Öyledir zaten. Araplar yaratmıştır cennet kavramını. Kuran da 'sonsuz çeşit meyve, parıldayan nehirler, yemyeşil çimler ve renk renk çiçekler. Sonra en önemlisi ise erkeklere vaat edilen 'tomurcuk memeli huriler' ve insanların 33 yaşında olması.
Nasıl bir mantık bu anlayamıyor(uz)um. Hadi meyveleri doğa güzelliklerini anladık. Erkeklere verilen tomurcuk memeli huri ne demek? Nasıl bir cinsiyet ayırımcılığıdır bu? Resmen kadının cinsel obje olarak görülmesi. Araplarda kadınlar islam yüzünden tüm vücutlarını kapattıkları için erkeklere vaat edilecek en önemli şeyi bulmuş muhammed. Tomurcuk memeli kız.
Ayrıca ne demek yaş 33? 33 yaş demek insan vücudundaki hücrelerin 'zaman' denilen kavram içinde ilerlemesi/*yaş*amasıdır. Dünya yılı ile 33 yıldır. Şimdi, insanların ruhlarının cennette 33 dünya yılı yaşamış olması nasıl bir alakadır? Ruh metafizik bir kavramdır. Zaman kavramı tamamen yer çekimi ile bağlantılıdır. Tabiki bu sözlükteki çoğu kişi * izafiyet teorisi, yer çekimi/zaman ve uzay-zamanı kavramlarını bilmedikleri için anlamayacaklar.
Bu başlığa karşı çıkan inananlar Lütfen bir fizik kitabı birde astronomi (bkz: astro fizik) kitabı alsın ve öğrensin. Einstein, newton, max planc gibi bilim insanlarının kitaplarını ve bilimsel yasalarını okusun.
Orta okul ve lisede ki biyoloji,fizik ve kimya bilgileri yada türlü yayınevlerinden çıkan kitapları okuyup; bu konuda araştırma yapan ve kanıtlayan profesörleri, sığ bilgileriyle aşağılamasın.
valla bana göre de öyle. mesela ben bal hiç sevmem. bu sebeple bal akan dereler bana çok tiksinç geliyor. bal akan dereler örneği de cennetin yine arap dünyası için çizildiğinin örneği. bilindiği gibi bal bitki örtüsü gür bölgelerde yapılan arıcılık faaliyetleriyle elde ediliyor. arap dünyasına balın çekici gelmesi normal adamlar çölde yaşıyor. ben bal yerine nutelle akan dereler isterdim.
yine sıcak cehennem tasviri de sıcaklardan beyinleri sulanmış arap tolumuna hitap ediyor. düşünsenize yazın ortasında kavurucu sıcak altındasınız adamın biri geliyor ohh şöyle bir kömür sobasının yanında , üztünde kazakla sıcacık oturmalı diyor. ya delimisin nesin der kendinizi cehennem azabında hissedersiniz. yoksa sıcak bir cennet tasviri bi isveçli nin hoşuna gider.
sonra malum huriler. ulan ben huri yi napayım? nuri varsa sen onlardan haber ver! bu huri meselesi de erkek egemen toplumsal yapının olduğu arap dünyasına hitap ediyor. kadın ve erkek iki mümin den erkek sevapları karşılığında hurilerle ödüllendirilirken ömür boyu sevap işleyen mümin kadın ise ödül olarak kocasını hurilerle paylaşıyor. kadına cennette bile nuri yok!
kuranda, cennetin özelliklerine bakılacak olursa fark edilen özelliklerdir. altından ırmaklar akan cennetler yeryüzündeki tüm insanlara aynı çekicilikte gelmez; ama arapların yaşadığı coğrafyaya bakılırsa, bu onlar için çok şey ifade eder. iri gözlü, memeleri tomurcuk gibi eşler! yine belli bir döneme kadar cinsel anlamda aç yaşayan arapların ağzının suyunu akıtmasına sebep olur. zaten o dönemlerde bir arap başka ne isteyebilir ki. ilkel arap toplumunu hizaya getirmek için vaat edilen bu ödüller, dünyanın farklı yerlerinde ve farklı zamanlarında yaşayan, küçüklüğünden beri sex yapan, memeleri olgunlaşmamaış bakireler yerine, deneyimli kadınlarla heyecanlar yaşayan, bulunduğu coğrafya nedeniyle tüm doğa güzellikleri ve ırmaklar zaten ayağının altında olan insanlar için ekstra bir şey ifade etmeyecek. ne olacak bu insanlar?
