bugün

Yeni bir gün başlarken
Güneş battı aniden
Karanlık var şimdi

senle ben
ve senle ben
belki bu son gün, aaaahh
dostça kal gitmeden

böyle kısacık geçmiş gitmiş şarkıda.. evet aynen böyle olmuştur.. gitmeden önce dostça kalınsındır..

cennet : kurban'ın her şarkısı şahane olan 3. albümünün, 5 numaralı formayı giyen şarkısı.
cennet:irem bulmacalardaki karşılığı kelime karşılığı olarak kullanırız
cennet bir yer degil bir bilinç düzeyidir.
demografik yapısı kadınlar ve erkekler için ayrı ayrı düzenlenmiştir.

not: huri kontenjanında angelina jolie tükenmiştir, ısrarla istemeyiniz.
ölüm korkusunu azaltmak için insanlar tarafından uydurulmuş ütopik yer. zira her kafadan bir ses çıkmaktadır. kimi "sabaha kadar hurilerle dans" der. kimiyse "huri yok, çiftleşmek yok" der. kuran-ı kerim de 6 veya 7 ayette cennetteki hurmalardan ve ırmaklardan bahseder. sürekli hurma. hep hurma. sonsuza kadar hurma. muz yok mu peki?

evet ölüme giden yolda insanın korkularını azaltmak için yaratılmış olan hayali bir yerdir. her dinin bir ödülü olmalıdır ki dinlerin temel olarak ödülü cennettir. cenneti arzulayarak hayatından kısıp yaşayanlar ise, bu hayattan fazla beklentileri kalmamış, "burda yaşayamadık güzel, bari öteki tarafı garantileyelim" diyen insanlardır ki bunlar en acınası toplulukturlar. bu kısım belli bir yaşa kadar her boku yiyip sonra kendini dine veren, cenneti garantiye almayı hayal ederek sabah akşam namaz kılan, camiye giden insanlardan oluşur.

islamiyete göre bir çok insanın gideceği yerlerdendir. kimisi cehennemden sonra cennete gidecek, kimisiyse direk cennete gidecektir. örnek vermek gerekirse hayatı boyunca iyilik ve şefkatle yaşamış, insanlara yardım etmiş, fakirin duasını almış bir kişi eğer namaz kılmamış, oruç tutmamışsa yeri öncelikli olarak cehennemdir. tam tersi de cennet için geçerli olmaktadır.

yine alimlere göre, cennette 1 dakika dünyadaki 1000 seneye bedeldir. cennetteki 1000 sene ise allah'ı 1 perdesiz bir dakika görmeye bedeldir.

aynı zamanda abazaların rüyalarını süsleyen atlantistir;

"bu hayatta mala vuramadık, bari orda vuralım anasını satayım."
http://img505.imageshack....ennetafissonlowhj4.th.jpg

HiKAYE
Onun adı A, Can değil sadece A

Can 29 yaşında Atipik psikoz ve düşük zekasına rağmen büyük hayal gücüne sahip bir adam. Yaygın tanımıyla geri zekalı

7 yaşında annesi öldüğünde yaşadığı travma sonucu annesinin hayaliyle yaşamaya başlamış ve annesi dışında kimseyle iletişime giremediği bir çocukluk geçirmiş. Bu yüzden kendine ait bir cennet yaratmış. Ve bir gün cennetinde tek başına değil güzel bir kızında ona eşlik ettiğini fark eder.

Bu hikaye, kendi kurduğu cennetinden çıkarılıp yalancı bir cennette, akıllı bir yetişkin olabilme şansı verilmiş bir çocuğun hikayesi

Ya da bu masal ile gerçeğin hikayesi
http://www.cennetfilm.com - http://www.dfgs.net - http://www.mandalinacasting.com
Fragman : http://www.youtube.com/watch?v=eK67_ONrw3o

04 ocakta Gösterimde
aranır

ölündüğünde olunmak için,
diri iken.
____________}
kafamda henüz cevaplarına ikna olamadığım soru işaretlerine sebep olan yer.Şöyle ki,söylenildiği gibi cennetin katlardan(yanılmıyorsam 7) oluştuğunu varsayalım.bu durumda en zengin kaynaklara sahip olana birinci kat diyip burada peygamberlerin ve yakınlarının vs. bulunduğunu varsayalım.Diğer yandan ucu ucuna son anda 7.katında bulunmaya hak kazanan birini ele alalım.

