insan türü dediğin milattan önce 3 milyonuncu yılda, cenozozik devir diye nitelendirilen bir zamanda ortaya çıkmıştır. Museviliğin ve bilinen ilk kutsal dinin peygamberi olan Hz Musa ise m.ö. 1392 yılında doğmuştur.
m.ö 3 milyon - m.ö 1392 arasında geçen 2,998,608 yıl içerisinde yaşamış olan insanlardan allah'ın tekil bir dini ibadet beklentisi olamayacağına göre, o dönemde yaşamış bütün atalarımızın bugün cennette olduğunu söyleyebiliriz.
işte bu sebepten, 2,998,608 yıl boyunca cennet fani herkesi bünyesine katmış olup; nüfus yoğunluğu artmıştır. Bu yoğunluktandır ki; cehennem yaradılmış ve günahkarlar artık cehenneme gönderilmeye başlanmıştır.
Ali imran 133. ayeti'nde Cennet Göklerle yer kadar olduğu belirtiliyor.
demekki cennet sonsuz değilmiş bayaa sıkış tıkış olcaz. arkadaş iyi tespit yapmış.
Hz Musa'dan önce peygamberler de olduğunu ( Hz Adem, Hz. Nuh, Hz. Şit vs.) bilmeyen Cahil bir bünye tarafından, SAdece din ve dindarlarla dalga geçmek amacı ile fındık modeli bir beyin tarafından yapılan salakca bir tespittir.
1-) bilinen ilk büyük dinin ve museviliğin peygamberi hz.musa[a.s.] değildir. hz. musa[a.s.] hz. ibrahim'in[a.s.] oğlu hz. ishak[a.s.] oğluhz. yakup[a.s.]oğlu hz.yusuf[a.s.]dan gelen şeriatın büyük peygamberidir. resul ve nebi arasındaki farkı öğrenin öyle gelin bu bir.
2-) semavat deyince aklına sadece ozon tabakasıa kadar ki gök gelmesi senin çapsızlığındır.
kmkareye 200 den fazla kişi düştüğünde bölgenin nüfusu yoğun olarak kabul edildiği göz önünde bulundurulursa 200 den fazla olması gerekir tabirin doğru olması için.
büyük sorunları da beraberinde getirecek durumdur.
öncelikle öbür tarafın yüzey ölçümünü yapamadığımız için birim alana kaç kişi düşeceğini bulamayız ama 3 milyon yılda epey bir insanın doğup öleceği dikkate alınırsa yine de bir sıkışıklıktan söz etmek gerekebilir.
bildiğimiz kadarıyla bu dünyada ölenlerin yargılaması hemen yapılmıyor. ölenler mahşer gününe kadar bekletilip, son insan da dünyadan geldiğinde yargı süreci işlemeye başlayacak. bu durumda, gideceği yer kesinleşenlerin toplu halde içeri girmesi bazı problemlere yol açacaktır.
ilk sorun muhtemelen barınma konusunda çıkacaktır. kat ve arsa paylaşımında çıkan anlaşmazıklara, fani dünyada orta çağda kilisenin satmış olduğu arsaların tapulu sahipleri de eklenince şiddet olayları bastırılamayacak kadar tırmanacak, bunun sonucu olarak da cehenneme nakiller başlayacaktır.
elbette kalabalıkların gruplaşıp, verilmiş hakların alınamayacağını iddia etmesi ve arsalarından vazgeçip cehenneme gitmek istemediklerini bildirerek direniş göstermeleri söz konusu olabilir. bu tarz bir durumda, ateşten, nurdan veya her neyse ondan yapılmış güvenlik güçleri ile mutsuz cennet sakinleri arasında arbede yaşanacak, durumdan haberdar olan cehennem mahkumlarının da, sıcak ortam ve çalışma şartlarını bahane ederek kazan kaldırmasıyla mevcut durum içinden çıkılmaz bir hal alacak, neticede sistem işlemez hale gelecektir.