zamanında hayranlıktan ağzımın suyunu akıtan insan modeliydi. telefon çalar mıklatıslı kapağı açılır, kollar yay şeklinde kim aradığına bakan er kişisi o kolun değişmeyen gerginliğiyle konuşur konuşur sonra tekrar koyardı yerine. ağzımın suyu aka aka izlerdim ergen halimle. o kolu kıllı amcaları değil tabii, antenine kurban olduğum nokia 5100'ı.
canım anadolu insanıdır. canandir. eski bir alışkanlığın devamı olarakta düşünülebilir. aynı şekilde çakılar taşınırdı. hâlâ taşıyanlarda var. bu amcalar paralarını da pantolon cebi yada cüzdan da değil, gomlek cebinde taşır. çokta garipsenmemesi gerekir.
cep telefonunun vücuda temas etmemesi gerektiğini bilmediği halde, kendini telefonun zararlı etkilerinden koruyan insandır, bilinçsiz bir şekilde doğru olanı yapmaktadır.
cep telefonunu elinde veya cebinde taşıyanlara tuhaf gözle bakan, piyasada satılan kılıflarının daha pratik ve daha koruyucu olduğunu bilen, malına değer veren insandır.
dokunmatik ekransa hak verdiğim insandır, amaç gösteriş değil telefona birşey olmasın.
örnek olarak galaxy s2 si varsa özel araç bile tahsis edebilir.**
yaşı ilerlemiş insandır. cep telefonunu oradan çıkarmadan önce gözlüklerini takar, usul usul çıkarır sonra telefonun içine girecekmiş gibi telefona bakar kim arıyor diye ve açar.
en güzel duyguların insanıdır. pratikte özgüven sahibiyim mesajı veren bu insanlar, özgüven tanımının içini doldurur nitelikte ve buna rağmen kibirli/ukala görünmeyen dolayısıyla itici olmayan insan tipdir.
çünkü bu şekilde, topluma mesaj veren insanlar kendini beğenmiş, subliminal olarak "ben harikayım" diktesini verenlerden ayakları daha yeren basan ve mütevazi kişilerdir.
bu tipteki insanların bir başka versiyonu da olayları "camel'in camel olduğu zamanlar" ve camel'in bozduğu zamanlar olarak ikiye ayıranlarda görebilirsiniz.