Evli ve cocuklu'nun aile reisi al bundy'nin murekkep yalamisi. Eger isi ironiye vurup, cukunu karistirarak beyzbol maci izleseydi, bu kadar mutsuz olup, intihar etmezdi.
''kadınlar kendilerini güçsüz olana bir idol, güçlü olana bir eşya gibi sunarlar.''
''hiçbir kadın bir adamla parası için evlenmez. kadınlar bir milyonerle evlenmeden önce ona aşık olacak kadar akıllıdır.''
bir insanın kadınlar hakkında bu kadar sitem dolu cümleler kurabilmesi için çok acı çekmiş olması gerekir.
ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak
sabahtan akşama dek, uykusuz,
sağır, eski bir pişmanlık
ya da anlamsız bir ayıp gibi
ardını bırakmayan bu ölüm.
bir boş söz, bir kesik çığlık,
bir sessizlik olacak gözlerin:
böyle görünür her sabah
yalnız senin üzerinde
kıvrımlar yansıtırken aynada.
Hangi gün, ey sevgili umut,
bizler de öğreneceğiz senin
yaşam olduğunu, hiçlik olduğunu.
herkese bir bakışı var ölümün.
ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak.
bir ayıba son verir gibi olacak,
belirmesini görür gibi
aynada ölü bir yüzün,
dinler gibi dudakları kapalı bir ağzı.
o derin burgaca ineceğiz sessizce.
"insanları öldüren kader, onları görebilmemiz ve gözlerimizi bu cesetlerle doldurabilmemiz için bizi de sorumlu kılıyor. Korku,alışılagelmiş korku,kaçış değil.insan,gerçeği kavradığı için utanıyor.işte gerçek önümüzde:
Her ceset sen,ben ya da biz olabiliriz.Arada hiç fark yok.Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz.Bu nedenle her savaş bir iç savaştır."
" yaşamak sürekli bir toplama işlemi yapmak gibi. Eğer eskide bir gün yanlış yapmışsam, bundan sonra eklediklerim ne kadar doğru olsa da işe yaramıyor. "
edebiyat öğretmeni şair. faşizme karşı çıktığı yayınları nedeniyle tutuklandı ve sürgüne gönderildi. 1950'de uyku hapıyla intihar etti.
"sen
alacalı gülümseyiş
donmuş karlar üzerinde
mart rüzgarı
karda uç veren
dalların dansı
inleyerek ve ışıltarak
küçük ohlarını
ak bacaklı geyik
zarif
keşke bilseydim yine
her gününün
akıp giden zarifliğini
her davranışının
köpüksü ağını
yarın donmuş
aşağıdaki ovada
sen, alacalı gülümseyiş
sen, ışıltılı gülüş"
"Dünyadan bir şey istemekten vazgeç; sana ne yapacağını bilemeyeceğin kadar çok şey verecektir dünya." Sen her şeyden vazgeçince, sana kalan en küçük şeyler bile büyük önem kazanır. Genellikle görmezlikten geldiğin önemsiz şeylerden bile en büyük tadı almanın yoludur bu.
Bütün deliler, bütün serseriler, bütün caniler bir zamanlar çocuktular; senin gibi oynamışlardı, gelecekte onları güzel bir şeyin beklediğine inanmışlardı. Daha hepimiz üç yaşındayken, yedi yaşındayken, başımıza daha hiçbir şey gelmemişken, her şey sinirlerimizde ve kalplerimizde uyurken.
Oturmuş sigaranı tüttürürken
içini kemiren, seni tedirgin eden bir şey olduğunu seziyorsun. Gündelik hayatın dertleri mi seni korkutan? Hayır! Seni korkutan içindeki boşluk..
Cesare Pavese
"Savaş bir gün biterse kendimize şunu sormalıyız: Peki ya ölüleri ne yapacağız? Neden öldüler?"
tezer özlü 'yü hayli etkilemesiyle daha da ilgimi çekmiş yazar.
özcan alper alıntı yapmıştı gelecek uzun sürer 'de bu manidar deyişi. dünden beri kim alıntı yapmıştı diye düşün düşün bi hal olmuştum, rahatladım artık.
günlüklerine bakmaktan en çok korktuğum yazarların başında gelir. işlediği güzellik olgusu ve samimiyeti kelimelerden bir çarmıha dönüşür çünkü.
'Kurtuluşu kendi dışımdan bekleyecek bir noktaya geldim. işte hiçbir şey bundan daha belirsiz olamaz. Hâlâ onunla olsaydım, bu savaşı sürdürebilirdim diye düşünüyorum; ama O, kendisi bu hayalin gereğine baktı ve benimle alay etti.'