ozgur olmayan bir insanın erdemi de olmaz. sorgulamayan bir insansa kotuyle iyinin farkını bilemez. ister zeus versin ister allah istersede isa ve kutsal ruh sana o cenneti.. hepside utopik ve hayali olacaktır.
ayrıca belkide aptal olmanın sebebide oldurdugun mantıgın ve sorgulama katsayındır.
aslında insanın aklını kaybetikten sonra allah seytana yada inege tapmasının bir farkı olmadıgını bilmeyenlerin elestirdikleri sey. yaptıgın seyi sorgulamadan yapıyorsan bunun kotu veya iyi oldugunu nerden bilemilirsin. milyonlarca insan din savaslarında olmedi mi.. recm edilmedi mi?
cenneti gördüğünde götünü vereceklerin olduğunu öngörürsek, çok daha makul bir harekettir. bu işin geyiği, anlamayan zevata göre seviyesi indirgenmiş hali.
islam'a göre ruh ancak allah'ın kurallarına uyarak özgürlüğe ulaşır. ya insanların ya da allah'ınm buyruğu altına gireceksiniz. nefsiniz el veriyorsa hadi bakalım kara çarşafa ya da ihrama girin. bunu özgürlük için mi gururunuz el vermediği için mi yapmıyorsunuz, bir kere daha sorun nefsinize.
cennet kavramından habersiz olan bireylerin ortaya koyacağı durum. cennet bilinmeyen ve kısıtlı bir şekilde anladığımız, anlayabildiğimiz bir yer. bizim buralarda bir laf vardır; 'kavga başlamadan kahramanlık yapan çok olur' derler. mesele eğer gerçekten ahiret varsa o gün 'ben ruhumu satmadım, sana inanmadım at beni cehenneme istemiyorum cennetini' demektir. yoksa şimdi abudik gubidik tanımlamalarla atıp tutmak yersizdir. diğer bir konu ise ruhun satılması meselesi. bahsedilen erdem ve ahlaka aykırı değildir ibadetler v.s. hani bir laf daha var ya 'bana göre süt ona göre çikolata' diye onun gibi. bize göre ibadet olan kimine göre ruh satmaktır, kimine göre yatıp yatıp kalkmaktır. diğer bir konu ise cennetten tapu meselesi. hani bir laf var ya 'hani lan nerde tapusu' diye onun gibi. dünya üzerinde hazreti muhammed ve cennetle müjdelenen sahabeler dışında kimse cennettlik olduğunu iddia edemez, ortada öyle bir tapu yok yani, garanti edemez kimse. aksini iddia eden de dolaylı olaraktan şirk koşmuş olur. diğer bir konu ise dıştan bakıldığında çok dolu gibi gözüken fakat özünde incir çekirdeğini doldurmayan cümleler kurarak 'bakın ben inanmıyorum pişştt, nolur bakın lan beni farkedin artık' diye debelenmektir...
başka türlü oradan yer almak mümkün olmadığı için ruh sahibine teslim edilir. inanmak böyle bir şeydir. ancak insanın hedefi cennet değil yaratıcının rızasını kazanmak olmalıdır. o olmadan cennetin ne ehemmiyeti var.
inananların cennet arzusu ile inandığını varsayan, negatif ateist klişesi.
oysa inanmak müspettir. hareketin sebebi değil sonucudur. yani inanan, yani insan yaptıklarından dolayı herhangi bir
egemene sorumlu olmamalıdır bilakis sorumlu olduğu bilinci ile eylemlerini ortaya koymalıdır. ayrıntılı bilgi için (bkz: isyan ahlakı) 3. bölüm sorumluluk ideali.
ibadetler ise cennete ulaşmak için değil varolmanın şükrünü iade etmek için yapılır. yani ibadet, cennete ulaşmanın sebebi değil, geçmiş nimetlerin sonucudur.
örnek, müslümanlar cennet ile ilgili ayetler inmeden önce de inanıyorlar ve ibadet ediyorlardı.
bunu yapan insanın ruhunu satmadığını sanan bir insanla kaderi aynıdır. sonuçta herkesin sonu ölümdür. erdem sadece çevresinde gördüğü kötü örneklerle bir zümre hakkında atıp tutmaksa ve bunu araştırmadan, soruşturmadan peşin fikirli bir şekilde ve mantıklı olmak adına yapmaksa herkese uzak olsun.