1993 yılındaki; sırp-boşnak savaşı'na, türkiye'den giden mücahit titri altındaki insanlar görev alır iken; orada gazeteci payesi ile de, koşulları, sıcak savaşı, taktik ve bilgilendirme enformasyonu yapmakla yükümlü bir gazeteci'nin belinde taşıdığı silah ile; "olması gerekenden fazlası" nı yaparak bir sırp askerini vurması üzerine; görevlisi olduğu gazetenin ertesi gün attığı sür manşet.
burada mesele; bugün de, tartışılan: gazetecilerin özlük hakları ve onlara bahşedilmesi düşünülen; "silah bulundurma hakkı" nın çizgileri neler olmalıdır? nerede başlar nerede biter? sorunsalının uç noktalarıdır. bu örnek ise; bahsini ettiğimiz duruma dair, mühim bir arketiptir.
Yusuf Sancak tarafından türkiye gazetesine yapılmış haberdir. yapan kişi de Yusuf Sancak tır. olay şöyle gerçekleşmiştir yusuf kardeşimiz bir gün sırbistan kırlarında haber kovalarken birden yolda dürbünlü kalaşnikof bulmuştur. o zamana kadar silah görmemiş adam almıştır dürbünlü kalaşnikofu dur bakim nasıl ım bu konuda iyi nişan alabiliyormuyum derken bir sırp askerini görmüş ve ona ateş etmiş. sonraki haberde zaten Yusuf Sancak askerin düştüğünü gördüm demiş. adam öldümü kaldımı belli değil. olayın gerçek olup olmadığıda belli değil. ama şöyle bir gerçek varki zamanının en büyük gazetesi o zaman türkiye gazetesi nin mkanşetine cephede bir sırp vurdum diye manşet attırmıştır. şimdi suç Yusuf Sancak ta mı yoksa editörlerde mi?
edit: http://www.internethaber....ylemcinin-farki-8906y.htm