ölünce ruh bedenden ayrılıyorsa, vücut et yığını oluyorsa ve o da toprağın altına giriyorsa;
bu mantığa göre insanlar mezarlıkları doldurup/gidip cesetlere dua ediyorlar.
"böyle mantığın içine sıçayım" dersen, saygı duyarım. kıç senin istediğin yerde açıp gösterebilirsin.
ama bu ben olmayayım lütfen had safhada abazanım. şaka lan şaka korkma götçü değilim...
efenim ne diyorduk, "biz cesetlere/ölülere değil ruhlara dua ediyoruz" diyorsan, ruh bedenden ölünce ayrılmadı mı güzel kardeşim, orada değil diyen sen değil misin?
yani nereden dua etsen, seni duyacak bir yerdeler.
neden var o zaman bunca mezarlık, şatafatlı mezarlar?
senin üstüne yaptırdığın hamamdaki göbek taşı mermerinin altta yatana ne faydası var?
et duanı olsun bitsin... ama kendin için et... allah'ım bana akıl ver diye başlaman tavsiyedir.
meselenin dinle pek ilgisi yok. aynı duygunun değişik dinlerde yarattığı farklı ritüeller var. olay sadece insani bir hal. çok daha ayrıntılı yazarım ama öğrenme niyetinin olmadığı apaçık ortadayken elim gitmiyor.
bir ateiste göre, ölümden sonra zaten bir şey yok. o ateistler neden ölülerini gömerler? neden cenaze merasimi olur? neden ölülerin mezarını ziyaret ederler? bir mezara çiçek bırakmak nasıl bir duygudur? hatta ölen evcil hayvanını belirli bir yere defnetmek nasıl bir ruhi ihtiyaçtır?
maneviyatın önemli olduğunu vurgulayan bir kavramdır. birşeyi yitirdiğinde onu koyabileceğin yer varsa ve dilediğinde görebiliyorsan, manevi varlığını orada hissedebilmeni sağlayan bir durumdur. ruh bedenden ayrılıyor olabilir, o toprağın altında kalan kemik yığını da olabilir ama kabir işi bambaşka bir kavramdır.
bir hadiste şöyle der: Hz. Peygamber, "Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabirleri ziyaret, size âhireti hatırlatır" buyurmuştur (ibn Mâce, Cenâiz, 47)
orada ruhu olmayan ama bedeni olan kişiler bizim hayatımızda tanıdığımız kişilerdir, iyiliklerini ve kötülüklerini de bildiğimiz, gördüğümüz insanlar. oradaki vicdan muhasebesi bambaşkadır.
Kabirlerde bulunan kimselerin tamamı "Berzah" hayatı ile diri olup;
+Bilirler
+Akıl ederler
+Duyarlar
(alıntıdır)
bunlar kuran-ı kerim'de geçen ve bize bildirilen durumlar. yaradan herkese bir akıl bahşetmiş, kimisi bu aklı böyle şeyleri sorgulamakla kullanır kimisi de daha farklı yollarla. geçmiş zaman ile bu zamanı kıyaslamak elbette mümkün değildir, o zamanın şartlarıyla şimdiki zamanımızın şartları çok farklıdır.
günah işlemek an meselesidir ve gün içinde yüzlerce günah sahibide oluyoruz belkide. lâkin şu vardır; allah inancı, korkusu ve mucizelerine inanmak insanın nerede olduğunu bilmediği ama var olduğunu anımsadığı içinde biryerlerde var olmaktadır.
yıllarca allah'ı inkâr edip, onu yok sayan bir ateistin başı sıkıştığında "allah'ım bana yardım et" demesi kadar absürd bir durumdur.
inanıp inanmamak şahsın kendisine ait bir durumdur ama dikkat çekmek için aykırı davranmak onu komik duruma düşürmekten başka işe yaramaz. toprağın altında yatanı ve onu ziyarete gidip dua edeni eleştirip, tiye alacak kadar üstün bir insansan, toprak üstündeyken yaptıklarının, toprak altına girdikten sonra hatırlanacağını da biliyor olman gerekir. senin ziyaretine gelecek olan insanların senin için neler diyeceklerini tahmin etmek o kadar da zor olmasa gerek.
kabirlerde bulunan kimseler
+bilemezler
+akıl edemezler
+duyamazlar
kuran-ı kerim'de böyle bir şey geçmez ve yine kuran-ı kerim'de böyle bir şey bize bildirilmemiştir.
