bunlar ikiye ayrılır:
1. ebeveyn takımı telefona öküzün trene baktığı gibi bakarlar.*Telefonu kapatırken size "oğlum hangi tuşa basıyorduk" diye sorarlar. Telefonla aramayı sıkarak öğrenmişlerdir, kapatmayı hala bilmiyorlardır. Dolayısıyla mesaj atmayı öğrenemeyecek olan nesildir. (bkz: dede ve babaane ve anneanne trilogy)
+ya hüseyin gelsene bi yavrum hadi gel güzelim.(telefonu takoz tutuyormuş gibi tutar)
-Dur bi dakka geliyorum anneanne. He geldim noldu?
+Ya bak şimdi şu rehberde bi numara var güzide abla yazıyor. Onu bana bi arayıver.(gülümser)
-Anneanneceğim şimdi bak sen böyle her seferinde beni çağırıyorsun. En iyisi ben sana öğreteyim.
+Ayol ben anlamıyorum. Yapıver işte ne olacak elin mi kırılır?
-"sigh"
2. Kısım da mesaj çekmekten hazzetmeyen insanlarla iletişim kurmak istediğinde aranması gerektiğini savunan kesimdir. Bunlar sizi olur olmadık zamanlarda ararlar. (bkz: anne ve baba ikilisi)
+Alo kuzucum nasılsın
-Anne dersteyim.
+Alo yavrucuğum ne yapıyorsun bakalım?
-Anne yemek yiyorum sonra konuşsak?
+Alo oğlum ne yapıyorsun?
-Anne tuvaletteyim insaf artık ya?! *
teknoloji ile orantılı olarak sayıları azalan ebeveynlerdir. ilk aldığımız telefonlar nokia 5110 vs. tuşları vardı ona rağmen mesaj çekmeyi öğretene kadar neler çektim. annem telefonu eline alıyor bir bakıyorum iletildi mesajı. kaç tane arkadaşıma kaç tane saçma mesaj gitti haddi hesabı yok. bir de o günler de mesaj 2 kontör insanın içini yakıyor. bir de öğrenciyiz.şimdi dokunmatik telefonlar çıktı annem tuş kilidini bile açamıyor neredeyse. ben de öğrensin diye çabalamıyorum. basit nokia telefonunu öğretene kadar neler çektim yeni nesil telefonları öğretemem şimdi anneciğim sana.