her insan bir dünyadır. arapların cehalet kültüründeki cennet anlayışı dar, miskin ve sıkıcıdır. en azından vizyonu geniş insana öyle gelir. gerçeğinden bir hayli uzak cennet anlayışları vardır. hintlilerin reenkarnasyonu cıvıtmaları ile eşdeğerdir. cennetteki hurilerle kafayı bozan araplar ne hikmetse daha ilk ayette çarpıtılmış islamiyet çukuruna düşmüşlerdir. "yaratan rabbinin adıyla oku". bunu nasıl kıçından anladılarsa okuyup gelişen hristiyan dünyası pislik içinde yüzen de temizlik imandan gelir diyen son dinin mensupları. allahım bu ne yaman çelişki!
islam dolayısıyla cennet inancı olan kişilerin hiç şikayet etmediği önerme. ya da diğer açıdan bakarsak inançsız kişilerin şikayet ettiği önerme. olay inanmak ya da inanmamakta bitiyor anlaşılan. inanan insan kimisine çelişki gibi gelen şeylere rağmen inanıyor; inanmayan cennet vaadine rağmen inanmıyor.
sanki böyle bir cennet var da hazır. kurulu düzen falan. her şey fiks, ayarında gidiyor her şey. ırmaklarından sadece bal veya sadece süt akıyor. serinlik, gölge, huriler, nuriler * ne güzel bir yer.. yani senin orayı hak etmek adına yaptığın tüm insanlığın, tümü iyiliğin ve sevapların bunlar için, kurmaca bir bahçe mi? bu kadarını mı hayal edebiliyorsun o yüksek hayal gücünle?
cennet tasvirlerinde tüm insanlığın sevmesi muhtemel güzel şeyler aktarılır. yani evrensel bir şekilde aktarılır. sen ayetleri, tasvirleri istediğin yere çekebilirsin gerçi. hayal gücü büyük oluyor zaten inanmayanların.. bunu da zekayla bağdaştırıp övünç kaynağı haline getirmek de en büyük meziyetleri..
kardeşim zaten her kişi kendi cennetini kendisi oluşturacak amelleriyle.. bunun için herkese tek tek cennet tanımları yapılamazdı elbette. 7 katı var cennetin. şimdi komik çocuklar aralarında "ben dubleks istiyorum o zaman ne olacak ehi ehi?" diye komiklik yapıyorlardır. "kat" derken bahsettiğinin sembolik olduğunu bilmez gibi.. bak koçum bağnazlık dediğin, tutuculuk dediğin budur bence; bunu kavrayabilecek zekaya sahip olduğunu savunup da inananları aşağılamak, inançlarına küfretmektir. (ya salağa yatmak ya da) harbiden salak olmaktır.
cennet ve cehennemdeki tasvirlerin, insanların anlayabileceği düzeye indirilmesinden ileri gelebilir.
oldum olası, insanların yandığı bir cehennem fikri hayli saçma gelmiştir. ancak bundan o zaman cehennem yok sonucu çıkartmadım tabii. demek ki anlatılanlar simgesel şeyler, mesela yanmaktan kastedilen, ruhsal ve manevi bir acı olabilir. hani tamamen uyduruyorum şu anda ejderha mızrağında raistlin'in yaşadığı gibi, hani gerçek zannettiği anılarla acı çekmesi hadidesi.
cennet de böyledir büyük ihtimalle. tam olarak anlatsa, ne o zamanın insanı, ne de şimdiki zamanın insanı algılamayağı için, böyle böyle şeyler var yani çok güzel denilmiştir. bana öyle geliyor yani.