Kendini aç bırakarak intihar eden perulu şair. ismet Özel'in çevirisiyle, meşhur şiirlerinden biri:
Umuttan söz etmek istiyorum
Bu acıyı Cesar Vallejo olarak çekmiyorum. Şu anda ne sanatçı, ne bir insan, hatta ne de bir canlı varlık olarak acı çekmiyorum. Bu acıyı bir Katolik, bir Muhammedî yahut dinsiz olarak çekmiyorum.
Yalnızca acı çekiyorum bugün. Adım Cesar Vallejo olmasaydı da çekecektim bu acıyı. Sanatçı olmasaydım, aynı acıyı duyacaktım yine. insan da olmasaydım, hatta canlı varlık ta, böylesine çekecektim bu acıyı. Katolik te olmasam, tanrı-tanımaz da olmasam, Muhammedî de olmasam yine acı içinde olacaktım. Bugün en dipten başlayarak acı çekiyorum. Yalnızca acı çekiyorum bugün.
Açıklamasız bir acı içindeyim şu anda. Öyle derin ki acım bir sebebe bağlanamaz, bir sebebe de bağlanamaz. Sebep ne olsun ki? Ona sebep olabilecek önemdeki şey nerede? Hiçbir şey sebebi değil, hiçbir şey ona sebep olacak güçte değil. Bu acıdan doğan şey ne işe yarar.
Benim acım bir tuhaf kuşların kuzey ve güney rüzgârlarından döllenip saldıkları tarafsız yumurtalardandır. Sevdiğim kız ölseydi, acım çektiğim acı olmakta devam ederdi. Boynumu kesselerdi usturayla, ben yine şimdi duyduğum acıyı duyardım. Bu hayatta değil bir başka hayatta olsaydım çekeceğim bundan başka bir acı olmazdı. Bugün en yücelerden başlayarak acı çekiyorum. Yalnızca acı çekiyorum bugün.
Açların acısına bakıyorum da benimkinden nasıl da uzakta görüyorum onu. Açlıktan ölecek olsam, bir ot olsun biterdi mezarımda. Aynı şey âşıklar için de öyledir. Âşığın kanı, hangi kaynaktan ve ne yöne aktığı belli olmayan benim kanım yanında nedir ki?
Şimdiye dek evrendeki her şeyin kaçınılmaz olarak baba-oğul bağlantısı içinde olduğunu düşünürdüm. Oysa bugün işte bakın ne babadır benim acım ne oğul. Batan gün olmaya tümseği yok, fazlasıyla sinesi var doğan gün olmak için ve loş bir yere konacak olsa hiç ışık salmayacak, aydınlık bir yere koysan gölgesi olmaz. Bugün acı çekiyorum, olsun ne olacaksa. Bugün acı çekiyorum yalnızca.
Trujillo Üniversitesi'nde hukuk ve edebiyat okuduktan sonra ilk şiir kitabı olan Los Heraldos Negros'u 1918'de yayınlamış şair. 1920'de sokak gösterilerine katıldığı için tutuklandı ve 4 ay cezaevinde kalmıştır. Bu haksız tutuklanma onda uzun yıllar sürecek travmaya yol açmış ve kendine özgü karmaşık bir şiir diliyle yoğun kişisel duygularını ve çağının sorunlarını yansıtan devrimci-mistik şiirler yazmıştır.
"kitle" isimli güzel şiiri:
Sona ermişti savaş,
asker ölmüştü, bir adam geldi yanına,
"Seviyorum seni; ölme!" dedi.
Ama asker dirilmedi.
iki kişi geldi sonra, yalvardılar:
"Bırakma bizi! Yürekli ol! N'olur diril!"
Ama asker dirilmedi.
Yirmi kişi, yüz kişi, ben, beş yüz bin kişi,
bağırarak geldiler: "Bunca sevgimiz var ölüme karşı!"
Ama asker dirilmedi.
Milyonlar toplandı başına,
hep birden konuştular: "Gitme kardeş, gitme!"
Ama asker dirilmedi.
