birine en ulaşmak istediğiniz anda "aradığını..." sesini duyduğunuz anda gerçekleştirilen, "ulan şimdi ulaşmayacaksan bi daha da ulaşmayıver" sözlerinin dudaklardan dökülmesiyle gerçekleştirilen hadise...
tatilde arkadaşımın 57. votka limondan sonra telefonda "sim kart hatası" uyarısını gördüğünde verdiği tepki. ama eminim bunda alkolün yanı sıra telefonun marka ve modelide önemli rol oynuyodu* işin ilginç tarafıda 5 parçadan oluşan telefonun 7 ye bölünmesine rağmen parçaları birleştirince telefonun çalışmasıydı. sorun otelden çıktıktan sonra farkedildi; aranılan kişinin sesi gelmiyodu. sonra tamircinin fal taşı gibi açılan gözlerle koyduğu teşhis görülmeye* değerdi; "abi bunun hoparlörü yok ki"
hayati bir konu$manin ortasinda telefonun $arjinin bitmesiyle beraber gercekle$ecek eylem. bu noktadan sonra ki$i bir nebze rahatlasa da kuzu gibi çömelir ve telefonun parcalarini tekrar bir araya getirir. icinden "in$allah bozulmami$tir" diyerekten tekrar acar telefonu. olur da cali$irsa ne ala, yok eger cali$mazsa ileriki gunlerde ki$inin cevresine en cok soracagi soru "sen bu telefonu kaca almi$tin?" olacaktir.
(bkz: ofkeyle kalkan zararla oturur)
kim ne derse desin, telefonda edilmiş bir kavgadan sonra * sinir katsayısı tavan yapmışken yapıldığında aşırı bir rahatlık veren olay. sonra tamir parası verince sinir yine tavan yapıyor o ayrı.*
canınız sıkılmaktadır. sevgilinizle msn den konuşmak kesmemiştir sizi. hemen para saçmış olduğunuz cep telefonunuza sarılırsınız. rehberden numara bulunur ve aranır. sevgiliniz açar telefonu; "alo?" der. "canım nasılsın, özledim seni?" dersiniz içtenlik sınırları içinde. "ya dylan, niye aradın beni şimdi? msn de konuştuk ya?!" der sırma saçlın. "canım, yazı keser mi hiç, güzel sesini duymak istedim sadece" dersiniz sabırla.
"aman be dylan yaa, msn boşuna mı icad edildi. açarsın hopalörünün sesini, ben de mikrofondan konuşurum. çok gereksiz iş yapıyorsun yani!" der pervasızca. canım ne olmuştu ki sanki; biraz eski kafalıydınız sadece. cep telefonunu niye icad etmişler peki? resim çekelim diye mi?
işte, bu kısacık konuşma diliminde; sevgilinize bunu anlatmaya çalışırsınız. "anlıyorum ama, sen de biraz ayak uydur şu iletişim yoluna bıdı bıdı bıdı...." diye bıdılamaya devam eder. işte siz o anda; iyi niyetinizi bir türlü anlamamış odun sevgilinize kızar, telefondan hala; "bıdı bıdı..." sesleri yükselmeye devam ederken, siz kendinizi kaybeder ve yumruğunuzda sıkmakta olduğunuz çağdışı kalmış cep telefonunuzu; saniyenin onda biri gibi, ışık hızı diye tabir edilebilecek bir sürede, duvarla buluşturursunuz. dağılan telefondan çıkan son; "bıdı" sesinden sonra; içinize, rahatlamayla pişmanlık karışımı bir duygu oturur.
"salak, naptın sen yaa?! cep telefonunu dağıtacağına, kızın kıçına tekmeyi bassaydın ya!? vay mal vay!" ....