bir kaç yüz vardır. çocukken ölülereden korkardım.büyüyünce asıl korkulması gerekenin diriler olduğunu öğrendim.
ölümün her safhasında bulundum
son nefeste telkin verdim
çene bağladım
cenaze yıkadım
kefenledim
gece bekledim
mezara indirdim
üzerine toprak attım
40 gün yasin'ini okudum.
ölüm hayatın bir parçası.
Küçükken ben 6 yaşlarındayken, bizim mahallede üç dört aylık bi bebek ölmüştü. Evlerinin arkasında kullanılmayan bir tahta kapı vardı. içeride neler olduğunu merak edip Kapının deliğinden baktığımda, bebeği yıkarlarken seyretmiştim. Uzun bi süre kendime gelemedim. ilerleyen yıllarda, aile büyüklerinden ölenler oldu ama hiçbirini görmeye cesaret edemedim.
sayısını gerçekten hatırlayamamak ile beraber aralarında bulunduğum yazarlardır. öyle 10-20-50 metreden değil dibimde, kollarımda bir kaç tanesi. insan yaşamı çok tuhaf bir an varsın bir sonraki an yoksun..
her başlığa yazıyorum kadın - erkek ilişkileri ile alakalı olanlar özellikle. bu dünya gelip geçici her an son bulabilir o sebep ile mutlu olmaya bakın sevin sevilin aksi için gerçekten çok kısa. 1 saniye önce konuştuğunuz adamın 1 saniye sonra vurularak kollarınıza düştüğü bir hayat bu..
ölüm hepimizin başına gelecek olan şey. ailem böyle konuda çok "modern-şehirli" değildi, beni uzaklaştırmadılar, yakınlarımın cenazelerinde hep en önde oldum, bir çok sürece şahitlik ettim, bu anlamda biraz şerbetliyim. iyi ki de öyleyim, şimdi anlıyorum...
babaannemi, halamı mezarın içine girip ellerimle yerleştirdim, kefen iplerini çözdüm. ikisinin de yüzünü gördüm. babaannem nispeten daha normaldi ama halam kalp krizinden öldüğü için pek hoş bir manzara ile karşılaşmamıştık. o gün sigaranın ne bok bir şey olduğunu tekrar anladım. kendisi bronşit olmasına rağmen 45 senedir günde 2 paket kısa samsun içerdi. son zamanlarında akciğer kanserine çevirdi, 1 ay hastanede yattı, kalp krizinden de öldü.
1 saat önce diseksiyon laboratuarından çıkmış biri olarak buyurun benim diyorum. iki saat boyunca 3 tane cesetin(kadavra) orasını burasını kestik inceledik ilk görüşte biraz ürkünç geliyor fakat sonradan normal kıymalık etmiş gibi dokunabiliyorsun. işin Garip tarafı kestiğin adamın bir ismi soyismi hikayesi var ve hoca anlatırken "mehmet amca çok sigara içiyormuş ciğerlerinden anladığımız kadarıyla. Ayrıca karaciğerine bakacak olursak alkol bağımlısı diyebiliriz." Diyerek kadavrayı doğruyor. Kurumasın diye kullanılan sıvı acayip pis kokuyor ve göz yaşartıyor. Hoca yüz kaslarını anlatırken ağlamıştı hatta duygulandı sanmıştık meğerse çok yakınından nefes alırsan gözyaşlarını tutamıyormuşsun.