cennette uyku yok

entry32 galeri0
    1.
  1. zargana nickli yazar arkadaşımızın cennet üçlemesi isimli roman serisinin ilk kitabıdır. sonsuz bir karamsarlığı ve ölüme adım adım yaklaşan sıradanlığa asi üç arkadaşın tükenişini anlatır. yeni bir tutunamayanlar vakasıdır.
    üçlemenin diğer kitapları için;
    (bkz: cennetten kovulan)
    (bkz: cennetin dibi)
    2 ...
  2. 2.
  3. günahla yıkanmış ruhların yeryüzünde ki cenneti, geçmişlerinde ve uykusuz gecelerinin karanlık şafaklarında aradığı, sille gibi bir kitaptır.
    3 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. Anladığım hiçbir şeyi sevemedim ben. Tanrı'yı, hayatı, insanları, filmleri, şarkıları, kitapları;..Hiçbirini sevemedim. Bir aşkı anlayamadım. Belki de ondandır bunca uğraşım. Bunca mücadelem. Ve bunca çabalayışım. ilk sevişmemde canım yanmıştı benim. ilk öpücüğümde hüngür hüngür ağlamıştım. ilk seni seviyorum cümlesini duyduğum an öfkelenip bu kadar iyi olamazsın dedikten sonra bir tokat atmıştım kendime. Koşmuştum sahilde. ilk aşkım arkamdan bağırmıştı; nereye?; Donup kalmıştım sonra. Ellerimi dizlerime koyup öksürmüştüm. Nefesim açılsın diye deniz suyundan içmiştim. Tekrarlamıştı ilk aşkım; ;nereye? Tekrar koşmuştum. Soruları sevememiştim hiçbir zaman. Nefesim ritmine kavuştuğunda dönüp geri baktığımda hiç kimseyi görememiştim. Hayatların sonlarını gördüğüm an bu filmi önceden izlemiştim demiştim. Sonları değiştirmek için çabalamadım hiçbir zaman. Anladığım hiçbir şeyi sevemedim ben. Dostlarımı sevmemin tek nedeni; onları anlamamış olmam.
    5 ...
  7. 5.
  8. bir kitap düşünün sizi alıp götürecek,bir kitap düşünün ya ben bunu okuyamam ben daha değişik arıyorum,bir kitap düşünün siz yanlız kaldığınızda size destek olacak,bir kitap düşünün tüm kitapların anlatmak istediği,tüm insanların anlatmak istediği,bir kitap düşünün sevgiliniz yanındayken onun size sımsıkı sarıldığı,

    bir kitap düşünün içinde 1000 tane kitabın olduğu.
    ben artık ev , bar, cafe , iş muhabbetlerinde aynı şeyi duymak hep aynı şeylerin yaşanmasından bıktım.

    uyumak istemiyorum.doyasıya yaşamak istiyorum.her saniye cok önemli

    ama sadece uykum var.

    bana yaşattığın her şey için teşekkürler. her şeye değer bence.
    5 ...
  9. 6.
  10. neden uyuyasın ki . çok güzel vakit geçiriyorsun. keşke hiç zaman akmasa dersin bir de.
    0 ...
  11. 7.
  12. "sol elimin altındaki şarap şişesinin kendisine doğru çektiğinde korkmuyordum ondan. alt tarafı sağ şakağıma indirirdi şişeyi. alt tarafı ölürdüm. beklediğimi yapmadı. neyi beklediğimi dahi bilmiyordum. bir sandalye çekip masanın altından karşıma geçti. eskiden yaptığımız gibi yapmayacaktık artık. biliyordum. ne o ne de ben sorgulamıyorduk artık hayatı. elini kolunu çözip serbest bırakmıştık hayatı. oysa ki ne çok hırpalamıştık kendisini. elektrikli işkenceden tut da kafasına damla damla su dahi damlatmıştık. yine de vermemişti sırrını bize. işte o gecelerden birinde salmıştık hayatı sokaklara.

    ben, tüm bu düşünceleri yaşarken bir anda 7, 65 i çıkarıp masanın üzerine koydu. cifr in içeriden gelen sesleri bölemiyordu umutsuzluğumuzu. "yazma" diye bağırdı ilk önce. hiç tepki vermedim. sol eline yakın yerlerde duran şarap şişesini alıp öpüşmeye başlarken o hareketlerimi izliyordu.