cennetin son katında olan biri,kendinden daha üst katta olup,daha fazla nimete sahip olan birini gördükçe kıskanmayacak mıdır?Eğer kıskanmayacaksa,herkes kendi sahip olduklarıyla memnun olacaksa,bunun anlamı kitap okumuyorum eksikliğini hissetmiyorum gibisinden,herkesin kendi sahip olduklarıyla barışık bir şekilde mutlu olması mıdır?Bu durumda ne kadar önemlidir cennte kimin daha çok hakederek girmesi ortada bir eksiklik hissedilmeyecekse?eğer kıskançlık duyulacaksa da,sonsuza kadar sürecek bir kıskançlığın cennette ne işi vardır?Bu mudur sonsuz mutluluğun olduğu yer?

Tabi kat halinde olmadığını,herkesin aynı yerde bulunacağını varsayacaksak,peygamber ile ucu ucuna cennete girmeye hak kazanan arasında ne fark vardır?Olaya kat olayı değil de sahip olduğun nimetler açısından da bakılabilir.
Yaşanan aksaklık sonucu vizyon tarihi 11 nisan'a ertelenen film.
filmin ingiltere'den gelecek efektler gecikince tarih değişikliğine gidilmiştir.
kucukcekmece ilce sinirlari dahilindeki bir mahalle. ortaokulda iken hoslandigim kiz oraya tasinmisti da cok uzulmustum ordan biliyorum.
eğer şeytan cennette insanı kandırabiliyorsa, cennette yalan söylenilebilir. yani orada kötülük yok demek bu hikayeye aykırıdır. orada günah olmayabilir fakat kötülük buna göre var.
kablosuz internet erişimi bulunan yer. e-süper.
iyi insanların gideceği yer olarak avutulmasını sağlayan ütopik yer.
oya bora nın dan ruhani ve sözleri aşk, ihanet,vs. albüm kapağı dışında sadece burada şarkısı.

cennetin o parlak rengine,
bir gölge düştü o, benim gölgem
sardığım ateşli vücutlar,
ardında kaybolur, iz vermeden

buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?

zar tutar, ah talih zar tutar
koşsam ne farkeder
yürüsem ne
hazır mısın benimle uçmaya ?
yüksekler tükendi
alçalmaya

buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?

sordun mu sen cenneti ?
geldin mi son yangına ?
koştun mu sen kollarıma ?
---------------------------------
cennetin o parlak rengine
bir gölge düştü o, benim gölgem
sardığım ateşli vücutlar,
ardında kaybolur, iz vermeden

buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?

sordun mu sen cenneti ?
geldin mi son yangına ?
koştun mu sen kollarıma ?

buldun mu sen cenneti ?
verdin mi sen kendini bana ?

sordun mu sen cenneti ?
geldin mi sen son yangına ?

buldun mu sen cenneti ?
verdin mi kendini bana ?
koştun mu sen kollarıma ?

sordun mu sen cenneti ?
geldin mi son yangına ?
koştun mu sen kollarıma ? *
görünmez gücün, kendine tapan kullarını öldürdükten sonra ödüllendireceği masallar alemi.
ilk çağ mitolojilerinden tek tanrılı dinlere adapte edilmiştir: huri denen kız çocuklarıyla azgın erkeklerin çiftleştiği kutsal mekandır.
"insan" sıfatını kazanmayı gerçekten hak etmiş olan insanların kurtuluşu, azap dolu bu dünyadan ayrılışıdır. ayrıca hiçbir dinin tekelinde değildir.
bir demirhan baylan şarkısı

Beraber cennetten kovulduk; ta buralara geldik, nerdesin?
Dünya hapishanesinde bir tek sana güvenirdim, kimlesin?