--spoiler--
Diriler ile ölüler de bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin. (fatır 22)
--spoiler--
mezar ziyareti, sadece ölümü hatırlamak ve ölen kişiyi yad etmek için yapılır. kabir başındayken onun için dua okumak yasaklanmamıştır, ancak peygamber hiçbir zaman kabirlerin yanında fatiha okumamıştır.
ayrıca mezarların yükseltilmesi kibir alameti olduğu için peygamber ve dört halife dönemlerinde men edilmiş, mezarın belli olması için başına bir taş dikilmesi yeterli görülmüştür.
şayet bu başlığı açan mal islam diyorsa, hayal kırıklığına uğrayacaktır. müslüman kabir ziyareti yapar, elini açar semaya ve rabbine dua eder. orada defnettiği yakının kabir ve ahiret hayatının kolay geçmesi, günahlarının affedilmesi için yakarır.
ama insan kafir olunca, dinsiz imansız olduğu yetmezmiş gibi, bir de cahil olunca böyle söylemesi, ölüye, çürümüş et ve kemiğe dua edildiğini zannetmesi de gayet olasıdır. normal insan, en azından merak ediyorsa böyle şeyleri, açar bir kaç islami kaynak, okur da bilgi sahibi olur.
şimdi bu malın yerinde ben olsam, bilhassa tavsiye edilmiş olan kabir ziyaretlerini merak edeceğime, yaşı başı geçmiş müslüman teyzelerin, ablaların, ellerinde mumlarla, bez veya çaputlarla, oyuncak bebekler, arabalar, anahtarlarla niye türbelere gittiğini, o ellerindeki maskaralıkları türbelerdeki muhterem zatlara bağladıklarını falan merak ederdim.
duyduğu dedikodulara inanıp şifa bulmak için kiliselere niye gittiğini, papazdan dua istediğini sorgulardım. papazların onları ''siz müslümansınız, burda ne işiniz var'' diye kovmalarına rağmen yine de bir yolunu bulup içeriye sızmalarını ve bu gayretlerini merak ederdim.
işte bu saçmalıktır, işte bu olmayan müslümanlıktır.
benim uydurduğum tabir ile; bunun adı ''karı'' dinidir.
müslümanlıktır. ayeti hatırlayamıyorum ama belki arkadaşlar yardımcı olurlar. ''nihayet kabirleri ziyeret ettiniz'' şeklinde bir ayet vardı. anlatılmak istenen, ölümü unutmuştunuz kabirleri ziyaretle kendinize geldiniz tarzında birşey. yani diyeceğim sen o 1mb lık beyninle böyle konulara girme bebeğim. herkes cahil bir sen dehasın değil mi amına koyduğum? ayrıca sanane? anası babası ölmüş ve kabirlerini ziyaret eden bir insanın yüzüne bunları söyleyecek göt varmı acaba sende? veya şöyle sorayım hiç mi kabir ziyaret etmedin? annnene babana allah uzun ömür versin fakat öldüklerinde ziyeret etmeyecekmisin? falan filan, yine trole laf anlatmaya çalışırken yordum klavyeye basan parmaklarımı, sana laf anlatmaya çalışan beynimi sikeyim!
ve dua ettiğimiz cesetler değil onların ruhlarıdır. yani madde değil ruhtur aslolan. siz hiç "allah'ım anamın cesedinin geç çürümesini nasip eyle" diye bir dua duydunuz mu? müslüman, yahudi veya hristiyan farketmez. ölülere saygımızdan, sevgimizden de etmeyiz duamızı özünde. allah'a "onların ruhunu huzura kavuşturması, öbür alemde mekanlarını cennet etmesi" için dua ederiz. göçüp gidene değil, onları yanına alana saygımız sevgimizdendir dualarımız.