    "ölümü yaz" oldu ikinci cümlesi. her hangi bir morgdaki her hangi bir cesed kadar soğumuştu aramızdaki diyaloglar. "zero" dedim. göz göze geldik o anda.

    "artık hiçbir şey yazamıyorum."

    ben, tokat atmasını beklerken. ağzımı burnumu kanla bulamasını beklerken kalkıp gitti. giderken 7, 65 i masada bıraktı. çenemin altından kavrayıp yüzümü güldü:

    "bir gün her şeyden pişman olacaksın."

    -----------------------------------------------------------

    ...Murat'ı bir ticari taksiye bindirip evine gönderdik. Hızlı yaşadık biz hayatı. Sulardan atlayıp köprülerden geçtik. Şarkı isimlerini isim olarak seçmek istedik. Vazgeçtik. Kitaplar okuduk yıllarca. Hepsinin sonu aynı olduğunda kendimiz yazdık hikayemizi. Hayaller kurduk. Bir hikayeyle bizde salya sümük ağladık. Hiçbirisini inandırıcı gelmedi bize. Ne zaman ki hayatın içine girdik. "Hepsi gerçek&" dedik.
    "Yazılan kitaplar, çalınan şarkılar, çekilen filmler. Hepsi gerçek." Yalanı aradık bu kez. "Yalan ne?" diye sorduk körpe beyinlerimizi yorarken. Fazla zorlanmadık yalanı bulmakta. Gözlerimizi açmamız yetti. Embriyo olarak kalmak için neler verebileceğimizi düşündük. "Neler verebilirim?" sorusunun cevabı kısa oldu:

    "Her şey!"

    Her şeyin ne olduğu merak ettiğimizde yalan çıktı önümüze. işte o zaman oturup bekledik. Birbirimize bildiğimiz her şeyi anlatmaya başladık. Her şeyi. Yani yalanı. Bir dünya kurduk kendimizce. Aslında o dünya hep vardı. Biz tekrar keşfettik. Atlantis'ten daha değerliydi. O dünyayı bulduğumuz gün biz yok olduk. Kayıbız şu an. Aranıyoruz!...

    -----------------------------------------------------------------

    "...babam cennette varolan binlerce güzellikten bahsederdi. hepsi inanmam içindi tanrı'ya. hurilerden, altından ırmaklardan, sonsuz nimetlerden bahsederdi. cehennem şantaj yaptığı da olurdu. ben ise küçücük bir çocuk olduğum için inen göz kapaklarımı tek bir soru cümlesi ile açmaya çalışırdım:

    "baba" derdim, "cennette uyku var mı?"

    sureleri ayetlere ayırırdı. her zaman inançlı olmuştur babam. tanrı'ya, insanlara ve bana.
    bir türlü bir gram uykuya hasret küçük oğluna uyku bulamadığında ümitsizce cevap verirdi:
    "oğlum" deyip, saçlarımı okşadıktan sonra eklerdi:

    "cennette uyku yok."

    işte böyle bir gece vazgeçtim tanrı'dan ve o'nun olan her şeyden. cennetinden, cehenneminden. enb güzel mekanında dahi benim için hiçbir güzellik yoktu."

