cennet yoktur

entry4 galeri0
    1.
  1. haydi bakalım şu entryi açıyoruz ya kuşkulanıyorum müslüman diye geçinenler ne kadar eksileyecek başlık altı entrylerde ne kadar laf işitilecek ama yoktur ki.
    cennet ne ki?

    dersiniz her yer seyir çimen, güzelliklerle süslü kötülükten arınmış içinde iyi insan olan ruhları barındıran ve hayat karşılığı gelinen dünya..

    cennete giren hiç acı çekmiyor mu? aşık olmuyor mu?
    orada ki her şey güzel, tatlı ve eğlenceliymiş. derelerinden nurlar akarmış. isa, musa, elvis presley... hepsi oradaymış. hiç bokluk yokmuş. hiç bokluk yoksa nasıl zevk alıyoruz?

    düşünsenize bu hayatta neden mutlu oluyoruz?
    istediklerimiz kavuşunca, hayallerimize kavuşunca sevindirik oluyoruz. bir yerden sonra dünyanın en güzel insanıyla yatabilirsin hayatta. bir saat... iki saat... üçüncü saat gına geliyor vallahi inan bak.

    neyse...

    cennette bu zaten var, nasıl mutlu olacağız orada?
    burada sevgilimize açılınca, aşık olunca ve aşkımıza kavuşunca mutlu oluyoruz, sevgilimizle olunca yine somurtan bir yaratığız biz. orada zaten o lükslere sahipmişiz nasıl yaşıyoruz.

    karnımız acıkmazmış, yemek yiyormuşuz bilmem, yedim mi her şey harika bir lezzetmiş, bıkmaz mı insan hiç. ben söyleyeyim mi bizi asıl doyuran yumurtanın tadıyla menemenin tadını ayırt etmek...*

    evet ki, cennet yoktur cehennem yoktur. geberip gidince bu dünyadan ne oluyor kimse bilemez. taa ki oradan bir kare görene kadar.

    evet evet geberdiğimizde gidiyoruz bir yerlere ama nereye, cennet ve cehennem bunun için saçma olmalı. acı ve kötülük olmadan mutluluk nasıl olabilesin.

    peki, eğer allah bizi bir bilmemne ile kutsuyorsa biz bu mutluluktan bıkmıyorsak ve "yeter laaan! artık üzülmek istiyoruumm" noktasına erişmiyorsak. bu allah'ın bize verdiği balık zekalılık değil midir? yada bunun gibi başka bir şey...
    3 ...
  2. 2.
  3. 3.
  4. cennet vardır, orada sıkılma, usanma, tiksinme, bıkma duygusu yoktur. kaynak: kuran-ı kerim.

    --spoiler--
    Cennet-Cehennem

    Ahiretle ilgili iman esaslarının en mühimi Cennet ve Cehennem'in varlığına inanmaktır. Kur'an-ı Hakim ve sünnet-i seniyyede Cennet ve Cehennem çok açık ifadelerle anlatılmış ve üzerinde çok durulmuştur. Onlardan şüphe etmek veya varlıklarını bir temsil zannetmek küfürdür. Cennet ve Cehennem'le ilgili ayet ve hadisleri inceleyen islam alimleri şu neticeleri tesbit etmişlerdir:

    *Cennet ve Cehennem şu anda yaratılmış olup mevcutturlar. Kur'an ve sünnetin ortaya koyduğu ve islam alimlerinin ittifak ettikleri görüş budur. Nerede olduklarını ilahi ilme havale etmek en uygunudur.[Aliyyü'l-Kari, Şerhu Fıkhı'l-Ekber, 168; Edib keylânî, Avnu'l-Mürid Şerhu Cevhereti't-Tevhid, M, 1098.]

    *Hz. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz Mi'raç'ta Cennet'i ve Cehennem'i görmüştür.

    *Cennet mü'minlerin, Cehennem ise kafir ve münafıkların son durağıdır.

    *Allahu Teala Cennet'i müminlere vadetmiş ve müjdelemiştir. Kalbinde zerre kadar imanı ve Allah sevgisi olan kimseler sonuçta Cennet'e girecektir. Cehennem'i ise kafir ve münafıklara hazırlamıştır. Ondan kaçmaları mümkün değildir. Bu ilahi bir hükümdür. Kesin olarak verilmiş bir sözdür. Allahu Teala'nın her sözü haktır, tahakkuku muhakkaktır.

    *Şeytan ve kendisine tabi olan kafir cinler de ebedi Cehennem'dedir.

    *Ehl-i Sünnet inancına göre Cennet de Cehennem de devamlı ve ebedidir; son bulmazlar, ikisinde de ölüm yoktur. Hadis-i şerifte belirtildiği üzere, Cennet ehli Cennet'e, Cehennemlikler de Cehennem'e girdikten sonra, Allahu Teala'nın emriyle ölüm bir koç suretinde ortaya getirilir ve boğazlanır. Ölüm de ölmüş olur. işte o zaman Cennetliklerin sevinci, Cehennemliklerin de hüznü ve kederi iyice artar.(Buhari, No:6548; Müslim, No:2850; Tirmizi, No:2558.) Çünkü artık ölüm yoktur ki ölüp de ateşten kurtulsunlar.

    *Cennet, derece derecedir. Sekiz kapısı mevcuttur. Oraya giren herkesin dünyadaki ameline göre bir makamı, irfanına göre derecesi ve manevi lezzetleri vardır. Dünyada Allahu Teala'yı tanıma ölçüsünde ariflere Cennet'te ilahi yakınlık, Cemalullah'tan haz alma ve özel iltifatlara mazhar olmak mümkün olur.(Edib Keylânî, Avnu'l-Mürid Şerhu Cevhereti't-Tevhid, II, 1114.)

    Cennet'te en yüksek makam "Vesile" olup Allah'ın Habibi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize aittir.

    *Cennet'te en büyük nimet Allahu Teala'nın cemalini seyretmek olacaktır. Bir büyük nimet de alemlerin Rabbinin Cennet'e girenlerden razı olması ve bir daha kendilerine gazap etmemesidir. Cennetteki en tatlı nimetlerden birisi de bütün alemlere rahmet yapılan Allah'ın Habibi, kainatın Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizle buluşmak ve O'na komşu olmaktır. Diğer bütün nimet ve zevkler bunların aşağısındadır.

    *Cennet'te görev yapan, mü'minlere selam veren melekler mevcuttur. Reisleri ve Cennetin kapıcısı "Rıdvan" isimli melektir. Cennet hizmetçilerine "Gılman" denir. Erkek mü'minlere hediye edilecek zevcelere "Huri" ismi verilir.

    *Dünyada karı koca olanlar, Cennet'te de karı koca olarak beraber olurlar. Kocası olmayan kadınlar veya bakire mü'mineler Cennet ehli olan kimselerle evlendirilir.

    *Herkes Cennet'e genç ve güzel bir surette girer. Orada ihtiyarlamak yoktur.

    *Cennet'teki nimetler, vaziyet ve haller, dünyadaki nimet ve durumlara benzemez, ikisi arasında sadece isim benzerliği vardır. O alemdeki her şey kendi şartlarına göredir. Orada sadece ilahi dostluk, hamd, zikir, şükür vardır. Nefsin her istediği kendisine verilir. Çalışmak, yorulmak, üzülmek, sıkılmak, usanmak yoktur. Cennet, kesb/çalışma yeri değil, keyf ve rahatlama yeridir. Orası sebepler alemi değil, ilahi kudretin açıkça tecelli ettiği yerdir.

    *Cehennem'dekiler için en büyük azap, Allahu Teala'nın kendilerine gazap etmesi ve onlara bir daha rahmet nazarı ile bakmamasıdır. Bütün dehşetiyle diğer azap çeşitleri bunun yanında az kalır.

    *Cehennem'de yanıp kül olmak; tükenip kaybolmak ve böylece azaptan kurtulmak yoktur. Ateşte yanan ve eriyen vücut yeniden yaratılır, ilk haline getirilir ve azap taze vücut üzerinde devam eder. Bu hep böylece sürer.(Nisa, 56.)

    *Cehemmede görevli azap melekleri vardır. Reisleri Mâlik'tir. Azap melekleri Cehennem'in ateşinden etkilenmezler; ateş onlara bir zarar vermez. Bu melekler Cehennem'dekilere merhamet etmezler, hallerine acımazlar. Allah tarafından kendilerine ne görev verildi ise onu tam olarak yerine getirirler.

    Bu bölümü, Zümer sûresinin ahiretteki en son durumu anlatan ayetleri ile kapatıyoruz: Rahman ve Rahim olan Rabbimiz bu ayetlerde buyuruyor ki:

    "Mahşerin kurulduğu yer, Rabbinin nuru ile aydınlatılır, herkesin amelinin yazıldığı kitap ortaya konur, peygamber ve şahitler getirilir ve aralarında hakkaniyetle hüküm verilir; onlardan hiç kimseye zulmedilmez."

    "Herkes ne amel yapmışsa karşılığı tastamam verilir. Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir."

    "Allah'ı ve ayetlerini inkar edenler bölük halinde Cehennem'e sürülür. Oraya geldikleri zaman kapıları açılır. Cehennem bekçileri onlara: "Size içinizden Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı hatırlatan peygamberler gelmedi mi?" derler. Onlar: "Evet, geldi" derler. Fakat ne çare ki, azap hükmü kafirlerin üzerine hak olmuştur."

    Onlara: "içinde ebediyyen kalacağınız Cehennem'in kapılarından girin; kibirlenip hakkı inkar edenlerin yeri ne kötü!" denilir.(Zümer, 69-75.)

    "Rabblerinden korkan ve emrine isyandan kaçınan mü'minler ise, bölük bölük Cennet'e sevkedilirler. Oraya varıp da kapıları açıldığında Cennet'in bekçileri: "Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedi kalmak üzere girin buraya" derler."

    "Onlar da: "Bize verdiği sözü yerine getiren ve bizi dilediğimiz yerinde oturacağımız bu Cennet yurduna varis kılan Allah'a hamdolsun. iyi amelde bulunanların mükafatı ne güzelmiş." derler."

    "O esnada melekleri de görürsün ki, Rablerine hamd ile teşbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır. Artık kulların aralarında adaletle hükmolunmuştur. En son olarak: Alemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun denilir."
    --spoiler--
    4 ...
  5. 4.
© 2025 uludağ sözlük