Elini tutarken son nefesini veren bir yaşlı nene vardı. Kapı komşumdu. Elinden çekilen kanı hissetmiştim, kuru bir dal gibi kalmıştı eli son nefesini verirken. Ve tek gözünden yaş akmıştı. ilginç ve üzücü bir deneyimdi. Ölülerden korkmam, sağ olanlar daha tehlikeli.
asayiş jandarmaydım. bir ihbar geldi. intihar vakası. kendini asmış 30lu yaşlarda bir kadın. gittik olay yerine. olay yeri inceleme gelmiş tabi, foto çekiyorlar. biz bakıyoruz arkada öyle. kadını poşetledik işleri bitince.
genç bir kadındı, beyaz tenliydi. çıplaktı. ağzı açık ve kasılmıştı. sanırım can çekişirken öyle kaldı. gözleri yarı açıktı. ama boş bakıyordu. çomarlar laf dinlemeye çalışırken boş boş bakarlar ya anlamsız. öyleydi. sanırım zihin kendini kapatınca gözler boş bakıyor.
Bundan 11 sene evvel umut saçlım kiraz kokulu oğlumun cesedine baktım. saçlarını okşayıp, yanaklarına ellerine mekruh buseler kondurdum... Sonracığıma iki üzüm mevsimi evvel hemşiremi gördüm, acıları sönmüş, dudağında tatlı ama hayatta kalma isteği burukluğunda bir tebessüm gördüm... Geçiyor sonra gördüklerin, sene-i devriye ederken zaman anılar renkler kazanıyor.
sen ne diyosun? kendiminkini bile bir kaç defa görmüşlüğüm var.
bi keresinde koşup balkondan atladım tam yüzüm yere vuracak holün başında koşmaya başladığım yerdeyim. noldu lan öz önce diye balkona çıktım baktım aşağıda kanlar içindeyim. bi an şaşırdım hangisi benim.
siz de işte hayat yaşadık sanın.
not:ablam sen hariç. başın sağ olsun. benim lafım bu ibnelere.
Yanımdan bir hışımla geçen motorlu 6 kişinin 2 dakika sonra paramparça olmuş cesetlerini sağda solda görmüştüm.
Biraz duraksayıp frene basmasam trafik olan şeritten yandaki şerite geçen ben olsaydım şimdi bu yazıyı göremeyecektiniz.
ilk defa vahşet ne imiş o zaman idrak ettim.
cupcake jemma bu başlığımı oylamış. mesajlara kapalı olduğu için neden oyladığını merak ettiğimi belki burdan okur da yanıtlar, veya mesajları bana açar.
küçük yaşlarda anneannemin cenazesini yıkarlarken görmüşlüğüm vardır.
dayımgil pskikolojim bozulur diye yollamışlardı ama azıcık gizlice bakmıştım. tabii üstü örtülüydü, örtünün altından yıkamışlardı. eli kolu görünüyordu.
edit: üç-dört yaşlarındayken annem ve babam gördüğümden bahsetmişti. sanırım misafirliğe şirinevler'deki akrabalara gitmiştik. biz sokakta oynarken bir bebek camdan aşağı düşmüş hem de kuzenlerle otururken tam karşı binanın önüne. kulağından kan falan akmış bunu hep anlatmışım onlara. dediklerine göre bebek koltukta oynarken pencere de açıkmış, düşmüş. o günden beri bizimkiler pencere konusunda pimpirikli.