    sustuğunda dostum, göz göze geldik. vazgeçişlerinin kılıfları, ümitsizliklerinin heykelleri. gözlerinden geçen hayalleri. ve biz.
    o kadar yorulduyk ki bu oyunu oynamaktan. ve, o kadar sıkıldık ki birbirimiziden. ama bir gün..."
    -------------------------------------------------------------------------------------------
    1 ...
  13. 8.
  14. 9.
  15. ingilizcesi "there is no sleep at heaven." olan önerme. (bkz: buyur)
    0 ...
  16. 10.
  17. buradan küçük kupleler okumak yerine bir an önce basıma geçsin de alıp elimizde sayfaları hissederek okuyalım dedigimiz kitap.
    hadi hayırlısı.
    buradan yayınevlerine sesleniyorum;
    pişman olmayacaksınız. *
    2 ...
  18. 11.
  19. gerçeğin azgın dişlerini üstümüze salan kitap. kuduz aşısını ruhumuza yapacaklarsa belki durdurabiliriz bu azgın düşünceleri.
    3 ...
  20. 12.
  21. hepsi yaralar sonuncusu öldürür.. işte sonuncusu;
    (bkz: cennetin dibi)
    3 ...
  22. 13.
  23. kimsenin olmadığı bir evin duvarı gibiyim. dört bir yanımda sessizlik bazende soğukluk .ürküyorum ışıklar kapanınca bazende her açıldığında..sakin sokağımın stresli delisi yada çılgın bi semt'in ümitsiz bi şairi belkide yaşlılığın korkusunu atamamış biri. anlıyormusun bütün derdimi; aşkın en yoksul erkeğiyim ve de hiçbir umudu olmayan yanlız bir serseri...
    1 ...
  24. 14.
  25. bazı yalanlar, bazı gerçekleri gizler.. cennetse bütün yalanları gerçeklerden gizler..

    - sence zero; neden hiç uyumuyor cifr?

    - sence sen; hayatın donma noktasının kıyısında olsan ve adını suyun donma noktası sıfırdan alıp zero olsaydın uyuyabilir miydin?
    0 ...
  26. 15.
  27. + cennette uyku yokmuş olm
    - Sittir lan, uykuyu napcan, huriler var orda
    + Doğru söylüyosun abi
    - Sen malları * depola, diğer dünyada aq lan
    + abi sen harbiden nev-i şahsına münhasır bi kişiliksin
    - Olm germe beni yoksa patlak olanla seni...
    + Peki abi.
    0 ...
  28. 16.
  29. evden kaçıp gittiğin o gece sabaha kadar düşündüm zero .. nereye toslayacaktık sonunda..yaşadıklarımızı yazmak ne kadar doğruydu.. okullu birer evlat olmak yerine birer sahte tanrı' ya dönüşmeyi ilk hangimiz düşündük? nasıl bu hale geldik.. nasıl geri dönebiliriz. bizi kim ne kurtarır zero ? isimlerimizi ne zaman hangi düşünceelrin sonucunda değiştirdik.. kim verdi adlarımızı bize..kim?
    2 ...
  30. 17.
  31. karanlık lacivert gecelerde sevmekten vazgeçmek cesur kararlar gibi geldi önce.. korkaklıktan beter olduğunu; beni terkettiğin bu gri gecede farkediyorum.. nereye gittin zero .. beni attığın kuyuların üstünü örtecek koca taşları kim tutuşturdu eline..
    2 ...
  32. 18.
  33. çocukluğumuzu yalanlarla kurduk.. nasıl oldu da bütün bir hayatı yalana dönüştürdük.. aradan sızan incecik gerçekler nasıl oldu da bir tarikat kadar kalabalık ve içe dönük müritler verdi bize..artık beynim infilak etmek üzere. düşüncelerim korku dolu barut fıçılarına dönüştü.. cifr' i de alıp gideecğim buraalrdan. belki de annem körlüğünü unutabilir ellerinden tutarsam.. ben hayatımı, çocukluğumu, sensiz ve insan olduğum günleri geri istiyorum zero .. bu ihanet değil.. tanrı ' nın isteği..
    2 ...
  34. 19.
  35. beni hep bir tanrısal hata olarak düşündüğünde seni anlamamıştım.. topluma, aileme, ve tanrıya faydalı bir insan olabileceğim inancımdan beni vicdanımı baltalayarak çekip aldığında anladım ki; bir hataya dönüşmemi sağlayan tanrı sendin. bense sana ilham veren okyanustum. yarattığın alemleri ben içinde savrulayım diye yarattın. ah zero; neden hiç çocuk olmayı denemedik ki!
    1 ...
  36. 20.
  37. uzun zaman sonra deliksiz bir uykunun koynuna girdiğim bir gece yakama yapışıp uyandırdın beni.. sandım ki yine bir yolculuk var.nereye diye sormak adetim olmadığı için neden diye de sormadım yolculuk yok dediğinde.. nedenlere ihtiyacımız olmadığını o dilenci öğretmişti bize; koltukaltlarından kavrayıp bacaksız bedenini karşı kaldırıma bıraktığımız akşamüstünde.. dost muyuz yoksa birbirimizi kemiren iki asalak mı anlamamıştık ne biz hayatımızdaki insanlar. ilk defa o bedeni kucakladığımızda aramızda saf bir bağ kuruldu sanırım. ilk defa aynı anda insanca birşey yaptık.. neyse, sormadım işte neden uyandırdın beni diye.. çünkü biliyordum sen soruyordun kendine; onbeş yıldır ilkdefa bana huzur verip böyle uyutan şey ne diye.. o akşam gözlerindeki soruya dudaklarımdaki suskunlukla cevap verdim. şimdi çözüldü dilim, söylüyorum; sen beni terk etmeden ben seni terketmeye o akşam karar vermiştim..