Bil ki ben bir kırılgan serseriydim, seni sevdim
Yalancı, yılandan neler öğrendin?
Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp cennetten

Dünya hapishanesinde tek gün bile işkence;sensizken
Erkekler duygusuz olurmuş, kadınlar bilmece&;tahminen

Ama ben bir kırılgan serseriydim, seni sevdim
Yalancı, yılandan neler öğrendin?
Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp cennetten

Bir an için ona niye diye sordun mu?
Yılan bozguncu, doğru
Artık ne cennet isterim, ne de cehennemdir derdim
Sorumlusun

Bil ki ben bir kırılgan serseriydim, seni sevdim
Yalancı, yılandan neler öğrendin?
Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp cennetten

Belli ki boşuna kovulmamışız sonsuzda kayıp o cennetten
wireless,kitap,kapadokya ve bazen de şarabın birarada olduğu yer
sensiz cennet bile sürgündür bana.

sözlerine konu olmuş mekan.
düş sokağı sakinleri'nin 2002'nin şubat ayında cıkartmış oldugu albüm.
Biraz gerilim, biraz dram, biraz komedi... Başrollerde Engin Altan Düzyatan, Fahriye Evcen ve Zeynep Papuççuoğlu'nun bulunduğu film, annesini kaybetmesi üzerine bir travma geçiren, düşük zekalı Can'ı, hayır pardon, A'yı anlatmaktadır. O kendi dünyasında, cennetinde mutludur, ancak onu cennetinden koparıp 'akıllı' yapmak isterler.
'Ben dünyanın en iyi kaçan gerizkelısıyım!' sözü beni çok etkiledi Can'ın. Trajikomik bu söz, bütün filmin havasını taşıyor üstünde.
geçtiğimiz cuma vizyona giren biray dalkıran filmi. oyuncular: engin altan düzyatan, fahriye evcen, zeynep pabuççuoğlu, tülay bekret, şendoğan öksüz, aytaç ağırlar, cüneyt sayıl, yusuf ekşi, can anamur ve mehmet birkiye.

boş vakitte evde izlenebilecek bir film olarak gördüm. ne orjinal ne de basit ama çok etkileyici buldum.
filmin genç oyuncuları gayet başarılılardı. filmle ilgili en olumlu yorumum budur.
anne ismi .
sıkıla sıkıla izlenilen bir türk filmi. eğer sabırlı olup da filmi bitirebilirseniz, pişman olacaksınız. benim izlediğim salonda yarısı boşalmadan gitti insanların.kültür bakanlığı'nın katkılarıyla çekilmiştir. bu bakanlığın düzgün bir filme sponsor olduğu günleri de görürüz inşallah, amin. ekşi'den ankaragazozu nickli arkadaş çok güzel anlatmış filmi, ancak bu kadar güzel özetlenirdi bu film. işte o metin :

filmi birlikte izlediğimiz grubumuzda bir psikolog ve 20 yıllık bir psikiyatrist de dahil olmak üzere kaliteli sinema seyircisi sayabileceğimiz envai çeşit insan vardı. filmden çıktığımızda hepimiz bu filmin seyircinin zekasını aşağılamaya yönelik bir girişim olduğunu düşünüyorduk. yönetmenin iş bilmezliğini danışmanlık sistemini kullanamamış olmasından da anlayabiliriz. yönetmen eşten dosttan bir doktora danışsa bile epilepsi nöbeti geçiren birinin ayağa kaldırılmayacağını, nöroepltik bir ilacin ayaktayken vurulmamasi gerektigini, bir hastayi 15 yıldır tedavi etmeye çalışan bir doktorun hastanın hayatındaki en derin travmayı yani annenin kaybını 15 yıl sonra sormayı akıl etmeyeceğini, deney faresinin öldüğünde çöpe atılmayacağını, bir doktorun hiçbir koşulda hastasını eve götürmemesi gerektiğini, mental retarde ve şizofren bir hastanın motorsikletin arkasında yolculuk yapamayacağını, psikiyatri kliniğinde hastanın kendi ilacını hemşirenin çayına atarak onu uyutup kaçamayacağını ve daha birsürü saçma sapan şeyin hiç ama hiç mümkün olmayacağını öğrenirdi.
dayağın çıktığı yer.

(bkz: parmak cenneti gosterdiginde parmaga bakan ahmaktir)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar