1992 yılında, Rémy Belvaux, André Bonzel, Benoît Poelvoorde adlarıyla çağrılan bu üç kafadar tarafından çekilen, alt metinlerine dikkat edilmesi gereken, gerçeklik budur, sarsıl ve kendine gel dedirten bir film.
The Blair Witch Project'ten yedi yıl önce çekilmiştir. bu çerçeveden bakınca The Blair Witch Project'in öncüsü olan filmlerden olduğu söylenebilir.
hatta, siyah beyaz olması,
--spoiler--
sonunda tüm kahramanların ölmesi
--spoiler--
gibi ayrıntıları düşününce The Blair Witch Project'in bu filmden ciddi olarak esinlendiği bile düşünülebilir.
film uluslararası dolaşıma Man Bites Dog adıyla girmiştir.
bu yazı bir tahmin üzerine yazılmıştır:
oskara aday olan, streetwise gibi suç anlarını görüntüleyen belgesel filmleri, bu filmin çekildiği dönemde zirve yapmıştı. gene bu dönemde, belgeselcilerin etik çizgisinin nerede olduğu konusunda tartışmalar yaşanmıştı,* bir suçu gözlemlemek ve ses çıkarmamanın ne kadar doğru olduğu sorgulanıyordu. bence man bites dog, tam da bu çizgiyi arama fikrinden yola çıkan bir film. bir seri katilin belgeselini yaparsanız, nereye kadar gidersiniz, onun cinayet işlemesine göz yumar mısınız? gibi soruları soruyor.* bunun dışında, filmin neredeyse her sahnesinde bir mizah öğesi hakim, kara komedinin, en kara hali bu olsa gerek. filmin akışı, dialogları, oyunculuklar oldukça iyi, neredeyse gerçek bir belgesel havası yakalanmış. kısaca farklı bir şey izlemek istiyorsanız, mutlaka izleyin. yok ben hollywood filmlerinden memnunum diyenler bana bu tavsiyemden dolayı kızabilirler, onları da şimdiden uyarıyım.
benoit karakterinin gerek söyledikleri gerekse yaptıklarıyla yardığı izlenesi film. 1 saat 36 dk kadar sürüyor ve zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile.
Güzel bir fikirden yola çıkılmış fakat bence biraz heba edilmiş.Film bir katilin belgesel ve röportaj tadında hikayesini anlatıyor ve filmdeki katilimiz de büyük bir soğukkanlılıkla hem röportajını yapıyor hem de aynı anda insanları öldürüyor.Dışarıdan bakıldığında oldukça sıradışı ve çekici geliyor filmin ana olayı aslında gerçekten de ana fikre baktığımız zaman orjinal bir fikir fakat dediğim gibi bence fikrin kendisi gibi fikir sağlam işlenememiş eğer daha iyi işlenseydi zaten hem daha fazla tanınır hem de daha kaliteli bir film ortaya çıkabilirdi.Filmin süresi kısa olmasına rağmen zaman zaman yavaş temposu yüzünden sıkıyor ve zaman zaman da gereksiz ve kısır döngüsü sahneleriyle de bayabiliyor,tabi bu gereksiz sahneler katilin doğal hayatını anlatılmak için kullanılmış olabilir.Filmdeki katil oldukça entel; mesela mimariden,şiirden,müzikten anlayan biri fakat oldukça da psikopat bir karakteri var.Filmin geçtiği mekan seçimleri oldukça başarılı.Öldürülen insanlara kamera ekibinin hiç tepki vermemesi ve katili tanıyan insanların katili ihbar etmemesi de ayrı bir rahatsız edici detay.Filmde keşke daha fazla müzik kullanılsaydı.Bu arada başroldeki katil rolünü oynayan Benoît Poelvoorde'in de çok iyi oynadığını söylemeliyim.Son olarak film benim beklentilerimin altında çıktı,sıradışı bir film olmasına rağmen fikir iyi işlenemediği için ben genel olarak film için başarılı diyemem.