Sonra bütün insanları yeryüzünün
koştu yanına; kederle baktı onlara asker,
doğruldu ağır ağır,
kucakladı ilk adamı, yürüdü gitti... *
pencereme bakan l $eklindeki kanepenin ko$esine oturup okudugum adam; charles bukowski'nin "insan" dedigi enfes $air.. bir tek ben miyim boyle yasayan kitabinda ayrica "vallejo" diye bir $iir yazmi$tir bukowski bu abi'ye.
insanı çocuklara bölen öfke,
çocuğu eşit kuşlara bölen,
kuşu, küçük yumurtalara;
yoksulun öfkesi
bir zeytin taşır iki üzüme karşı.
Ağacı yapraklara bölen öfke,
yaprağı, eşit olmayan tomurcuklara bölen,
tomurcuğu, görünmez gözeneklere;
yoksulun öfkesi
iki ırmak taşır bir çok denize karşı.
iyiyi kuşkulara bölen öfke,
kuşkuyu, benzer kavislere bölen,
kavisi, umulmayan mezarlara;
yoksulun öfkesi
bir çelik taşır iki hançere karşı.
Canı bedenlere bölen öfke,
bedeni, benzersiz organlara bölen,
organı, sekiz düşünceye;
yoksulun öfkesi
bir yanardağ ateşi taşır iki kratere karşı.
Bilgi adamı Don Juan Matus' un deyişiyle: herşeyin özünü görüp de bir mum gibi tükenerek kendine özlemi bırakan adam...
Kara Taş Ak Taş Üstüne
Paris'te öleceğim boşanan yağmurlarla,
anısını şimdiden yaşadığım bir günde.
Paris'te öleceğim - bu da koymuyor bana -
belki de bugün gibi, bir güz perşembesinde.
Bir perşembe olacak, çünkü bugün, perşembe,
yazarken bu dizeleri durmadan sızlıyor kolum,
ve hiçbir gün, geçtiğim yollarında yaşamın,
yalnızlığı içimde bugün gibi duymadım.
vallejo, bugün ispanyol edebiyatında bir yere gelmiş isimdir. hispo-amerikan kültür, postkolonyalist şiir temalarıyla bilinen birisidir vallejo. bugün mezarı cimetiere du montparnasse'dadır.
gökyüzü ve toz
Kimin mavi bir giysisi yok ki dolabında?
Kim yapmaz ki kahvaltı, binmez ki tramvaya,
yok ki ağzında tükenmez cıgarası, cüzdanında tasası?
Ben doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!
Ben doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!
Kim yazmaz ki arasıra bir beti?
Kim ki kafasında birşey olmasın
ve ölmesin alışkanlıktan, ağlıya ağlıya notasız?
Ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez!
Ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez!
Kim adlanmaz ki Carlos ya da falan falan diye?
Kim der ki kediye başka türlü kedi kedi diye?
Ah, ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!
Ah, ben tek ve yalnız doğmuşum bir kez, başka bir şey değil!
1892 doğumlu peru'lu şair. sokak gösterilerine katıldığı gerekçesiyle bir dönem tutuklu kalan şair, yıllar sonra yaşadığı fransa'dan sınırdışı edilse de devrimci kişiliğinden vazgeçmedi. latin amerika'nın en hümanist şairlerinden sayılan cesar vallejo açlık grevi yaparak 1938'de intihar etti.
iNSANLARI ÇOCUKLARA BÖLEN ÖFKE
insanı çocuklara bölen öfke,
çocuğu eşit kuşlara bölen,
kuşu, küçük yumurtalara;
yoksulun öfkesi
bir zeytin taşır iki üzüme karşı.
Ağacı yapraklara bölen öfke,
yaprağı, eşit olmayan tomurcuklara bölen,
tomurcuğu, görünmez gözeneklere;
yoksulun öfkesi
iki ırmak taşır bir çok denize karşı.
iyiyi kuşkulara bölen öfke,
kuşkuyu, benzer kavislere bölen,
kavisi, umulmayan mezarlara;
yoksulun öfkesi
bir çelik taşır iki hançere karşı.
Canı bedenlere bölen öfke,
bedeni, benzersiz organlara bölen,
organı, sekiz düşünceye;
yoksulun öfkesi
bir yanardağ ateşi taşır iki kratere karşı.
Club Deportivo Universidad César Vallejo, Trujillo'da bulunan bir Peru futbol kulübüdür. Kulüp 6 Ocak 1996'da kuruldu ve 2003'te Copa Peru aracılığıyla Peru Birinci Ligi'ne yükseldi ve 2005'te küme düştü. 2007'de Segunda División şampiyonu oldular ve tekrar birinci lige yükseldiler.