arkadaslarınla keyifli bir sohbetteyken o keyfi yaşadıktan sonra eve döndüğünde kötü şeyleri duyabilmek, bulusmalarda bulusulacak mekan ve saat önceden belirlendiği için buluşmaya yarım saat kala "-canım yaa acil işim çıktı başka zaman buluşalım" cümlesini duymamak, sözlere sadık kalabilmek, ayrılıgın sebeplerini yüzyüze konusabilmekti "- böyle olmuyo biz en iyisi ayrılalım" şeklinde smslere muhatap kalmadan...
sıcak hatunların görüntülerini sadece bilgisayarda ve video kasetlerde görme imkanı olan yıllardır...
şimdi sıcak1-2-3 vs yazıyorsun hatunlar geliyor yav avucunun içine...*
zamani anlamak icin saate bakmanin oldugu bir hayatti. illada bulunma kaygisi yoktu o zmanlar. pek pek isi olan kisiler cagri cihazi bilemediniz arabalarinda arac telefonu bulundururdu. bazilari ise is yerine ben falanca no'dayim diye soylerdi. herkes su cep telefonu manyaklıgına kapilmadan önce fotograf makinesi nasil kullanilir bilirdi. polifonik zimbirtilar yoktu o vakitler. belki daha da yasanabilecek zamanlardi. cocuklar bisiklet icin sizlanirdi. insanlar daha durust gibiydi. ama simdi sicarken bile telefonla konusanlar oldugundan mutevellit aman iste anlayin iste bok gibi bir zamanda yasiyoruz. kendi yarattigimiz canavara tutsak dustuk.
arkadaşın evini arayıp, önce telefonu açan anne babayla kısa bi sohbet etmek, samimiyet kurmak. sonra "x gel, y telefonda" repliğini daha çok duymaktır.
telefon kulübesi önünde sıraya girilen, yanında jeton ya da kart bulundurulan, mesaj sesi, zil sesi, titreşim, kıpraşım, baz istasyonu, tuş kilidi gibi kavramların kullanılmadığı, aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor uyarısının henüz icat edilmediği, insanların daha az paranoyaya girdiği, beklemeyi, sabretmeyi bildiği, insanların birbirini düşündüğünü "çaldır kapat" taktikleriyle değil, görüşerek, konuşarak belli ettiği bir hayattı. daha özgürdü, daha hareketliydi. "konuş konuş beynin patlasın" kampanyalarından uzak, daha sağlıklı bir yaşam vardı. ***
bayramlarda,doğumgünlerinde vs mutlaka akrabaları arayıp uzun uzun konuşup hasret gidermek ve arkadan gelen babanın "olm çok yazdı lan kapat telefonu artık" sesini duymaktı.
şimdi ise uzun uzun konuşup hasret gidermenin yerini kalıplaşmış bayram,doğumgünü,kandil mesajları almıştır, arkadan gelen baba sesinin yerini ise "olm şunlarada göndersene lan msj, ayıp olmasın geçen bayram onlar göndermişti"...
kontör ve fatura ücretlerinin başka yerlere harcandığı. -19 kontörüm var, ya birisi yerse korkusunun olmadığı bir hayat.
turkcell'le değil de başka şeylerle bağlanıyorduk hayata.
farklı şeyler için kullanıyorduk ohh bee! repliğini.
ver çoşkuyu demiyorduk ağzımızda sakız gibi gereksizce.
herkesin, her yerde, her an cep telefonlarıyla haşır neşir olduğunu görünce cep telefonu olmadan önce biz nasıl yaşıyorduk sorusunu akla getiren bir hayattır.
bu konuda fazla eleştiri yapmak gereksizdir. hangimiz cep telofonlarımızdan vazgeçebilirizki. bu icadın kullanılmasından rahatsızlık duyanlar bireysel olarak kullanmayabilirler.
sokakta özgürce dolaşmaktı. her dakika birileri telefon açıp, 'neredesin' diye hesap soramazdı. o zamanlar kapkaç da bu kadar artmamıştı. cüzdandan başka çaldırma, kaybetme korkusu yaşayabilceğiniz başka bişey olmazdı.