insanın ne kadar aciz kaldığının bir örneğidir.aklımız dünya dışında bir ortam hayal etmeyi başaramadığı için cenneti dünyevi bir şeylere benzetme ihtiyacını burda gideren mahluklar vardır. bunlar bilmezler ki orda bunların hiçbirine ihtiyaç olmayacak bambaşka bir ortamda bambaşka bir şekilde bam başka bir zaman diliminde olacağız. herkesi anlamaya çalışmak lazım tabi beyin sınırlı.
internet, otomobil, uçak, gay bar ve sözlük gibi nimetlerin olmamasından dolayı hayal kırıklığına uğrayan taş devri insanıyla aynı hisleri paylaşan adamdır. 10bin sene öncesiyle cennetin benzer olması ne kadar enteresan, demekki orası çok gerici bir yermiş.
olmayan hayal kırıklığından bahsetmenin salaklığını yaşıyoruz. cennette insanın hiçbir zaman görmediği, dünya güzelliklerinin yanında çirkin bile kaldığı, mükemmel şeyler bekliyor. bunu hadisler söylüyor. bazı arkadaşlarımızda, cennete gidebilecekmiş gibi, gidip de beğenmemezlik olayını yorumluyor.
cennette ne isterseniz öyle olacak.allah,cennetin güzelliğini tarif etmek amaçlı bazı tasvirler yapmıştır.yoksa meyve yerine başka zevkler elbette olacaktır.bizim aklımız hayalimiz şimdilik ermez.
bazen de cennet sonsuz,her gün hergün zevk alarak yaşamak insanı sıkmaz mı sorusu akla geliyor.cennette her gün farklı bir zevk olacak,yani dün yaşadığın zevk senin kapasiteni doldursa bile bir sonraki gün sanki ilk defa yaşıyormuş gibi hissedeceksin.
kısacası sıkılma bunalma gibi şeyler de acı kategorisinde olduğundan cennette böyle bir şeye yer yok.
zaten allah sonsuzdur.sen sonlu aklınla ancak böyle tahminler yürütürsün.
"hiç olmamış ve olmayacak olan mümindir". (zaten mümin olan cennet'in güzelliklerini bilen insandır, hayal kırklığı değil ancak mutluluk yaşar.)
sevgili yazar; "cennet'i görünce hayal kırıklığına uğrayan mümin" şeklinde bir tespit yapmak için ölen, sonra cennet'e giden, sonrasında "ben cennet'i beğenmedim" diyen biriyle görüşmek gerekir ki reel alemde bu mümkün değildir; bunun tespitini yapmak nasıl mümkün olmuştur peki?
aşkın, âşıklar öldürür.
aşk denizine daldırır
tecelli ile doldurur
bana seni gerek seni.
gerçek bir mü'minin amacı cennet değildir ki zaten güzel kardeşim, mü'minin amacı Allah'ın rızasını kazanabilmektir. hani insan gerçek dostlarıyla, arkadaşlarıyla bir araya gelince huzur buluyor, mutlu oluyor işte cennet dostların buluşacağı mekan, bu arada bu kafayla gidersen sen hayal kırıklığına bile uğrayamayacaksın.
araf suresinde; cennet ehli, cehennem ehline biz, rabbimiz bize neler vaadettiyse gerçek olarak hepsini bulduk, hepsini elde ettik, siz de rabbinizin size vaadettiğini gerçek bir sûrette elde ettiniz mi diye nidâ eder, onlar da evet derler.
diğer bir ayette; Cehennemlikler cennetliklere: "Bize biraz su veya Allah'ın size verdiği rizıktan aktarın." diye seslenirler.