bazen bulunması gerekir. yoksa bile oldurulması gerekir. çünkü zaman duruma, konuma bakacak değil hep. bazen küçük bir adımla o uçurumdan atlamak gerekir. düştüğünde en dipte seni tutacak birileri varsa, düşerken feda edilecekleri çok da umursamamak gerekir.
Hayallerin doğrultusunda korkusuzca ilerlemek lazım. Cesaret korkunun eksikliği değil, korkuya rağmen karar verip harekete geçilmesidir. Korkuların üzerine gitmeyi bir alışkanlık haline getirmek lazım. Böylece hayatı korkular değil, siz yönetirsiniz.
başka insanların fikirlerine, düşüncelerine, görüşlerine aldırmadan kendi içinden geleni yapabilmektir. Bazen insanın atması gereken ufak bir adımdır herşeyi değiştirecek ve o adımı atmanızı sağlayan güç cesarettir. Sınırlarını iyi bilmek gerekir çünkü cesaret ile aptallık birbirlerine çok yakındır.
kavram olarak her zaman yanlış anlaşılan terimdir. şöyle ki cesaret her zaman, korku nedir bilmemek, hiçbir şeyden korkmamak olarak anlaşıla gelmiştir. aslında cesaret korkuyor olunsa bile doğru olanı yapabilmektir. doğru olanı diyorum. dikkat çekerim. cesaret duygusu her zaman saldırmayı, atik olmayı , karşı gelmeyi içermez. bazen cesaret susmak, sadece izlemek veya çekip gitmek ile mümkün olur. doğru olan neyse onu yapmaktır cesaret. bu yüzden de cesur olunmaz doğulur demek de çok yanlıştır. çünkü asıl cesaret tecrübe ve deneyimle birleşerek vukuu bulur insanda. tecrübenin anahtarı ise muhakkak ki yaştır.
cesareti zekadan ayırmakta mümkün olmaz. tarihe geçen cesurca davranışların hepsinde de, cesaret ve zekanın nasıl uyum içerisinde hareket ettiğini görebiliriz.
bunların doğrultusunda cesaret şu şekilde tanımlanabilir. şuur, zeka ve tecrübe ışığında, yapılması gerekeni en uygun şekilde yapmak.
elinde ''ölümleri durdurun'' yazılı bir dövizle şam ın ortasında kadın başına durabilmekdir. cesaret işte budur. tankın da önünde durdurur koca ordulara kafa da tutturur.