narsist kişilik bozukluğuna sahip toplulumuzda fazlaca bulunan, bulunmayanlarda ise yine toplum tarafından alınan özgüven ile sinmeye alışmış insanların gösteremediğidir. tezatlıklarıyla varolan toplumun eleştiri konusu olmaktan da geri kalmaz.
bu sabah üzerine uzun süre düşündüğüm kavram.
kendimde kabullenemediğim ölçüde barındırdığımın farkına vardım, bu zamana kadar aşağılık kompleksi ile yetiştirilmiş ve el bebek büyütülmüş(aman başına iş gelir sen yapıver babası) bir birey olarak 20 yaşında bu kavramı kabullenmek geç de olsa her çözümde olduğu gibi bir başlangıcın temelini oluşturdu.
bu kelimeyi kabullenmem ise bugün sabah uçak seferime(üniversiteyi kazandığım için ailemden ayrı yaptığım ilk şehir dışı seyahatim, ve bunun vermiş olduğu rahatlık hissi) binmek için check-in yapıp ortamdaki hatunları kesmek maksadıyla bir sipere mevzi almamla başladı.uçak giriş kapısına ilk ben gelmiştim ve insanların doluşup oturmasını bekliyordum. ilk olarak 2 sıra ötemde çok tatlı bir bayan oturdu, göz göze gelmek için arada bir lavaboya gidiyor, dikkatini çekmeye -bu zamana kadar hayatıma 15'e yakın kız girmiş, bütün ilişkilerimde ilk adımı karşı tarafın atmış olması beni işin kolayına alıştırmış oldu.ve bu ilişkilerimde 4 ayı geçen yakınlığım yoktur- çalışıyordum.kızın dikkatini çekmiş olsam gerek ki benim sol çapraz koltuğuma oturdu ve bende elimdeki romanı(orhan pamuk-kafamda bir tuhaflık) okurken arada bir kızı süzüyordum.böyle 10 dakika geçtikten sonra benim yaşlarımda çocuğun biri kızın yanına tereddüt etmeden oturdu ve sohbet etmeye başladılar, ilk başta sevgilisidir ya da arkadaşı diye düşünsem de konuşmalarına kulak misafiri olduğum sırada yeni tanışan insanlar gibi muhabbet ettiklerine tanık oldum.benim 35 dakikadır telepatik yollarla etkilemeye çalıştığım kişiyi dürzünün biri(insanların tiplerini kıyaslamayı ne kadar sevmesemde evet benden daha yakışıklı değildi) tereddüt etmeden samimiyet kurabiliyorsa, ki uçaktan indikten sonra bile beraber yürüyorlardı, zaten paranoyak ve son 4 yıldır içine kapanık biri olan beni derin felsefik düşüncelere itti.o an içimde aşk acısı benzeri batan bir duygu vardı, kendimi yetersiz ve yaşamaya aciz biri olarak gören bir gözle inceliyordum.
hayatta cesaretli olduğumu gösteren ne yapmıştım acaba?
-gecenin kör saatlerinde arkadaşlarla bisiklet sürerken gelen sabahlayalım, sahil şeridini turlayalım(antalya) isteklerine babama bir söylemem lazım diye babamdan gelecek tepkilerden korktuğum için tereddütle verdiğim olur cevaplarında mı?
-yat turuna çıktığımızda 7 metrecik yüksekten götüm tırsa tırsa atlarken mi?
-lunaparklar da çok yükseğe dairesel hareketle çıkaran(impact) alete aman kolu bacağı cıvdırır aletin toros dağlarına kadar uçarız diye şaka ve içinde paranoya barındıran espriyi söylerken mi?
-uçağın boarding gate'i açılmasını beklerken bakıştığım kızla iletişim kurmak isteyip de ilk teması ondan beklerken mi?
izmir-antalya seferini bu duygularla tamamlarken içimde tortu gibi biriken bu duygulara wd-40(mekanik aletlerde pas,kir temizleyen tazyikli sıvı) sıkılmış gibi hissediyorum, bu kirin üstünden kese ile geçip zihniyetimden atmak istiyorum.
aranızda bu duyguyu aman be yavşaklığın da ne felsefesini yaptın diye düşünenler çıkar, bu zamana kadar benimde bu kavramı ete kemiğe büründürmek ve kendimi bazı zorlamalardan uzaklaştırmak için(bünyenin zor durumlara karşı kullandığı savunma mekanizması) tabir ettiğim terim buydu, yavşaklık . peki yavşak olmakla cesaretli olmak arasında ki fark nedir burada ki kız örneğinde? şu ana kadar yavşak olun, alabildiğinize rahat ve hiçbir şeyi sikine takmayan bir birey olarak yaşayın, paranoyalaranızdan uzaklaşın mesajını vermeye çalışsaydım. o kızı tavlamak için binbir çeşit muhabbet konusu(işin sorunu konu bulmakta değil, kızın sorduğun sorulara, söylediğin sözlere verecek olduğu tepkiden korkacak olmak zaten.ağır cesaret yoksunluğu belirtisi) ve telepatik yöntemler(ömer çelakıl mod) söylerdim. bu işin dışarıdan görünen tarafıdır yavşaklık.karşı tarafı hissetmeden, belli bir amaç uğruna(am,göt,ellemek), arkasında seveni varmıdır diye düşünülmeden karşı cinsle yapılan olay yavşaklıktır.-bunun hemcinsine yapılanı da vardır zira biz ona saksoculuk diyoruz, şimdi ona hiç girmeyeceğim- evet yavşaklığın içinde de cesaret vardır ama her cesaretle yapılan davranış yavşaklık değildir, bunu özellikle kendime söylüyorum. bir örnekle izah etmek gerekirse cesaret fonksiyondur, yavşaklık ise polinom.her polinom bir fonksiyon olmasına rağmen her fonksiyon bir polinom değildir.
kollarımda acıyı tatmalısın çekinme gücümden
bilmelisin ki mutluluk acıyla savaşmanın adı
cesaretin varsa beni istediğini yüzüme söyle
istemelisin; iste ki yaşadığının farkına varılsın
cesaret biraz. cesaret
bulutların hemen üstüne çıkmalıyız seninle bebeğim
vakit geç olmadan bak aşağısı yalan dolu gördün işte
cesaretin varsa beni istediğini yüzüme söyle
istemelisin; iste ki yaşadığının farkına varılsın
cesaret biraz. cesaret
sözlerine sahip şarkı gökhan kırdar'ın trip hop deryalarında yüzdüğü ilk albümü trip albümünden. gece dinlenildiğinde kesinlikle libido arttırıcı özelliği vardır, dikkat.
Ömrü hayatımda ilk defa bu denli topladığımdır.ama şans işte yanlış zamanda toplamışım.yıllardır kullanmaya kullanmaya birikmiş en medenisinden bende boşa gitmesin diye dolmuşçuya falan sarkayım diye düşündüm.yemedi.birazını da buzlukta saklıyorum isteyen varsa yollarım.
Hiçbir şeyden korkmayan ben cesaretimi yitirmiş bir korkak olmuşum. Ne kendimi düşünecek ne de sana sahip olacak cesaretim yok artık. Sen artık beni değil başkalarını düşünüyorsun.