    (bkz: bir hayat okudum kitabım değişti)
    1 ...
  38. 21.
  39. ağlarken çirkinleştiğini sanırım hiç bilemedin sen.. bütün kadınların bana aşık oldular onu da bilemedin.. ne sana ne kendime olan saygımdı nedeni hepsini reddedişimin.. yatağıma sokmadığım o kadınların arayışınaydı saygım. aramaya devam etmelerini istedim. biliyordum.. bir kere tenimdeki baharatla tanışınca aradıkları şeyi bulduklarını sanacaklardı. oysa onlara verebileceğim tek şey parça parça olma ihtimalleriydi..
    sense bütün kadınlarımı istedin hep.. ne bana ne kendine ne de kadınlara saygın olmadı. bana dair hissettiğin şey korku ve hayranlık sanıyordun.. oysa tanrı' nın sadece benden bir tane yaratmış olmasını hazmedemiyordun..
    1 ...
  40. 22.
  41. zaten bilinen olay. cennette su filan da yok. aman şimdiden depolayın.
    0 ...
  42. 23.
  43. hakan ikimizin de derilerimizin asaletinin farkında olmadığımız için bedenlerimizi ve hayatlarımızı heba ettiğimizi düşündü hep. gitti heba ettiklerimizi yazdı. anlayamadı; heba ettiği şey taptıkalrıydı. bir vahyi bir vasiyete dönüştürmekteki acizliği anlayamadı.. biz zero ve cifr' dik.. ikimizin de adlarının anlamı sıfır ' dı.. birimiz hayatın erime noktası, birimiz donma noktasıydık. hakan hep küçük kardeşimiz olarak kalabilirdi. o ise sıfırlığımızı kıskandı. bizi yüceltip yükseltip erimekten, donmaktan kurtarıp yanmaya yollamak istedi..
    1 ...
  44. 24.
  45. ergenliğimizin ilk günleriydi. yani annelerimizin süt içen evlatları olmaktan çıkıp zero , cifr ve ben' im ortaya çıkışımın ilk şaşaalı günleri. sanıyorduk ki hayat bir deney faresi. karnını yarıp görebiliriz içini. ve anlayabiliriz bütün sırlarını. bugün saçlarımıza erken düşen aklar anlatıyor bize sırrını hayatın;
    geçtiği her şeyi öpüyor zaman .. ve bir farenin karnında değil ne aşk ne sadakat..
    1 ...
  46. 25.
  47. herkese bir bakışı var ölümün.. ölüm gelecek ve senin gözlerine de bakacak. bir ayıba son verir gibi olacak ölümün.. belirmesini görür gibi aynada ölü bir yüzün.. dinler gibi dudakalrı kapalı bir ağzı.. o derin kuyuya ineceğiz sessizce.. aklında tek soru olacak zero ; kuyu mu derindi ip mi kısaydı.. yaşadığımız hayat mı karanlık.. ve neredeydi bunca zaman ihtiyacımız olan aydınlık..
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük