bir an gelir, dünyanın en yalnız insanı hissedersin kendini. bir sigara yakarsın. yaktığın sigaraya bir fincan çay eşlik eder bazen, bazen de hafif rakılar. sonra biraz müzik eşlik etsin istersin yalnızlığına, takar kulaklığını kaybolursun. bir sigara daha yakarsın. duyduğun cümleler, notalar, uzaklaştırır seni ve bir anda kendine bakar halde bulursun kendini; hiç gitmediğin kadıköy'ün kalabalığında klişe sokağına elveda derken. ya da kağıt kafeslerden kaçarken. sigaralar biter, çaylar tazelenir. hala yalnızsındır. ama bunu eskisi kadar dipten ve derinden hissetmezsin. çünkü bir şekilde kendini dinlemişsindir. sanki senin için yazılmış gibi söylenen şarkılar, cümleler duymuşsundur. bu şarkılar onun sesinden, bu cümleler onun kaleminden çıkmış ve senin bedeninde can bulmuş gibi hissedersin. tüm bencilliğinle kendine saklarsın şarkıları. saatlerce dinler, dinledikçe kaybolursun.