bu kalpler adnanları çabuk unutur ama prekazi , hakan şükür , büyük kaptan bülent korkmaz ı asla unutmaz...
galatasaray tarihi'nin en iyi 10 yabancı oyuncusundan biridir. eğer ki kendisine yapılan şeyler doğruysa bir galatasaraylı olarak utanırım. zaten utandım. hani derler ya "şuyuu vukuundan beter" diye. bu da öyle birşey. umarım doğru değildir gerçi. doğruysa da acilen bu ayıp telafi edilmelidir. ne yaparlar bilmem ama birşey yapmak zorundalar.
yanlış anlama olmasın. oyuncuya almak zorundalar demiyorum. alırsın almazsın ayrı konu. hem futbolcuyu ve prekazi'yi istanbula çağırıp görüşmeye bile tenezzül edilmemesini eleştiriyorum. medeni bir şekilde görüş istemezsen isteme.
sözün özü acilen kendisine yapılan ayıp temizlenmelidir.
jovanovic konusunda kendisine büyük haksızlık yapılmıştır. Önce hakan şükür, hasan şaş, bülent korkmaz, ümit davala derken şimdi de prekazi. Bu yönetim iyice haddini aştı arkadaş.
Adama "rijkaard beğendi, getir" diyorsun futbolcuyu adam gidip partizan'ı ikna edip bonservisini alıyor ve istanbul'a getiriyor. Sen görüşmeden futbolcuyu postalıyorsun, yazıklar olsun.
Sırf prekazi'nin hatrı için o adamla 1 yıllık maç başı anlaşılırdı. Beğenmezsen bir sonraki sene gönderirdin. Madem almıycan adamları ayağına çağırmak niye?
futbol onların oynadıgı zamanlarda güzeldi be. görsel güzelliği şimdinin yanından bile geçemiyor ama oynanan oyun, oyuncular, taraftarlar herşey daha iyiydi be. yüreğiyle oynuyordu herkes. taraftarlar çirkef değildi. stadyumda tribünler yarı yarıya bölüşülürdü derbi maçlarda. hey gidi günler yaw...
çocukluğumuzun efsanesi. toplara vuruş stili bile benzersizdi. yani biliçsiz vurmuyordu kendine has bir tekniği vardı. hala topa okadar net ve sert vuran bildiğim çok az futbolcu var zati onlarda real madrid, juventus ta felan oynuyor.
ofk belgrad maçı ndan akla kalan tek şey eski sevgilimiz cevad prekazi dir. özlemişiz hemde çok cevo seni. her konuşması, her sözü ile maçı keyifli kılmıştır, özellikle rijkaard ı okuyorum kitap gibi dedikten sonra sempatik bir şekilde şaka demesiyle ah ulan nerelerdesin prekazi dedirtmiştir.
bizim prekaziin lakabı saçını yıllarca cevat prekazi modeli kestirmesinden geliyor, hatırlatayım.
insan niye futbol sever? çünkü her şey değişirken futbol aynı kalır. sabit kalan her şey gibi, çocukluğu hatırlatır.
hayat bizi nereye savurursa savursun, yeşil sahayı gördüğümüzde babamızla maça giden o ufaklık oluruz.
erkeklerin o garip maç hafızası da bundan doğar zaten. çünkü onlar maç değildir aslında, hayatın mihenkleridir.
saçının ense kısmını uzatmış adam topa otuz metreden öyle bir vurur ki, gayrı ne monaco prensi albert unutabilir ne de siz.
o gol aynı zamanda rahmetli babanızla daldığınız sokak kutlamaları, geç döndüğünüzde annenizin surat yapması, evdeki bayrağın üstüne gazlı kalemle yazdığınız cimbom yarı finalde yazısıdır.
¡ ¡ ¡
dur ey zaman, ne güzelsin demiş ya goethe, biz de bağırmak isteriz, ettorinin koruduğu kaleye giden topa dur yahu, ne güzelsin
ama kerata bizi dinlemez, gidip o kaleye girer. açar kollarını cevat prekazi, uçar gibi yaparak koşar. sonra yıllar geçer, bazı şeyler girer araya ve başlarsınız takımınızdan ayrı düz koşuya.
on dört yıl şampiyonluk görmemiş, müzesinde uefa kupası falan olmayan o takım yoktur artık. ruhu bile okunmamaktadır.
ama bir gün, tırışka bir avrupa ligi maçında yorumcu kılığında çıkar karşınıza. hemen sandığı açıp o bayrağı çıkarmak, koklamak istersiniz.
yarı finali bayrağın sarı kısmına bir zamanlar heyecandan titreyen ellerle yazan çünkü sizin ruhunuzdur.
açıp kollarını orta sahaya doğru koşmak isteyen çocuk ruhunuz.
--spoiler-- tuna kiremitçi
edit: ee yuh a.q, bunu niye eksilersin be kardeşim, bak valla sadece merakımdan soruyorum, niye?
yani her normal insan gibi bu beynin sıradışı işleyişini merak ediyorum, he canım sahi niye?
ofk maçı öncesinde yapılan röportajda ofk'yı mı yoksa galatasaray'ı mı destekleyeceksiniz sorusuna " iş ve aşkı karıştırmamak lazım, ben ofk'da görev alıyorum ancak aşkım galatasaray" cevabı vererek kendine hayran bırak kişi.
belgrad maçında yorumlarıyla güldürmüş, oyuncu pazarlamaya çalışmasıyla sıkmış galatasaray efsanesidir.
yalnız serdar özkan' ın pozisyonunda bir "korkti korkti" demesi vardır ki, maçı unutturup kahkahalar boğmuştur.
endüstriyel futbolun ele geçiremediği son kalelerden biri, son romantiklerden, eski oricinal futbolcu. "galatazaray bana çok jey verdi ben de onlara bir jeyler vermek izdiyorum" diyerek yürekleri bir kere daha fethetmiştir.
5 ağustos 2010 tarihli ofk beograd - galatasaray maçını yorumlayan galatasaraylı efsane futbolcu. gerçi nadide türkçesi sebebiyle kafamız tecavüze uğrasa da sonuçta efsane canım, hakkı var. *
efsanedir. 5 ağustos 2010 ofk belgrad galatasaray maçı'nda eski günlere dair özlemini dile getirirken, galatasaray taraftarı bunu hak ediyor, diyerek gönülleri bir kez daha fethetmiştir.